8. Hukuk Dairesi 2013/21393 E. , 2014/13038 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akçakoca Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2013/150-2013/357
G.. B.. tarafından mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davasının reddine dair Akçakoca Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 03.10.2013 gün ve 150/357 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Talep eden, mirasbırakan babası N.. A.."ın 13.04.2013 tarihinde vefat ettiğini beyanla muris N.. A.."ın mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, mirasçılardan G.. A.."ın nüfus kayıtlarını düzelttirmek üzere usüle uygun olarak verilen kesin süreye rağmen talep edenin kayıtları düzelttirmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde talep eden tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 382. maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 30. maddesi hükmünde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re’sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 94. maddesinde "Kanunun belirlediği süreler kesindir.Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez." hükmü düzenlenmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun, isterse Hâkim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, yapılması gerektiği belirlenen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca Hâkim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında Hâkimi de bağlayacağından uyulmaması halinde gereği Hâkim tarafından hemen yerine getirilmelidir.
Mahkemece,13.06.2013 ve 11.07.2013 tarihli yargılama oturumlarındaki ara kararlarında talep edene 2 haftalık süre verilmiş ise de, verilen süre Kanunda öngörülen koşullara uygun bulunmadığı gibi, yeterince açık ve makul olmadığı anlaşıldığından kesin sürenin usulüne uygun olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; talep edene, mirasçılardan G.. A.."ın nüfus kayıtlarını düzelttirmesi veya mirasçılık belgesini sunması için önceki ara kararlarına göre daha uygun bir süre verilmesi, bu süre içerisinde dava açıldığı takdirde Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 165. maddesi uyarınca açılan davanın eldeki dava bakımından bekletici sorun yapılması, Kanuna uygun olarak verilen kesin süreye rağmen talep eden tarafından eksiklik giderilmezse mevcut delil ve kayıtlara göre karar verilmesidir. Açıklanan hususlar yerine getirilmeden Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Talep edenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 20.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.