17. Hukuk Dairesi 2019/5800 E. , 2020/6150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve ... vekili, davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalılardan ...’ın çeşitli vergi türlerinden 19.214.183,75 TL vadesi geçmiş ve muaccel hale gelmiş tahsil safhasında vergi borcu bulunduğunu, davalı ...’a karşı icra takibi başlatıldığını, ödeme emirleri düzenlenerek tebliğ edildiğini ve haciz varakaları düzenlendiğini ancak davalı ..."ın buna karşılık hiçbir ödemede bulunmadığını, yapılan malvarlığı araştırmasında ... ili ... ilçesi, ... mahallesi 102 ada 19-34-47 nolu parsellerin davalılardan ... adına kayıtlı iken 09/08/2010 tarihinde diğer davalı ..."ye satıldığının tespit edildiğini, davalı ...’nin ise aynı taşınmazları 06/10/2010 tarihinde yani aldığı tarihten sonra iki ay dahi geçmeden diğer davalı ..."a 5.000,00 TL bedel karşılığında sattığını, son olarak taşınmazların davalılardan ..."e satıldığını, taşınmazın gerçek değerinin çok altında devredildiğini, üç davalının da Tatvan iş yaşamının içinde olduklarını, Tatvan"ın herkesin birbirini tanıyacak kadar
küçük olması nedeniyle borçlu ..."ın asıl amacını bilen ve bilmesi lazım gelen kişilerden olduklarını belirterek amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla yapılan ve hükümsüz olan bu tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; bahsi geçen taşınmazı uzun vadeli ve taksitli olarak satın aldığını, şahsının ve şirketi adına oluşan maddi sıkıntılardan dolayı var olan borçlarını ve taksitlerini ödeyemediğini, çok cüzi miktarda verdiği peşinattan başka ödeme yapmamış olmasından dolayı taşınmazı borçları ve taksitleriyle birlikte sattığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; kendisinin söz konusu taşınmazı ..."den aldığını, ..."ı tanımadığını İstanbul ilinde ikamet ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Davacı Hazine tarafından açılan davanın kabulü ile; davalıların muvazaalı tapu devri nedeniyle kurum zararı olan toplam 618.523,75-TL tazminatın ilk tasarruf tarihi olan 09/08/2010 tarihinden itibaren işlenecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı hazineye verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve Meksi vekili, davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... ve Meksi vekili, davalı ... ve davalı ...’ün aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava 6183 sayılı AATÜHK"nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Anılan Yasanın 24.maddesi gereğince borçlu ile hukuki işlemde bulunan kişi, borçludan aldığı mal üçüncü bir kişiye devrederse alacaklı, devir tasarrufunun yapıldığı kötüniyetli üçüncü kişilere karşı iptal davası açabilir. Buradaki "kötüniyetli üçüncü kişiler" iptal davasına konu malı borçlunun alacaklısından mal kaçırmak amacıyla temlik ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerdir. Kötüniyetin ispatı davacı alacaklıya aittir. Kanunun 31.maddesi hükmünce 27, 28, 29 ve 30. maddelerde sözü edilen tasarruf ve ../...
muameleden faydalanan üçüncü şahıs şayet elde ettiğini elden çıkarmışsa elden çıkardığı tarihteki rayiç bedeliyle takip konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak sorumludur.
Somut olayda davalı dördüncü kişi ... ve beşinci kişi ... dava konusu taşınmazı borçlu ..."dan doğrudan satın almış değildir. Taşınmaz borçlu tarafından önce davalı üçüncü kişi ...’ye onun tarafından davalı dördüncü kişi ...’a ve onun tarafından da davalı beşinci kişi ...’e satılmıştır. Davalılardan ... ve ... hakkındaki davanın kabul edilebilmesi için kötüniyetli olduklarının davacı alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Belirlenen bedel farkı davalı ... ve ...’ün kötüniyetli olduğunun ispatına yeterli değildir.
Bu durumda dördüncü kişi ... ve beşinci kişi ...’ün kötü niyetleri ispatlanamadığından bu kişiler yönünden davanın reddine, borçlu ile hukuki muamelede bulunan davalı üçüncü kişi ...’nin ise taşınmazı elden çıkardığı tarihteki keşfen belirlenen değerini (618.523,75 TL) geçmemek kaydıyla ve de tasarruf tarihine kadarki davacının alacak ve fer"ileriyle sınırlı olmak üzere nakden tazminata mahkum edilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davalı ... ve ... yönünden de tasarrufun iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-Kabule göre de; iptal davasının 6183 Sayılı AATUHK"nun 31.maddesi gereğince bedele dönüşmesi halinde mahkemece dava konusu taşınmazın davalı 3.kişi, 4.kişi ve 5.kişinin her birinin ayrı ayrı taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihteki gerçek değerinin, takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak ve faiz uygulanmadan davalı 3.kişi, 4.kişi ve 5.kişiden tahsilde tekerrür olmayacak şekilde tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalıların faizle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması ve tasarruf tarihindeki davacının vergi alacağıyla sınırlı tutulmadan hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
4-Yine kabule göre; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/6/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiği öngörülmüş olmasına karşın mahkemece nisbi vekalet ücreti tayini de isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... vekili, davalı ... ve davalı ...’ün sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2),(3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 26/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.