Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/11653
Karar No: 2007/1173

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2006/11653 Esas 2007/1173 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2006/11653 E.  ,  2007/1173 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : POLATLI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/10/2005
    NUMARASI : 2003/251-481

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,kayden maliki bulunduğu .parsel sayılı taşınmaza davalıların kendi taşınmazlarına kuyu ve çukur açıp çıkan suyu arklar ile yönlendirerek müdahale ettiklerini, taşınmazın sular altında kalması nedeniyle tarım yapamadığını ileri sürüp elatmanın önlenmesine ve 2.053,75.YTL tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında,davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne yönelik davasını atiye bırakmıştır.
    Davalılar,dava konusu taşınmaza müdahaleleri olmadığını,davalı Hükmü P.r A.Ş. yönünden kesin hüküm bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece,davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne yönelik davanın atiye bırakıldığı,çekişme konusu taşınmazda diğer davalıların su kuyusu ve derin çukur açmak suretiyle su birikmesine neden oldukları,elatmanın önlenmesine karar verilmesi halinde davalıların ağır zarara uğrayacakları,suyun açılacak bir kanal ile tahliyesinin mümkün bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar,davacı ve davalı Hükmü P.. İnş.Tic. ve San.A.Ş. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi ...raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. 
               -KARAR-
    Dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu .parsel sayılı taşınmazın  kayden davacıya ait bulunduğu  anlaşılmaktadır
    Davacı,davalıların kendi  arazilerine  açtıkları kuyu ve çukur ile  su çıkmasını sağladıkları,çıkan suyu  arklar ile  yönlendirerek  arazinin  eğimli olması sonucu kendi taşınmazının sular altında kalmasına neden  olduklarını,taşınmazda tarım  yapamadığını ileri sürerek  eldeki davayı açmıştır.

    Bilindiği üzere;çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının  getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazırhale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde  bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile  kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak  hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan,   infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.  
    Somut olaya gelince; yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde bir  araştırma ve uygulama yapıldığını söyleyebilme  olanağı yoktur.Öte yandan yapılan her iki uygulama sonucu elde edilen bilirkişi  raporları arasında  çelişki bulunduğu,ancak bu  çelişkilerin giderilmediği,davacı taşınmazına davalıların hangi  eyleminin ne şekilde ve oranda  müdahaleye yol açtığı,varsa  zararın ne gibi önlemler  alınmak  suretiyle  giderilebileceği  belirlenmemiştir.Öyleyse yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olduğu söynemez.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen  ilke ve olgular birlikte  değerlendirilerek  soruşturmanın  eksiksiz tamamlanması,bilirkişi  raporları arasındaki  çelişkinin yeniden yapılacak  keşifte  gerekçeleri   açıklanmak suretiyle  giderilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde  bir karar verilmesi gerekirken,yetersiz araştırmaya  dayanılarak  yazılı olduğu şekilde  ve hukuki olmayan  gerekçelerle hüküm kurulması doğru değildir.Davacı ve davalı Hükmü  Peker İnş. Tic. ve San.A.Ş."nin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün H.U.M.K."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan  peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,8.2.2007  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi