Esas No: 2022/1828
Karar No: 2022/3151
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1828 Esas 2022/3151 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, müvekkilinin elindeki bononun davalı banka tarafından kaybedilmesi ve bu sebeple bono bedelinin tahsil edilememesi sonucunda zarara uğradığını ileri sürerek tazminat talep etti. Mahkeme, davalı bankanın objektif özen sorumluluğu gereği davacının zararlarından da sorumlu olduğuna hükmetti ve davacının talebini kısmen kabul etti. Bu karar Daire tarafından bozulsa da Direnme kararı ile mahkeme kararı onanarak, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları reddedildi. Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu madde 105, Ticari İşletme Kanunu madde 20.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen 12.02.2016 gün ve 2014/1230-2016/153 sayılı hükmün Dairemizce 20.12.2017 gün ve 2016/5097-2017/7453 sayılı ilamla bozulması üzerine yukarıda tarih ve sayısı belirtilen direnme kararının H.G.K'nın 14.12.2021 gün 2018/11-649 esas, 2021/1659 karar sayılı kararı ile yerinde görülmesi ile diğer temyiz itirazları incelenmek üzere dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, keşidecisi BNM Turizm Otelcilik Seyahat ve Yatırım İşletmeleri İnşaat Ticaret Sanayi Ltd. Şti. olan 10.08.2008 tanzim 22.09.2008 vade tarihli 4.500.- TL bedelli bononun hamili olan müvekkilince tahsil için davalı bankanın ...Şubesi'ne teslim edildiğini, bononun vadesi geldiğinde müvekkiline ödeme yapılmadığı gibi bilgi de verilmediğini, anılan bononun kaybedildiğini, müvekkili tarafından ...2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/898 E. sayılı dosyası kapsamında zayi nedeniyle bono iptali davası açıldığını ve davanın kabulü ile bononun iptaline karar verilerek kararın kesinleştiğini, anılan dava nedeni ile müvekkili tarafından harcamalar yapıldığını, keşideci aleyhine giriştikleri icra takibinin semeresiz kaldığını, dava konusu bono davalı tarafından kaybedilmeyip protesto sonrası müvekkiline iade edilmiş olsaydı ekonomik durumu elverişli olan bono keşidecisi şirketten bono bedelinin tahsilinin mümkün olduğunu, bu sebeple müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek bono bedeli ve diğer giderler toplamı olan 7.038,84 TL tazminatın ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 23/06/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının bono bedelini icra yoluyla tahsil edememesi ile müvekkilinin sorumluluğu arasında bir illiyet bağının olmadığını, bono kaybolmasaydı bile tahsil kabiliyetinin olmadığını, bono bedeli dışındaki 2.538,84 TL'lik diğer zararlardan müvekkili bankanın hiçbir durumda sorumluluğunun olmadığını ve müvekkili bankanın dava konusu hususun ticari iş olmaması nedeniyle avans faizinden sorumlu olamayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, keşideci BNM Otelcilik Ltd. Şti'nin üç ayrı bankada toplam 19.239,47 TL mevduatı olduğu, davacının alacağının ise sadece 4.500.- TL olduğu, belirtilen mevduat hesaplarındaki paralar bono bedeli olan 4.500.- TL'yi ve icra dosyasındaki tüm fer'ilerini kapatmaya yeterli miktarda olduğu, davacının elinde bononun olmaması ve zayi nedeniyle bono iptali davası açıp geç icra takibine girişmesi nedeniyle bono vadesinde davacının elinde olsaydı banka hesaplarından tahsil edebileceği parayı tahsil etme imkanını yitirdiği, davacının bono bedelini tahsil amacıyla birçok giderde bulunmuş olduğu, bunların miktarının toplamı olan 2.538,84 TL olduğu, davalı banka objektif özen sorumluluğu gereği davacıya karşı bu zararlardan da sorumlu olduğu, davalı banka bonoyu zayi etmeseydi davacı bu masrafları yapmayacak ve maddi ve manevi külfetlere katlanmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne 7.038,84 TL'nin 4.500,00 TL'lik kısmına 27/06/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak ve kalan 2.538,84 TL'lik kısmının da 24/11/2014 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 20/11/2017 tarih 2016/5097-2017/7453 sayılı kararıyla kararın bozulmasına karar verilmesi sonrasında mahkemenin 12/03/2018 tarih 2018/198 E. 2018/142 K. sayılı kararı ile önceki kararda direnilmesine, davanın kabulüne, 7.038,84 TL'nin 4.500,00 TL'lik kısmına 27/06/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak ve kalan 2.538,84 TL'lik kısmının da 24/11/2014 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Direnme kararının, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11/06/2018 tarih 2018/2612-2018/4447 sayılı kararı ile bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14/12/2021 tarih 2018/11-649 E. 2021/1659 K. sayılı kararıyla, mahkemenin direnme kararının yerinde olup, davanın esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 360,62 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.