19. Hukuk Dairesi 2017/743 E. , 2018/2709 K.
"İçtihat Metni"...
Taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine göre 30/06/2014 tarihi itibariyle mutabık kalınan 43.552,08 TL alacağın tahsili için giriştiği icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takibene dayanak yapılan mutabakat formunda davalının bir onayı bulunmadığını, davacının alacaklı değil borçlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin davalıdan kendi defterleri uyarınca 43.522,07 TL alacaklı bulunduğu davalı şirket kayıtlarında borcun bulunmadığı, bu farklılığın nedeninin davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenmiş bulunan 25/07/2014 tarih ve 60.247,33 TL"lik fiyat farkı bedeline yönelik faturanın davalı şirket kayıtlarında yer almasına karşılık davacı şirket kayıtlarında yer almadığı, davalı şirket kayıtlarında yer alan bu faturanın davacı şirket adına düzenlenmesini gerektirecek haklı nedenin varlığının davacı tarafından ispatlanamadığı böylece davacının davalı taraftan icra takibine konu miktar kadar alacaklı bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davalı tarafın, davacıya takibe konu yapılan alacak nedeniyle borçlu olmadığı gibi 25/07/2014 tarihli 3015271 belge nolu 60.247,33 TL"lik "fiyat farkı bedeli" faturadan dolayı 16.725,25 TL alacağının bulunduğunu savunduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarında bulunan bu faturanın, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının, savunması doğrultusunda bu faturayı, davalıya usulüne uygun olarak tebliğ ettiğini ileri sürüp ispatlayamadığı gibi davacının bu faturayı kabul etmediklerini dile getirilmesi karşısında, TTK"nın 21/2 maddesi uyarınca dayanağı belgesi sunulmayan bu faturaya dayalı davalı savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK"nın 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....