20. Hukuk Dairesi 2015/6164 E. , 2015/6428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 22.02.2012 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... Tosun tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.04.2013 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı vekili Av.... geldi, diğer taraftan vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Kaş ilçesi, Gökçeören köyünde yapılıp 9.12.2006 ilâ 29.01.2007 tarihleri arasında ilân edilen genel arazi kadastro çalışmaları sonucunda 212 ada 2 parsel sayılı 1111,05 m² yüzölçümlü, 212 ada 3 parsel sayılı 1654,02 m² yüzölçümlü, 212 ada 4 parsel sayılı 2366,26 m² yüzölçümlü ve 212 ada 5 parsel sayılı 1028 m² yüzölçümlü taşınmazlar sırasıyla belgesizden ..., ...., ... ve ... adına yapılan tesbit tutanakları itirazsız kesinleştiğinden tapu siciline tescil edilmişlerdir.
Davacı vekili 02.04.2007 havale tarihli dava dilekçeleri ile, dava konusu taşınmazların imar ve ihya edilmedikleri, genelde taşlık, kayalık, çalılık ve boş arazi niteliğinde bulunduklarından Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden oldukları ve zilyetlikle kazanım şartlarının davalılar yararına oluşmadığı iddiasıyla davalılar adına oluşan tapu kayıtlarının iptali ve adına tescilleri istemiyle ayrı ayrı dava açmış, mahkemece, aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle davalar birleştirilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 212 ada 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların 16.06.2010 havale tarihli bilirkişiler ....., ....,.... ve .... tarafından düzenlenen rapora ekli ifraz krokisinde gösterilen alanların tapu kaydının iptali ile köyün son ada ve parsel numarası ile orman vasfında adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Yörede 1944 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 1949 yılında ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi ile 1999 yılında yapılıp 22.03.2002 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması vardır. Daha sonra 2005 yılında yapılıp 28.02.2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi gereğince vasıf ve mülkiyet değişikliği dışındaki fennî ve teknik hataların düzeltilmesi çalışması bulunmaktadır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve çekişmeli 212 ada 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların orman niteliğiyle tesciline karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı tarafından dava konusu taşınmazların imar ve ihya edilmedikleri, genelde taşlık, kayalık, çalılık ve boş arazi niteliğinde bulundukları iddiasıyla açıldığı halde, mahkemece talep ile bağlı olunduğu ve talepten başkasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, talep aşılmak suretiyle taşınmazların orman niteliğiyle tesciline karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Ayrıca, dava konusu taşınmazlar, yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1944 yılında yapılıp 1949 yılında kesinleşen orman tahdidine ilişkin harita ve tutanaklara göre, ... köyü, ... mahallesinin “Köy toplu arazi ve bahçelerini ihtiva ettiğinden köy namına terk edildiği” belirtilmek suretiyle tahdit dışında bırakılmış ve sonra yapılan aplikasyonlarda da durumu değişmemiş, teknik bilgisine başvurulan ziraat bilirkişileri ayrı ayrı düzenledikleri raporlarında da taşınmazların tarla niteliğinde özel mülkiyete tabi bulunan yerlerden oldukları yönünde görüş bildirdikleri nazara alındığında, 1944 yılında yapılan orman tahdidi tutanaklarındaki belirtmelerdeki köy toplu arazi içindeki bahçe veya tarım arazisi niteliğini halen korudukları, niteliklerinde değişme bulunmadığı ve davacı .....nin iddialarının eldeki davada ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin hatalı değerlendirilmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ...., ..., ... ve ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 990.- TL vekalet ücretinin davacı .....den alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ......"a verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m. 297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 25/06/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.