18. Ceza Dairesi 2015/23265 E. , 2016/7849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
A- 05.06.2007 tarihinde müştekiler ... ve ...’a karşı işlenen hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelenmesinde;
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Hakaret suçunda temel cezanın doğrudan TCK"nın 125/3-a maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiği gözetilmemiş ise de, bu hususun sonuca etkili görülmediği,
Mükerrir sanık hakkında, TCK"nın 58/7. maddesi uyarınca hapis cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmemiş ise de; bu hususun infaz aşamasında dikkate alınabileceği,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, ancak bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, tebliğnameye kısmi uygun olarak “TCK"nın 53/1-b” maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- 05.06.2007 tarihinde müştekiler ... ve ...’a karşı işlenen tehdit suçundan ve 03.07.2007 tarihinde müşteki İsmail Ç. e karşı işlenen hakaret suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelenmesinde ise;
Sanığa yükletilen tehdit ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Hakaret suçunda temel cezanın doğrudan TCK"nın 125/3-a maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiği gözetilmemiş ise de, bu hususun sonuca etkili görülmediği,
Adli sicil kaydına göre mükerrir olan sanık hakkında, seçimlik ceza öngören hakaret ve tehdit suçunda TCKnın 58/3. maddesi uyarınca, hapis cezasına hükmolunduktan sonra bu cezanın adli para cezasına çevrilemeyeceği gözetilmeyerek aynı Kanunun 50/2. maddesine aykırı davranılmış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
1-5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ancak hapis cezalarında uygulanabileceği gözetilmeden, hükmolunan adli para cezaları hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
2-Tehdit suçundan sonuç olarak verilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında TCK"nın 52/4. maddesi gereğince taksit sayısının dörtten az olamayacağı gözetilmeden; taksit sayısının üç olarak belirlenmesi,
Kanuna aykırı, sanık ..."in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, tebliğnameye kısmi uygun olarak, ilgili hüküm fıkralarından; “tekerrür hükümlerinin uygulanmasına” ilişkin kısımların ve tehdit suçunda sonuç olarak verilen adli para cezasının“ 3 eşit taksitler halinde ödenmesine” ibaresinin çıkarılması; tehdit suçunda sonuç olarak verilen adli para cezasında “ 4 eşit taksitler halinde ödenmesine “ibaresinin eklenmesi biçiminde HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelenmesine gelince; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
05/06/2007 tarihinde katılan ve müştekiye yönelik "Ben bu mahkemeyi tanımıyorum, hepinizi şikayet edeceğim, benim mahkemeye vermiş olduğum dilekçeler okunmuyor, 3 sene yattıktan sonra tekrar çıkarım, sizinle görüşeceğiz." şeklindeki sözlerinin hakaret ve tehdit suçlarını oluşturduğunun, sanığın 03/07/2007 tarihindeki verilen karar üzerine de " Böyle adaletin de senin de, çoluğunun da çocuğunun da..." şeklindeki eyleminin de hakaret suçunu oluşturduğunun belirtildiği, şüphelinin müşteki ve katılana yönelik bu şekildeki eylemlerinin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturmadığı, ilk kararda şüphelinin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu belirtilen eyleminin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2010/22494 esas, 2012/19402 sayılı kararında tehdit suçunu oluşturduğunun belirtildiği, bir eylemin hem tehdit hem de görevi yaptırmamak için direnme olarak kabul edilemeyeceği halde sanık hakkında Yargıtay bozmasından sonra verilen kararda; gerekçe kısmında Yargıtay"ın bozma kararına uyulduğunun belirtilmesine karşın; görevi yaptırmamak için direnme suçundan da cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı"nın ve sanık ..."in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/04/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.