Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/5458 Esas 2014/21002 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5458
Karar No: 2014/21002
Karar Tarihi: 25.6.2014

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/5458 Esas 2014/21002 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2014/5458 E.  ,  2014/21002 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı ...,... Üniversitesi Hastanesi Anestezi Bölümünde 17.11.2005- 12.01.2006 tarihleri arasında tedavi gören Nihal Konuk ‘un tedavi ücreti için 13.01.2006 tarihli senet imzalandığını,davalı tarafından imzalanan senet bedelinin ödenmediğini ileri sürerek ,davalı hakkında başlattıkları icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ,% 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-İİK.nın 67. Maddesinin 2.fıkrası hükmünce icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından 2014/5458-21002
    alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunmadığından alacak likit ve muayyen nitelikte bulunmadığından davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip hükmün düzeltilerek onanması HMK 370/2 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine,(2) nolu bentte açıklanan nedenle kararın hüküm başlıklı bölümün 1. bendindeki “% 40 icra inkar ödencesinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine “ “sözlerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine aynen ” koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,” cümlesi yazılarak kararın düzeltilmesine, düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.