(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2016/26495 E. , 2019/5509 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davacı asil doktorun her türlü teçhizat yatırımlarını kendisi yapmak kaydıyla davalı şirketin ... hastanesinde ve davalı şirketçe kira, kullanım bedeli, temizlik hizmeti gideri vb. adı altında bir ödeme talep edilmeksizin hastalara tıbbi hizmet sunacağını, davalı şirketin davacı asil doktorun kendisi ve ona bağlı doktorlar tarafından sunulan muayene ve tedavi hizmetleri sonucu oluşan ciroya hastalar tarafından yaptırılan tetkiklere ait tutarın %25’i ilave edilerek hesaplanacak toplam ciro hesapalanacağını ve bu toplam hakediş üzerinden %55 karşılığı olan rakamın davacıya ödeneceğini, bu sözleşme gereğince davacıya ödenmesi gereken bedelden 384.783,55.-TL kadar eksik ödeme yapıldığını, bunun tahsili için başlatılan icra takibinin ise davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davacının davalı şirketin cari hesapları kapsamında herhangi bir borcunun bulunmadığını bu nedenle davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davacının davalı aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile, davalının ... 4 icra müdürlüğünün 2012/755 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak 323.697,88 TL ve işlemiş faizi olan 1.213,87 TL olmak üzere toplam 324.911,75 TL"lik kısmına yaptığı itirazın iptali ile, takibin bu miktar üzerinden asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, Koşulları oluşmadığından taraflar yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm, davanın taraflarınca temyiz edilmiştir.
1-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra- inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, ... Şirket olup ayrı muhasebe birimi olan borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacının birinci bent dışında kalan sair temyiz itirazları ile davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya, 5.549,00 TL harcında davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.