Esas No: 2017/119
Karar No: 2019/581
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/119 Esas 2019/581 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 294-71
Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."in nitelikli yağma suçundan beraatlerine ilişkin Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.05.2010 tarihli ve 377-134 sayılı hükümlerin Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 26.05.2015 tarih ve 1172-40819 sayı ile;
“...Oluş ve dosya içeriği ile sanıklara suç atması için bir neden bulunmayan yakınanın anlatımlarına göre; sanık ...’in, iş dönüşü Ahmet Yesevi Parkından geçen yakınana önce "Dayı bir şey lazım mı" diye, yakınanın cevap vermemesi üzerine de "Gel, sana fişeğini 10 TL"den şekeri ile birlikte vereyim" şeklinde seslendiği, yakınanın "İstemiyorum" demesi üzerine bu kez kredi kartının olup olmadığını sorduğu, sonrasında "Ben tersoyum, bana bir şeyler at" dedikten sonra bıçağı çıkarıp yakınana doğrultarak ve kemerinden tutarak vurur gibi yaptığı, "Vur" talimatı üzerine sanık ...’ın yakınana tokat attığı, akabinde sanık ...’in de bir tokat vurduğu, sanık ...’ın yakınanın pantolon cebinde bulunan toplam 35 TL parayı aldığı, eylem gerçekleştirilirken diğer sanıklar ... ve ...’ın parkın girişini tutup bağırıp çağırarak parktan geçmek isteyenlere engel oldukları, yakınanın sanıkların elinden kurtulup polisi aradığı, gelen ekiplere göstererek yakalattığında sanık ...’ın üst aramasında 35 TL paranın ele geçtiğinin anlaşılması karşısında, sanıkların yağma suçunu işlediğinin kanıtlandığı gözetilip 5237 sayılı Yasa"nın 149/1-a,c,h maddesi uyarınca hükümlülüğü yerine, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi,” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi ise 02.03.2016 tarih ve 294-71 sayı ile;
"...Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde olay günü sanıkların ve yakınıcının Ahmet Yesevi Parkında bulundukları, sanıklardan ..."ün yakınıcının yolunu kestiği, ..."ın bıçak çekerek tehdit ettiği, ... ile ..."ün tokat attıkları, yakınıcının üzerini arayan sanık ..."ün de cebinden 35 TL parasını aldığı, sanıklar...ve..."ın da park girişini tutarak yardım edilmesini engelleyerek nitelikli yağma suçunu işledikleri iddiası ile kamu davası açılmış ise de; sanıkların savunmaları ve tanık anlatımları karşısında; yakınıcının çelişkili yakınmaları dışında sanıkların cezalandırılmalarını gerektirecek istikrarlı, kesin ve şüpheden arınmış delil elde edilmediğinden Mahkememizce önceki kararımızın usul ve yasaya uygun oluşu hususunda kanaat oluştuğu," şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıkların beraatlerine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.07.2016 tarihli ve 246223 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi üzerine, Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1085-959 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 16.02.2017 tarih ve 18-350 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı nitelikli yağma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
15.03.2008 tarihinde saat 22.00 sıralarında işten dönen mağdur ...’ün, evine gitmek üzere Ahmet Yesevi Parkından geçtiği sırada sanıklardan ...’in mağdura seslenerek “Dayı bir şey lazım mı?” diye sorduğu, mağdurun sanığı duymazdan gelmesi üzerine bu kez de “Fişeğini 10 TL’den şekeri ile birlikte vereyim.” dediği, mağdurun istemediğini söylemesi üzerine ismini ve kredi kartının olup olmadığını sorduğu, mağdur "Kredi kartım yok" deyince “Ben tersoyum. Bana bir şeyler at.” şeklinde sözler sarf ettiği, bu sırada sanık ...’ın cebinden çıkardığı bıçağı mağdura doğrultup bel kemerinden yakaladığı, bu esnada sanık ...’ün diğer sanık ...’a mağdura vurmasını söylediği, bunun üzerine sanık ...’ın mağdura tokat attığı, ardından sanık ...’ün de mağdura aynı şekilde vurduğu, sanık ...’ın mağdurun pantolonunun sağ cebinde bulunan 35 TL’yi aldığı, bütün bu olaylar olurken sanıklar ... ve ...’in parkın girişini tutup bağırıp çağırarak parktan geçmek isteyen insanlara engel oldukları, mağdurun sanıkların elinden kurtulup polisi aradığı ve olay yerine gelen polis ekibine sanıkları gösterdiği, parktan daha önce ayrılmış olan sanık ... dışındakilerin yakalandığı iddiasıyla sanıklar hakkında kamu davası açıldığı,
15.03.2008 tarihli olay tutanağından; haber merkezine yapılan ihbar neticesinde telefon ile ulaşılan mağdurun, yaklaşık on dakika önce Ahmet Yesevi Parkından geçerken bira ve cigaralık diye tabir edilen esrar maddesi içen beş kişinin kendisini çağırarak uyuşturucu madde satmak istediklerini, kabul etmeyince bu şahıslardan birinin bıçak çektiğini, üç kişinin kendisini tuttuğunu, diğer bir şahsın da kendisine tokat attığını, bıçak çeken şahsın cebinden bir adet 20 TL, bir adet 10 TL ve bir adet 5 TL olmak üzere toplam 35 YTL tutarında parasını aldığı, polis memurlarına olay yerini gösterebileceğini söylemesi üzerine söz konusu parka birlikte gittikleri, beton masada bira içen dört şahsı gösterip parasını alan şahısların bu kişiler olduğunu söylediği, şahısların yapılan üst aramasında sanık ...’ın üzerinden bir adet ahşap ve metal saplı, sivri uçlu, tek ağızlı, sap kısmı 10 cm, namlu uzunluğu 8 cm olan açılır kapanır bıçak ile mağdurdan aldığı tahmin edilen bir adet 20 TL, 1 adet 10 TL, bir adet 5 TL şeklinde banknotlar hâlinde para bulunduğu, Küçükçekmece (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 24.08.2008 tarih ve 2008/470 D. İş sayılı genel önleme araması kararına istinaden bıçağa el konulduğu,
15.03.2008 tarihli teşhis tutanağından; sanıklardan ..., ..., Murat ve...’in teşhis odasına alınarak mağdura gösterildikleri, mağdurun beyanında sanık ...’ın kendisine tokat atan, sanık ...’ın bıçak çekip cebindeki parayı alan, sanıklar... ve...’in ise parkın girişini keserek parka girmek isteyen kişileri engelleyen şahıslar olduğunu söylediği, sanıkların teşhis tutanağını imzalamadıkları,
Polis Kriminal Laboratuvarının 20.03.2008 tarihli ekspertiz raporundan; sanık ...’dan ele geçirilen bıçağın 6136 sayılı Kanun kapsamındaki yasak niteliği haiz bıçaklardan olmadığı,
16.03.2008 tarihli saat 01.30’da düzenlenen Kolluk tutanağından; haber merkezine yapılan ihbar üzerine refakate alınan mağdurun Ambarlı Mahallesi, Ahmet Yesevi Parkı içerisinde bulunan dört şahsı gösterip parasını gasbeden şahısların bunlar olduklarını söylemesi nedeniyle sanıkların yakalandıkları, mağdurun olaya karışan bir kişinin daha olduğunu beyan etmesi üzerine diğer sanıklardan bahse konu şahsın sanık ... olduğunun öğrenildiği,
16.03.2008 tarihli üst arama tutanağından; sanık ...’ın üzerinden 37,5 TL çıktığınının tespit edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur ... Kollukta; özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, olay günü saat 22.00 sıralarında iş yeri servisinden inip evine gitmek üzere Hoca Ahmet Yesevi Parkında yürürken daha önceden tanımadığı, sanıklar..., Yasin, ..., Murat ve ..."ün yanından geçtiğini, bu esnada sanık ...’ün “Sigara lazım mı?” diye sorduğunu, “Yok, sağ ol.” diye cevap verdiğini, bunun üzerine sanık ...’ün “Gel, sana fişeği 10 TL. Şeker ile birlikte vereyim.” dediğini, istemediğini söyleyince önce adını, sonra kredi kartının olup olmadığını sorduğunu, “Yok.” deyince “Ben tersoyum. Bana bir şeyler at.” dediğini, ardından sanık ...’ın bıçağı doğrultup kemerinden tutarak vurur gibi yaptığını, sanık ...’ün sanık ...’a “Vur” dediğini, bunun üzerine ...’ın kendisine tokat attığını, ardından sanık ...’ün de vurduğunu, sanık ...’ın pantolonunun sağ cebinde bulunan 1 adet 20 TL, 1 adet 10 TL, 1 adet 5 TL olmak üzere toplam 35 TL’yi aldığını, sanıkların elinden kurtulup can havliyle kaçmaya başladığını, bu sırada sanıklar...ve...’ın parkın girişini tutup insanlara bağırıp çağırarak parka girmelerini engellediklerini, sanıkların elinden kurtulur kurtulmaz 155 polis imdat hattını aradığını,
Cumhuriyet Savcılığında farklı olarak; kendisine “Dayı bir şey lazım mı?” diye soranın sanık ... olduğunu, “Lazım değil.” deyince fişeğini 10 TL’den esrar verebileceğini söylediğini, ...’ın kredi kartının olup olmadığını sorduğunu, sanıklardan...’ın kendisine bıçak gösterdiğini, bıçağı yüzüne tutup kulağına yumruk attığını, ...’a “Yapış” diyenin de bu sanık olduğunu, ...’ın hem kendisine vurduğunu, hem de üzerini aradığını, ancak pantolonunun sağ cebindeki parayı sanık ...’ın aldığını, sol arka cebinde 400 TL maaşının bulunduğunu, ...’ın bu parayı almaya çalıştığı sırada kaçtığını,
Bozma öncesi Mahkemede diğer ifadelerinden farklı olarak; geceleyin iş dönüşü park kenarından geçerken o sırada huzurda bulunan sanık ..."ü gösterip sanığın kendisine sigara satmak istediğini ya da almak istediğini ama tam anlayamadığını, üstünü arayan kişinin sanık ... olduğunu, ancak bir şey aldığını tam olarak görmediğini, olay sırasında arkasında duran sanık ...’ın kendisine vurduğunu, bu sırada parasının alınmış olduğunu tahmin ettiğini ancak suça konu parasını daha sonra diğer paralarının arasında bulduğunu, sanıklar...ve..."ı göstererek bunların ise parkın giriş kapısında durup etrafa "Ne bakıyorsunuz? Dağılın." gibi sözler söylediklerini, kendisine karşı doğrudan bir eylemlerinin bulunmadığını, şikâyetçi olmadığını, çelişki üzerine sorulduğunda; olayın siniri ile yanlış ifade vermiş olabileceğini, sanık ... ile tartıştığı sırada sanıklar... ve ...’ın üstünü aradığını, Küçükçekmece Adliyesine gittiğinde kelepçeleri bulunduğu için polis olduğunu düşündüğü bir şahsın hatırlayamadığı bir sanığın ismini söyleyip “Akıllı ol. Seni Avcılar’da rahat bırakmam.” dediğini, buna rağmen Cumhuriyet savcısına her şeyi anlattığını, zararının bulunmadığını, olay sırasında üzerinde ayrıca 400 TL olduğunu, cebinde duran suça konu 35 TL’yi de bu paranın içerisinde bulduğunu,
Bozma sonrası Mahkemede önceki ifadelerinden farklı olarak; huzurdaki sanıklardan birisinin aracılığı ile uyuşturucu madde istediğini, onların da kendisinin bu hareketine kızıp vurduklarını, iddianamede anlatılan eylemlerin gerçek olmadığını, ithalat ve ihracat işleri yaparken işlerinin bozulduğunu, bu nedenle o tarihlerde uyuşturucu kullandığını, artık uyuşturucu madde kullanmayı bıraktığını ancak kriz geçirmeye devam ettiğini,
Tanık ... ... Mahkemede; oturumda huzurda bulunan sanıkları arkadaşları olmaları nedeniyle tanıdığını, olay günü akşamüzeri hava kararmış iken saatini tam hatırlayamadığı bir zaman diliminde huzurdaki sanıklar ile arkadaşları ve Fatih isimli bir şahısla parkta yemek yediklerini, önceden tanımadığı mağdurun yaklaşık beş metre mesafeden sürekli olarak “...” diye seslendiğini, sohbetlerinin bölündüğünü, mağdur ile ... arasında tartışma çıktığını, mağdurun kendilerinden uyuşturucu istediğine ilişkin sözler sarf ettiğini, bu davranışları sonrasında sanık ..."ün kendilerini rahat bırakması yönünde mağduru uyardığını ve yanlarından uzaklaştırmak için ittirdiğini, köpeklerini gezdirmek için olay yerinden ayrılan sanıklar...ile ...’ın sesleri duymaları üzerine bulundukları yere döndüklerini, bu sanıkların mağdurla herhangi bir görüşmeleri olup olmadığını bilmediğini, bir süre sonra masalarına mağdur ile polislerin geldiğini, mağdurun kendisi ve Fatih"in dışında bulunan arkadaşlarını polislere gösterdiğini, yağma olayı ile ilgili herhangi bir şey görmediğini, oturdukları masada yemekte kullanmak amacıyla bıçak bulunduğunu,
Tanık ... Mahkemede; huzurda bulunan sanıkları ve mağduru arkadaşları olmaları nedeniyle tanıdığını, olay günü parka gezmek amacıyla gittiğini, yaklaşık on metre aşağıda mağdur ... ile yanında saz çalan bir kişiye rastladığını, bu şahısların yanlarında çok sayıda bira ve şarap şişesi gördüğünü, her ikisinin de aşırı alkollü olduğunu, mağdurun kendisinden sigara istediğini, sigarası olmadığını söyleyince “Yukarıda ... ve Hakanlar var onlardan ister misin?” diye sorduğunu, sanıklar ... ve...’dan sigara aldığını, mağdurun ikinci kez sigara istemesi üzerine tekrar Hakanların yanına gittiğini, sanıkların sigara kalmadığını söylediklerini, bu esnada mağdurun çevredeki insanları rahatsız eden hareketler yaptığını, mağdurun üzerinde sarı renkli bir falçata olduğunu gördüğünü, kendisine “Gidip şunları gasbedeyim mi?” şeklinde sözler sarf edince olay çıkaracağını düşünerek mağdurdan uzaklaşmak istediğini, parkın yukarı kısmına, sanıkların bulunduğu yere 15 metre mesafede mağduru görmeyeceği bir yere giderek oturduğunu, mağdurun bulunduğu yerden şişe kırılması sesi duyduğunu, bir süre sonra mağdurun, sanık ...’ün ve arkadaşlarının yanına gittiğini, mağdurun çevresindekileri tahrik ve taciz eder şekilde hareketler yaptığını, elinde kırık şişe olduğunu, sanıkların mağduru yanlarından uzaklaştırmak istediklerini, mağdurun sendelediğini ve sonrasında oradan uzaklaştığını gördüğünü, bir süre sonra resmî giyimli polislerin yanlarında sivil giyimli kişilerle birlikte grubun yanına geldiğini, polislerin arkadaşlarını götürdüğünü görüp müdahale ettiğini, olayla ilgili bilgisinin olduğunu söylediğini, polislerin Ambarlı Karakoluna gitmesini söylediklerini, yarım saat sonra karakola gittiğinde polislerin kendisini dinlemediklerini, mağduru görüp neden olayı öyle anlattığını sorduğunda olay günü kendisinin yalnız, karşı tarafın ise kalabalık olması ve bu şahısların kendisini itip kakmalarının zoruna gitmesi nedeniyle böyle bir suçlamada bulunduğunu, bu şahıslar yüzünden bir süre cezaevinde kaldığını söylediğini, olay sırasında sanık ...’ün mağduru kolundan tuttuğunu, sanık ...’ın mağduru iteklediğini, gasp olayına ilişkin sanıkların mağdurdan herhangi bir şey aldıklarını görmediğini, olay günü sanıkları ve mağduru net olarak görecek mesafede olduğunu,
Tanık ... Mahkemede; huzurdaki sanıkların arkadaşları olduğunu, olay günü sanıklar ..., ..., ... ve tanık olarak dinlenilen ... ... ile birlikte parkta yemek yediklerini, sima olarak tanıdığı ve tanık ...’ın yanlarına gelerek sanık ..."den uyuşturucu istediğini, “Yok böyle bir şey.” diyerek sanık ...’ün tanık..."ı yanlarından uzaklaştırdığını, bu konuşma sonrası sanıklar ... ve...’ın tanık... ile mağdurun yanına gittiklerini, olayları görebileceği bir mesafede olduklarını, sanık ..."ün mağdura tokat attığını gördüğünü, mağdurun bunun üzerine olay yerinden uzaklaştığını, sanık ... ve...’ın yanlarına geldiğini, bir süre sonra mağdurun polislerle döndüğünü, polislerin arkadaşlarını alarak gittiklerini, olaya karışmadıkları için mağdurun kendisini ve ... ..."i polise bildirmediğini bu nedenle polislerin kendilerini almadıklarını,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... müdafisi huzurunda Kollukta; sanık ... ile iş çıkışı evlerine gittikten sonra saat 21.00 sıralarında bira içmek için buluştuklarını, iki adet bira alıp Ahmet Yesevi Parkına geldiklerinde parktan koşarak çıkan tanımadıkları iki kişiyi gördüklerini, parkın içerisinden gürültü geldiğini, parkın ortasına yürüdüklerinde arkadaşları olan sanıklar... ve... ile tanımadıkları iki şahsın oturduklarını gördüklerini, hemen akabinde de olay yerine polislerin geldiğini,
Cumhuriyet Savcılığında ve Mahkemede benzer şekilde; sanık ... ile işten çıkıp parka gittiklerini, parkın alt tarafında bir arkadaşları ile karşılaştıklarını, konuşurlarken parkın üst tarafında bir kavga olduğunu, aşağı doğru koşan iki kişiden birinin mağdur olduğunu, parktaki şahıslardan birinin kendilerine “Vur, vur.” dediğini, şahısların yanlarından geçip gittiklerini,
Sanık ... müdafisi huzurunda Kollukta; balıkçılık yaptığını, iş çıkışı arkadaşı olan sanık ... ile iki adet bira alıp Ahmet Yesevi Parkına gittiklerini, sanıklar..., Murat ve isimlerini bilmediği iki kişinin muhabbet ettiklerini gördüklerini, bu şahısların yanlarına gittiklerini, daha önceden tanımadığı alkollü olduğu anlaşılan mağdurun, bulundukları yerin yakınındaki bira şişelerini alarak olay yerinden uzaklaştığını, parka gittiklerinde bağrışma seslerini duyduklarını, diğer sanıklara ne olduğunu sorduklarında kavga ettiklerini söylediklerini, ancak kavgayı kimin neden yaptığını bilmediğini,
Cumhuriyet Savcılığında; parka girdiklerinde bir kişinin yanlarından koşarak geçtiğini, kaçan bu kişinin arkadaşları olan sanıklar... ve... ile kavga ettiğini öğrendiklerini, kaçan kişinin arkadaşının da olay yerinde durduğunu, sonradan onun da aşağı indiğini, bir süre sonra her iki şahsın yanlarına gelip biralarını almak istediklerini, orada bir tedirginlik yaşandığını, ancak sanık ...’ın “Biralarınızı alıp gidin.” dediğini, kimsenin bu şahıslara müdahale etmediğini, yağma suçunu kabul etmediğini, olay yerine gittiğinde kavganın bitmiş olduğunu,
Mahkemede; olay bittikten sonra sanık ... ile diğer sanıkların bulunduğu yere gittiklerini, daha sonra saz çalan şahsın kalan biralarını almaya geldiğini, sanık ...’ın müdahale etmek istemesi üzerine öbür sanıkların şahsa vurmamalarını istediklerini,
Sanık ... müdafisi huzurunda Kollukta; balıkçılık yaptığını, 15.03.2008 tarihinde saat 22.00 sıralarında Hoca Ahmet Yesevi Parkı içerisinde arkadaşları olan sanıklar..., ..., Yasin, soyadını bilmediği Cenk isimli şahıs, yine ismini bilmediği iki kişi ve sanık ... ile sohbet ettiklerini, sanıklar ..., Yasin ve kendisinin bira içtiklerini, diğerlerinin ise cips ve çekirdek yiyip meyve suyu içtiklerini, bu sırada sanıklar ... ve ...’ün ismini sonradan öğrendiği mağdur ile münakaşa ettiklerini ve aralarında arbede çıktığını, mağdurun parkın çıkışına doğru gittiğini, o esnada sanıklar ... ile...’in parka girip yanlarına doğru geldiklerini,
Cumhuriyet Savcılığında; olay yerinde sanıklar..., ... ve adını bilmediği üç kişi ile bira ve meyve suyu içtiklerini, bir ara sanıklardan... ve ...’ün birkaç metre ötede şarap içen iki kişi ile kavga etmeye başladıklarını, kavganın çok kısa sürdüğünü, 5-6 saniye içerisinde başlayıp bittiğini, mağdur ve yanındaki şahsın aşağı doğru kaçtıklarını,
Mahkemede; sanıklar ... ve...’in kısa süreli tartışmadan sonra olay yerine geldiklerini, bıçak çekme olayını ve mağdurdan para alındığını görmediğini, diğerleri ile aralarında eğim ve kot farkı olduğundan mağdur ile ne konuşulduğunu tam olarak duymadığını, mağduru tanımadığını,
Sanık ... müdafisi huzurunda Kollukta; olay günü Ahmet Yesevi Parkında arkadaşları olan sanıklar ..., Yasin, ..., Murat ve soyadını bilmediği ... ile yemek yerken tinerci bir çocuğun yanlarına gelip karşıda oturan daha önceden tanımadıkları mağdurun esrar istediğini söylediğini, kendilerini uyuşturucu satıcısı yerine koyan mağdurun yanına giderek “Sen bizden ne istiyorsun?” dediklerini, aralarında münakaşa çıktığını, mağdurun elindeki şarap şişesi ile kendilerine vurmak istemesi üzerine ele geçirilen bıçağı korunmak amacıyla cebinden çıkardığını, mağdura iki tokat atıp kovaladıklarını, sanık ...’ün aralarından ayrılıp gittiğini, kalanların yemek yemeye devam ettiklerini, cebinden çıkan paranın kendisine ait olduğunu, 2 adet 10 TL, 1 Adet 20 TL, 4 veya 5 TL de bozuk para olmak üzere toplam 44 veya 45 TL tutarında parasının bulunduğunu,
Cumhuriyet Savcılığında; sanıklar..., Yasin, ... ve ... ile parkta bira içtiklerini, mağdurla arkadaşının da 4-5 metre mesafede şarap içtiğini, bu kişilerin çevredeki iki tinerci vasıtasıyla kendilerinden sigara istediklerini, aralarında bu yüzden tartışma çıktığını, karşılıklı olarak yumruklaştıklarını, ileri sürüldüğü gibi bıçakla tehdit ederek veya yumrukla vurarak mağdurun parasını almadıklarını, mağdurun üzerinde cep telefonu ve başka eşyaların da bulunduğunu, yağma suçunu işlemiş olsalar bunları da alıp olay yerinden kaçmalarının gerektiğini, cebinde olaydan önce 1 adet 20 TL, 2 adet 10 TL, 1 adet 5 TL ve 3 adet de metal 1 TL bulunduğunu, karakolda cebinden çıkan paraların masaya konduğunu, ancak sonra bu paranın 10 TL’sinin kaybolduğunu, üzerinde peynir, domates doğramak için ufak bir çakı bıçağı bulundurduğunu, mağdurun şarap şişesini kırıp üzerine gelmesi nedeniyle kendisini korumak için mağdura söz konusu bıçağı sadece gösterdiğini,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde farklı olarak; mağdurun yanlarına gelip sigara istediğini, ilkinde verdiklerini, ikincisinde vermeyince aralarında tartışma çıktığını, mağdurun elindeki şarap şişesi ile kendisine saldırması nedeniyle korunmak için bıçağını çektiğini, sanıklar ... ve...’in araya girdiklerini,
Mahkemede önceki ifadelerinden farklı olarak; mağdurun yanındaki tanık...’ın gelerek kendilerinden 10 TL’lik uyuşturucu istediğini, tanığı terslediğini, çıkan tartışma üzerine tanık..."a tokat attığını, bunun üzerine elinde şişeyle gelen mağdurun kendilerine saldırdığını, aralarında kısa süren bir kavga yaşandığını, şişeyi görünce masada bulunan bıçağı eline aldığını ancak kullanmadığını, mağdur ile tanık giderken sanıklar ... ve...’in parka girdiklerini, bu sanıklara mağdur ve tanığa müdahale etmemeleri için "... vurma" şeklinde bağırdıklarını,
Sanık ... Kollukta; olay günü parkta sanıklar..., Murat, Tufan ve Fatih isimli arkadaşlarıyla otururlarken mağdur ile birlikte çocukluğundan beri tanıdığı tanık..."ın geldiğini, biraz ilerideki masaya oturup şarap içtiklerini, önce tanık...’ın ardından mağdurun birkaç defa sigara istediğini, ilkinde sigara verip ikincisinde vermeyince mağdurun kendilerine "Sinkaf olun, gidin." dediğini, bunun üzerine mağdura bir kez tokatla vurduğunu, mağdurun oturduğu masadan şarap şişesini alıp kendisine vurmak için geldiğinde sanık ...’ın mağdura bıçak çektiğini, sanığın koluna girip “Yapma” dediğini, sanıklar...ve ...’ın koşarak yanlarına geldiklerini, mağdura onların da vurmak istemeleri üzerine hepsine engel olduğunu, mağdura oradan uzaklaşmasını söylediğini, kesinlikle bıçak gösterip mağdurun parasını almadıklarını,
Mahkemede; önceki ifadelerinin doğru olduğunu, sanıklar ... ve...’in olay yerine daha sonra geldiklerini, mağdura tokat attığı hususunun doğru olduğunu,
Savunmuşlardır.
Yağma suçu 5237 sayılı TCK"nın "Yağma" başlıklı 148. maddesinde;
"1-Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2- Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet hâline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi hâlinde de aynı ceza verilir.
3-Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hâle getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır." şeklinde düzenlenmiştir.
Madde gerekçesinde; "Madde metninde yağma suçunun temel şekli tanımlanmıştır. Hırsızlık suçunda olduğu gibi, yağma suçunda da, taşınır malın alınmasıyla ilgili olarak zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Ancak, hırsızlık suçundan farklı olarak, bu suçun oluşabilmesi için, mağdurun rızasının, cebir veya tehdit kullanılarak ortadan kaldırılması gerekir. Yağma suçu açısından tehdidin, kişiyi, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle yapılması gerekir. Yağma suçu, cebir kullanılarak da işlenebilir. Ancak bu cebrin, neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama boyutuna ulaşmaması gerekir.
Yağma suçunun tamamlanabilmesi için, kullanılan cebir veya tehdidin etkisiyle mağdur malı teslim etmeli veya malın alınmasına karşı koymamalıdır. Bu bakımdan, kullanılan cebir veya tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Bu nitelikte olmayan bir cebir veya tehdit, sırf mağdurun normalden fazla ürkek olması nedeniyle, malı teslim etmeye veya alınmasına yöneltmişse, yağma suçundan söz edilemez ve fiilin hırsızlık olarak nitelendirilmesi gerekir." açıklamasına yer verilmiştir.
TCK"nın 149. maddesinin suç tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle yağma suçunun;
"a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde,
e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,
h) Gece vaktinde," işlenmesi nitelikli hâller olarak kabul edilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin de uygulanacağı belirtilmiştir.
Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
Yağma suçu, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan, birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi özgürlüğü, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuksal değerlerdir.
Yağma suçunun oluşabilmesi için suça konu malın, elinde bulunduran kişiden cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle alınması veya mağdurun malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur kılınması gerekir. Cebir ya da tehdit, bir kişiyi malını teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak amacıyla yapılmalıdır. Cebir ya da tehdidin belirtilen amaçla ve bu şekilde gerçekleştirilmesi, yağmayı mal varlığına karşı işlenen diğer suçlardan ayırmaktadır.
Failin mağdura yönelttiği cebir veya tehdidi kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya zorlamak amacıyla gerçekleştirmiş olması gerekir. Cebir veya tehdit ile malın alınması veya verilmesi arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Yağma suçunun oluşabilmesi için, baştan beri yağma amacıyla hareket eden failin, eylemin başında veya ortasında cebir veya tehdit kullanmasının bir önemi bulunmamaktadır. Önemli olan sanığın cebir veya tehdidi kullanmasıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
15.03.2008 tarihinde, sanıklardan ..."ün, servisten inip eve gitmek üzere Hoca Ahmet Yesevi Parkından geçen mağdura“Bir şey lazım mı?” diye sorduğu, ardından “Fişeğini 10 TL’den veririm.” diyerek mağdura uyuşturucu madde satmak istediği, sanığın, bu teklifle ilgilenmeyen mağdura ismini ve kredi kartının bulunup bulunmadığını sorduğu, ismini söyleyen mağdurun kredi kartının olmadığını beyan etmesi üzerine “Ben tersoyum, bana bir şeyler at.” diyerek mağduru korkutmak suretiyle para istediği, bu sırada sanık ...’ın da mağdurun kaçmasını engellemek için pantolon kemerini tuttuğu, cebindeki bıçağı doğrultup mağdurun üstünü aramaya başladığı, sanık ...’ın mağdurun direncini kırmak için ona tokat attığı, sanık ...’ın mağdurun sağ cebinde bulunan bir adet 20 TL, bir adet 10 TL ve bir adet 5 TL şeklindeki banknotlardan oluşan toplam 35 TL tutarında parasını aldığı, bu sırada diğer sanıklarla aynı suç işleme kararı çerçevesinde hareket ederek fiil üzerinde hâkimiyet kuran sanıklar...ile...’ın da parkın girişinde bekleyip oradan geçmek isteyenlere engel oldukları, mağdurun sanıkların elinden kurtulup kaçtıktan hemen sonra emniyet güçlerini telefon ile aradığı, olay yerine intikal eden kolluk görevlilerinin yanlarına mağduru da alarak parkta bulunan sanıkların yanına gittikleri, mağdurun göstermesi üzerine tanıklar ... ... ve ...’in yanında bulunan sanıklar ..., ..., ... ve ...’ı yakaladıkları, mağdurun yakalananlar dışında olaya karışan bir kişinin daha olduğunu söylemesi üzerine sanıklardan sorularak sanık ...’in de kimliğinin tespit edildiği olayda; mağdurun olaydan hemen sonra parasının yağmalandığını belirterek kolluğa müracaat etmesi, sanıkların arkadaşları olan tanıkların da bulunduğu ortamda parasını yağmalayan şahıslar olarak sadece sanıkları göstermesi, mağdurun olayın sıcağı sıcağına verdiği ifadesinde sanıklardan...’ın pantolonunun sağ cebinden 1 adet 20 TL, bir adet 10 TL ve bir adet 5 TL’lik banknotlar aldığına ilişkin beyanını destekler şekilde sanık ...’ın üzerinde yapılan aramada belirtilen banknotlar ile 2,5 TL tutarında bozuk para ve suçta kullanılan bıçağın çıkması, mağdurun soruşturma ve bozma öncesi kovuşturma aşamasındaki anlatımları ile örtüşür şekilde sanık ...’ın suçta kullanılan bıçağın kendisine ait olduğunu ikrar etmesi karşısında, sanıkların birlikte aldıkları suç işleme kararı çerçevesinde fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurarak üzerlerine atılı nitelikli yağma suçunu işledikleri kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme kararına konu hükümlerin, sanıkların üzerlerine atılı nitelikli yağma suçunu işlediklerinin sabit olduğu gözetilmeden dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve hatalı değerlendirme ile mahkûmiyetleri yerine beraatlerine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.03.2016 tarihli ve 294-71 sayılı direnme kararına konu beraat hükümlerinin sanıkların nitelikli yağma suçlarının sabit olduğu gözetilmeden beraatlerine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, Mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.10.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.