16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/20599 Karar No: 2015/8020 Karar Tarihi: 17.06.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/20599 Esas 2015/8020 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/20599 E. , 2015/8020 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 6 parsel sayılı 86.784,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve ... vekili, taşınmazın altındaki madenin 1974 yılından bu yana işletme imtiyazı sahibi olduklarını belirterek satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazın adına olan tapu kaydının iptali ile ... ve ... adına tapuya tesciline, taşınmazın altındaki madenin devlete ait olduğunun tapu kütüğüne şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir Mahkemece, çekişmeli 110 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davacı şirket tarafından 50 yıldır aralıksız nizasız krom madeni çıkarmak amacı ile kullanıldığı ve davacı şirket lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle edinilebilmesi için taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmaya elverişli yerlerden olması ve tespit tarihine kadar kanunda belirtilen koşullar altında 20 yıldan fazla süre ile ekonomik amaca uygun olarak tasarruf edilmiş olması gerekir. Somut olayda; davacı şirketin, dava konusu taşınmazdan 35-40 yıldır krom madeni çıkarmak, maden çıkarmak için şantiye binası yapmak ve posa dökmek sureti ile tasarruf ettiği anlaşılmaktadır. Ancak taşınmaz üzerine inşaat malzemesi ve posa dökmek suretiyle sürdürülen zilyetlik, iktisap bakımından yeterli ve ekonomik amaca uygun bir tasarruf şekli değildir. Ayrıca; maden ruhsatı almak sureti ile toprak altında maden aranması arz üzerinde zilyetlik anlamına gelmez. Bu suretle, 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesinde düzenlenen koşulların somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla; mahkemece davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.