
Esas No: 2007/98
Karar No: 2007/884
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/98 Esas 2007/884 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2006
NUMARASI : 2006/35-202
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazine, Kahramanmaraş 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/197 Esas sayılı dosyasında bilirkişi rapor ve krokisinde A,B,C,D ile gösterilen kısımların tescil harici bırakıldığını, bu yerlerin tarım arazisi niteliğinde olduğunu ileri sürerek, 3402 Sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince tescili ile davalıların elatmalarının önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur.
Davalılar, ilk celsede davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir.
Mahkemece, davalıların davayı kabul etmeleri ve dava konusu yerlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle bilirkişi raporunda A,B,C,D ile gösterilen bölümlerin Medeni Kanu’nun 713 gereğince Hazine asına tesciline, bu yere davalı A.nin elatmasının önlenmesine, krokide B harfi ile gösterilen taşınmaz üzerindeki binanın yıkımına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tescil harici yerin 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18. md. hükmü gereğince tecili ile bu yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine toplanan delilere göre, davalıların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaza yapılanmak suretiyle elattıkları, çekişmeli taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 18. maddesine göre ekonomik yarar sağlayacak ve Hazine adına tescil edilebilecek yerlerden olduğu gözetilmek suretiyle hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur.
Nevarki, davalı kişi tarafından (A.. R..’ın) taşınmaza yapılanmak suretiyle elatıldığı sabittir.Bu durumda davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediği söylenemez.
Hal böyle olunca, davalının ilk oturumdaki kabul beyanı da gözetilmek suretiyle hesaplanacak olan yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Hal böyle olunca, davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan bu nedene hasren HUMK’nun 428 maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.