Esas No: 2020/5968
Karar No: 2022/3224
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5968 Esas 2022/3224 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, Amerika'da bir şirketten sipariş ettiği ürünün davalı taşıyıcı şirket tarafından taşınırken kaybedildiğini iddia ederek maddi zararın tazmin edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, Montreal Protokolü'ndeki sorumluluk sınırını dikkate alarak davayı kısmen kabul etmiştir. Ancak Yargıtay, durumu CMR Konvansiyonu'na göre değerlendirmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, davalının sınırsız sorumluluğu altında olduğu sonucuna varılmış ve karar bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak; Varşova Konvansiyonu, Lahey Protokolü, 4 Nolu Montreal Protokolü ve CMR Konvansiyonu belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 11.07.2019 tarih ve 2017/472 E. - 2019/511 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı tarafından Amerika'da bulunan Vacuum Technology Incorporated firmasından Leak Dedektör Manifold Sistemi'nin ex-works sipariş edildiğini, davalı tarafından ilgili sistemin Amerika'daki üreticiden alınıp Atatürk Havalimanı'na teslimini içeren 03/02/2011 tarihli teklif sunulduğunu, teklifin 04/02/2011 tarihinde kabul edildiğini, davalıdan nakliyenin durumuna ilişkin bilgi talep edilmesi üzerine 14/02/2011 tarihinde sistemin fabrikadan alınıp ihracat işlemlerine başlandığını, 15/02/2011 tarihinde sistemin Atlanta Havaalanı'na sevk edildiğini, 21/02/2011 tarihinde ise sistemin sevk edildiği Atlanta Havaalanı'nda bulunamadığının bildirildiğini, hava taşıyıcısının malların taşınmak üzere tesliminden alıcıya teslimi arasında yüke gelecek zarardan kusursuz sorumlu olduğunu, ileri sürerek 9.700,12 USD maddi zararın malların zayi olduğunun bildirildiği 21/02/2011 tarihinden itibaren devlet bankalarının Amerikan Doları mevduat hesabı için ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, husumet ve hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; Varşova Konvansiyonu ve onu değiştiren Lahey Protokolünün hükümleri ile yine onu değiştiren 4 Nolu Montreal Protokolü’nün 18. maddesine göre, davalı taşıyıcı şirketin hava taşıması esnasında meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, davacı tarafça davalıdan yapılan tazminat talebinin anılan Montreal Sözleşmesinde belirtilen süreler içerisinde yapıldığı, 4 sayılı Montreal Protokolü ile değişik 22. maddesi uyarınca taşıyıcının sorumluluğunun kg başına 17 özel çekme hakkı ile sınırlı olduğu, davalı şirketin mükellefiyetinin üst sınırının 11kg*17SDR=187 SDR olduğu, bunun dolar olarak karşılığının ise TCMB'nın resmi kurlarına göre 266,03-USD (Amerikan Doları) olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, dava konusu ürünün Amerika'daki üreticiden alınıp İstanbul Atatürk Havalimanı'nda teslimini içeren taşıma kapsamında uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Somut olayda, davalı tarafça taşıması üstlenilen ürün, taşıma sürecinde kaybolmuş ve davacıya kararlaştırılan sürede teslim edilememiştir.
Dosya kapsamında bulunan mail yazışmaları incelendiğinde, davalı tarafça, 21 Şubat 2011 tarihli mailde, ürünün Atlanta Havalimanına sevk edildiğini ancak Atlanta'da yükün bulunamadığı bilgisi verilmiş, sonrasında 4 Mayıs 2012 tarihli ihtarnamede ise, bir yıl önce ABD'de iç nakliye sırasında kaybolan ürünün ABD'de bulunduğu, Kühne-Nagel ABD Ofisinin deposunda olduğu bildirilmiştir. Taşıma konusu ürünün hava taşıyıcısına taşımak üzere teslim edilmemesi karşısında zararın taşımanın kara ayağında meydana geldiği bu yere göre değerlendirme yapıldığında, artık somut olayda, Varşova Konvansiyonu ve 4 nolu Montreal Protokolü değil, CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekir. Zira, davalı, taşıma amacıyla yükü üretici firmadan almış olup, taşıma böylelikle başlamıştır. Taşıma başladıktan sonra ise yük, davalının sorumluluk alanında ve iç nakliye sırasında kaybolmuştur. Bununla birlikte CMR Konvansiyonu 20. maddede belirtilen süreler de geçtiğinden artık yükün zıyaya uğradığının da kabulü gerekir. Ayrıca zararın nasıl gerçekleştiği hususunda davalı tarafça makul ve kabul edilebilir haklı bir sebep de ileri sürülmediğinden artık davalı meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olacaktır. Ancak mahkemece CMR Konvansiyonu ve sınırsız sorumluluk hükümleri uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken, eksik ve yanılgılı değerledirme sonucunda, zararın hava taşıması sırasında gerçekleştiğinin kabulü ile sınırlı sorumluluk hükümlerin uygulanması doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 20/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.