Esas No: 2020/6011
Karar No: 2022/3198
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6011 Esas 2022/3198 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, zahirecilik yapan müvekkilinden kendisi ve yetkilisi olduğu şirket adına aldığı malların karşılığında verdiği çeklerin ödenmediğini ve sahtecilik iddiası ile müvekkili aleyhine işlemlerin söz konusu olduğunu ileri sürerek davalı aleyhine genel haciz yoluna mahsus takip başlattı. Davacı, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep etti. İlk Derece Mahkemesi, davacının malın teslimini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verdi. Temyize başvuran davacı vekilinin istemi reddedildi ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar onandı. HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldı ve HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca karar onandı. HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verildi. Kararda HMK'nın 353/b-1, 370/1 ve 372. maddeleri uygulandı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 04.12.2018 tarih ve 2015/799 E- 2018/1105 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 27.02.2020 tarih ve 2019/509 E- 2020/282 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 19.04.2022 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, zahirecilik yapan müvekkilinden kendisi ve yetkilisi olduğu Konbir İnş. Nak. Ltd. Şti. adına aldığı bir kısım malların karşılığında verdiği çeklerin ödenmediğini, ayrıca sahtecilik iddiası ile müvekkili aleyhine işlemlerin söz konusu olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin verdiği mallara karşılık doğan alacağını almak maksadıyla davalı aleyhine genel haciz yoluna mahsus takip başlattığını, davalının takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin gerek kendisi adına gerekse başkası adına davacıdan mal satın almadığını, dayanak sevk irsaliyeleri ile alım satım beyannamesindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, yine bu sevk irsaliyeleri ile faturaların dava dışı Konbir Ltd. Şti.’ye düzenlendiğini, davalının anılan şirketin ortağı ya da yetkilisi olmadığını, malların müvekkilince Konbir Ltd. Şti. adına da alınmadığını savunarak davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere tazminatın müvekkiline ödenmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davacının akdi ilişkiyi ve malın teslimini ispatla yükümlü olduğu, imza incelemesine ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu ve mali müşavir bilirkişi tarafından verilen raporda da belirtildiği üzere davacının dava konusu malları davalıya teslim ettiğine ilişkin herhangi bir belge bulunamadığı, sevk irsaliyelerindeki imzanın ise davalıya ait çıkmadığı, davacının malın teslimini yani taraflar arasındaki akdi ilişkiyi ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.