Esas No: 2019/11131
Karar No: 2021/6859
Karar Tarihi: 09.06.2021
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/11131 Esas 2021/6859 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)15. Ceza Dairesi 2019/11131 E. , 2021/6859 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik,
Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık tarafından; resmi belgede sahtecilik ve iftira suçlarından beraatına ilişkin hükümler ise, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılan ... adına düzenlenmiş ve aslı ele geçirilemeyen sahte nüfus cüzdanı ile katılan ...Ş"nin ... Çarşı şubesine tüketici kredisi ve kredili mevduat hesabı başvurularında bulunduğu, sanığın başvurusunun 17/12/2009 tarihinde yapılan araştırma sonucunda olumlu olarak sonuçlandığı ve kendisiyle tüketici kredisi sözleşmesi ve bankacılık işlemleri sözleşmesi imzalandığı, sanığa tüketici kredisi sebebiyle 9.816,07 TL, kredili mevduat hesabı sebebi ile de 524.23 TL olmak üzere toplam 10.340,30 TL ödeme yapıldığı, sanığın kredi borcunu geri ödemediği, bu şekilde atılı suçları işlediği iddia edilen olayda;
1- Resmi belgede sahtecilik ve iftira suçlarından verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen ve TCK"nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçu ile aynı kanunun 267/1. maddesinde yer alan iftira suçunun gerektirdiği cezaların miktar ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu TCK"nın 66/1-e, 67/2-a maddelerine göre öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin, sanığın sorgusunun yapıldığı 24/04/2013 tarihi ile temyiz inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2- Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekili ve sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
TCK’nın 158/1-j maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun mağdurunun banka olduğu, aynı bankanın değişik şubelerine karşı işlenen suçun tek bir mağdura karşı işlendiğinin kabul edileceği, buna göre, sanığın, aynı suç işleme kararı ile kanunun aynı hükmünü değişik zamanlarda ve aynı mağdura karşı birden fazla kez ihlal etmesi halinde tek bir suçtan hüküm kurularak TCK’nın 43. maddesi kapsamında zincirleme suç hükümleri gereğince cezasının artırılması gerektiği, yine ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22/04/2014 gün ve 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun kamu olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alındığında; sanığın benzer şekilde aynı bankanın değişik şubelerinden kredi alması nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddialarıyla hakkında birden çok kamu davası açılarak mahkûmiyet hükümleri tesis edilmiş olması ve dosya kapsamı ile UYAP kayıtlarının incelenmesinde; sanığın, Türkiye ... A.Ş"nin ... ... ve ... ... şubelerine yönelik eylemleri nedeniyle ... 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29/03/2013 tarih ve 2011/324 Esas, 2013/130 Karar sayılı mahkumiyet hükümlerinin, Dairemizin 13/07/2017 tarih ve 2014/25227 Esas, 2017/18126 Karar sayılı ilâmı ile nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden onanıp, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçları yönünden ise bozulduğunun; Türkiye ... A.Ş’nin ... Çarşı şubesine yönelik eylemi nedeniyle ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 04/07/2011 tarih ve 2010/127 Esas, 2011/239 Karar sayılı mahkûmiyet hükümlerinin, Dairemizin 23/09/2014 tarih ve 2013/992 Esas, 2014/15280 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onandığının; Türkiye ... A.Ş’nin ... şubesine yönelik eylemi nedeniyle ... 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 08/11/2013 tarih ve 2011/363 Esas, 2013/429 Karar sayılı mahkûmiyet hükümlerinin temyiz edilmeden kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, ilgili dosyaların getirtilerek incelenmesi, iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesinti olup olmadığının belirlenmesi, derdest olan dosyaların birleştirilmesinin sağlanması, aksi takdirde ilgili dosyaların bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması, bu şekilde eksiklik tamamlandıktan sonra sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesinin uygulama şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak gerekli değerlendirmelerin yapılması, kesinleşmiş hükümlerin zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/03/2016 tarih ve 2014/847 Esas, 2016/128 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilmesi gerektiği gözetilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden; eylemin TCK"nın 158/1-d ve 158/1-j maddesinde düzenlenen banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık suçunu oluşturduğu halde, aynı kanunun 158/1-f maddesi gereğince uygulama yapılması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 09/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.