16. Hukuk Dairesi 2014/21946 E. , 2015/7987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(KADASTRO MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 125 ada 5, 6, 13, 14 ve 15 parsel sayılı 257.12, 210.50, 255.74, 215.06 ve 243.24 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldıkları ve 125 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1989 tarihinden itibaren davalı ..."ın, 125 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 1989 tarihinden itibaren davalı ..."ın, 125 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 2000 tarihinden itibaren davalı ..."ın, 125 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 1998 tarihinden itibaren davacı ..."ın, 125 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 1999 tarihinden itibaren davalı ..."nın fiili kullanımlarında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içinde, kendi lehine kullanıcı şerhi bulunan 125 ada 14 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik yazıldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının talebinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 41. maddesi uyarınca teknik hataların düzeltilmesi mahiyetinde olduğu ve idari işlem basamakları atlanıp ...ne başvurulmadan dava açılamayacağı belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; mahkemenin değerlendirmesi ve kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava, kullanım kadastrosu tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılmış bir tespite itiraz davasıdır. Dava açılmakla kadastro tutanağının kesinleşmesi önlenmiştir. Oysa, 3402 sayılı Yasa"nın 41. maddesi ancak "kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlar” hakkında uygulanabilir. Dava açılmakla tutanak kesinleşmeyeceğinden, askı ilan süresi içinde açılan dava, kadastro sırasında yapılan teknik hatalardan kaynaklanıyor dahi olsa, Kadastro Mahkemesi görevlidir ve işin esasını incelemek zorundadır. Ayrıca, mahallinde yapılan keşiften, davacının talebinin teknik hataların düzeltilmesinden kaynaklanmadığı; kendi fiili kullanımında olan bir kısım taşınmaz bölümlerinin komşu taşınmazlarda kaldığı iddiasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Davacının davası yüzölçümünün artırılması isteminden kaynaklanmakla komşu 125 ada 5, 6, 13 ve 15 parsellere yönelik olduğu anlaşıldığından, dava tarihinde söz konusu taşınmazlar hakkında da dava açılmıştır. Bu nedenle mahkemece, söz konusu taşınmazların kadastro tutanağı kesinleştirilerek tapuya tescil edilmiş ise, mevcut dava nedeniyle kesinleştirme hukuken değer taşımayacağından tapu kaydına davalı olduğuna dair şerh verilmeli, başka bir dosya nedeniyle Kadastro Mahkemesinde davalı ise aynı parseller hakkındaki davalar birleştirilmelidir. Diğer taraftan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin davaların kayıt maliki olan ...ye ve varsa kullanıcı şerhi sahibine yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda davacı tarafın davasını ...ne yöneltmiş bulunması isabetsiz ise de bu husus temsilcide yanılma mahiyetinde olduğundan davacıya, ...yi davaya dahil etmesi için imkan tanınmalı bundan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan şekilde işlem yapılmak yerine, dava dilekçesine farklı anlam yüklenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden ..."a iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.