17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/19251 Karar No: 2016/3391 Karar Tarihi: 17.03.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19251 Esas 2016/3391 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/19251 E. , 2016/3391 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :......Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin bankadan kullanmış olduğu krediye teminat olarak davalı tarafından hayat sigorta poliçesi tanzim edildiğini, murisin vefat etmesine rağmen davalı ........ ödeme yapmadığını ileri sürerek sigorta teminatının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 19.737,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigortasından kaynaklanan vefat tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Poliçede, menfaattar olarak dava dışı ....... gösterilmiştir. TTK."nun 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi, aynı Yasa’nın 1270. maddesi hükmüne göre, bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 879.maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir. Somut olayda, dain mürtehin sıfatı bulunan ve menfaati olan dava dışı ......."den, dava açmaya ve tazminatın davacılara ödenmesine muvafakati olup olmadığı hususu mahkemece sorulmuş ise de verilen cevapta, davanın davacı lehine sonuçlanması halinde davacı lehine oluşan tutar üzerindeki her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile davanın devamına muvafakat ettikleri bildirilmiştir. Şarta bağlı muvafakatin geçerli olduğu kabul edilemez. Bu durumda mahkemece, dain ve mürtehin sıfatı bulunan ......nin açık ve şartsız muvafakati olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.