Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2787
Karar No: 2021/879
Karar Tarihi: 29.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2787 Esas 2021/879 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2787 E.  ,  2021/879 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine ilişkin karar, davacının temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı dava dilekçesinde; işyerine doğalgaz aboneliği tesisi amacıyla davalıya 05.04.2000 tarihinde 1.500 Dolar rayicinde Türk Lirası ödediğini, abonelikten ayrılmak için başvurduğunda ise abonelik ücretinin görünmediğinin bildirildiğini ileri sürerek ödediği bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.6.2007 tarihli kararı ile Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğünün kurulmasıyla protokol gereği tüm hak ve borçlar ile davaların devredildiğini, husumetin Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın öncelikle sıfat yokluğundan reddini, aksi hâlde zamanaşımı yönünden usulden veya esastan reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Ankara 3. Tüketici Mahkemesinin 21.06.2013 tarihli ve 2013/1100 E., 2013/1528 K. sayılı kararı ile; davanın iş yeri doğalgaz aboneliğinden kaynaklanan alacağa ilişkin olması nedeniyle genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine, talep hâlinde dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesiyle dosyanın gönderildiği Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.02.2014 tarihli ve 2013/418 E., 2014/77 K. sayılı kararı ile; davanın Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş."ye yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 19.10.2016 tarihli ve 2016/10289 E., 2016/11857 K. sayılı kararı ile;
    “…Davacı, doğalgaz abonelik sözleşmesini davalı EGO Genel Müdürlüğü ile imzalamış, abonelik bağlantı hizmet bedelini de yukarıda açıklandığı üzere davalıya ödemiştir. Bu durumda davacı, ödediği bedelin iadesini de abonelik sözleşmesinin karşı tarafı olan akidinden yani davalıdan talep edebilecektir. Keza, her ne kadar davalı EGO Genel Müdürlüğü ile dava dışı Başkentgaz AŞ arasında devir sözleşmesi imzalanmış olsa da; davalı, davacı ile abonelik sözleşmesi imzalamakla ve abonelik hizmet bedelini almakla, tüm aktif ve pasifiyle davacıya karşı sorumlu olmaya devam edecektir.
    O halde mahkemece; yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın esasına girip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Mahkemenin 09.03.2017 tarihli ve 2016/528 E., 2017/77 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 05.04.2000 tarihinde işyerine ait doğalgaz aboneliği tesisi amacıyla davacı tarafından davalı EGO Genel Müdürlüğüne ödendiği ileri sürülen bedelin iadesi talebine ilişkin eldeki davanın EGO Genel Müdürlüğüne mi yoksa Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.6.2007 tarihli kararı ile tüm hak ve borçları ile davaların devredildiği Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğüne mi yöneltilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, dava dilekçesinin tüketici mahkemesi sıfatıyla verilmesi nedeniyle başlangıçta başvuru harcı ve peşin harç yatırılmaması, davaya görevsizlik nedeniyle gönderilen genel mahkemede devam edilmesine rağmen harç tamamlatılması yoluna gidilmemesi ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 11 ve 30. madde hükümleri karşısında, Mahkemece aynı Kanun’un 16. maddesine göre (1) sayılı tarifedeki nispi esas üzerinden harç hesaplanıp ikmal edilmeden eldeki davaya devam edilmesi olanağının bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    13. Bilindiği üzere kamu hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli olan malî kaynağın sağlanması amacıyla Devletin egemenlik gücüne dayanarak koyduğu malî yükümlülüklerden kaynaklanan alacakları genel olarak kamu alacakları olarak nitelendirilir.
    14. Devletin kamu alacağını oluşturan gelir kaynaklarından birini de, kamu hizmetlerinden yararlananların ödedikleri harçlar oluşturmaktadır. Harçların oluşturduğu yükümlülük, teoride, “masrafı karşılama” ve “faydalanma” ilkelerine dayandırılmaktadır. Masrafları karşılama ilkesine göre harç, hizmetin gerektirdiği maliyetle ölçülürken; faydalanma ilkesinde hizmetin maliyeti değil, yükümlü için taşıdığı değer esas alınmaktadır.
    15. Bu açıklamalar karşısında harç; bazı kamu hizmetlerinden yararlanan ve hatta kanun hükmü ile yararlanmak zorunda bırakılan özel ve tüzel kişilerin, özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu kuruluşlarının hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında, belli bir ölçüde bu hizmetlerin maliyetine katılmaları amacıyla konulan ve zor unsuruna dayanan malî yükümlülükler olarak tanımlanabilir (Pınar, B.: Yargı ve İcra Harçları, Ankara 2009, s.1-3).
    16. Diğer bir deyişle “…harç; muhtelif kanunların konusunda bulunan adli ve idari hizmetlerde ve bu hizmetin gerektirdiği kırtasiye ve formalite masraflarını karşılamak mülahazasıyla hakiki ve hükmi şahıslardan hazinece alınan bir paradır. Yapılan işler ve görülen hizmet amme hizmetinden ziyade, kişilerin şahsına ve menfaatine ilişkindir” (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 23.12.1976 tarihli ve 1976/7 E., 1976/6 K. sayılı kararı).
    17. Harçlar konusunda genel düzenleme içeren, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun (Harçlar Kanunu) gerekçesinde harcın tanımı “fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yaptıkları ödemelerdir” biçiminde yapılmıştır. Bu tanım, Anayasa Mahkemesinin 31.03.1987 tarihli ve 1986/20 E., 1987/9 K.; 14.02.1991 tarihli ve 1990/18 E., 1991/4 K.; 28.09.1995 tarihli ve 1995/24 E., 52 K. sayılı kararlarında da yer almıştır.
    18. Bir hizmetin harç konusu olabilmesi için; kişinin bir kamu kuruluşunun hizmetinden yararlanması, kişilere kamu eliyle özel bir çıkar sağlanması ve kamu idaresinin kişinin bir işiyle uğraşması gerekir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.12.1964 tarihli ve 1964/3 E., 1964/5 K. sayılı kararı).
    19. Bir kamu hizmetinden dolayı harç alınabilmesi, bu hizmetin kanunla belirlenmesine ve bu hususla ilgili harç alınmasına ilişkin düzenlemelerin de kanunda yer almasına bağlıdır.
    20. Nitekim 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 73. maddesinin üçüncü bendi “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” hükmünü içermektedir.
    21. Bahsi geçen Anayasa hükmünün vergi, resim ve harç gibi parasal yükümlülüklerin veya bunlardan bağışıklığın, kapsam ve içeriğinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ve açıkça gösterilmesi amacına yönelik bulunduğu bellidir.
    22. O hâlde, harca ilişkin bir kanun hükmünün yorumu ve uygulanmasında, bu ilke ve amaç gözden uzak tutulmamalıdır. Aksi hâlde, kişi ve kurumların yasal dayanağı olmayan bir yükümlülük altına alınmaları veya Devletin önemli bir gelir kaynağından yoksun bırakılması gibi, kanun koyucunun amacına aykırı ve sakıncalı sonuçların doğmasına yol açılmış olur.
    23. Bu kanunilik ilkesine paralel olarak, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 1. maddesinde, bu Kanuna göre alınacak harçlar arasında, diğer harçlar yanında yargı harçları da bulunmaktadır. Aynı Kanunun 2. maddesinde ise, yargı işlemlerinden bu Kanuna bağlı (1) Sayılı Tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tâbi olduğu vurgulanmıştır.
    24. Anayasa Mahkemesi’nin 17.03.2010 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 2009/27 E., 2010/9 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; “…diğer harçlarda olduğu gibi yargı harçlarında da kural; harcın davayı açan veya harca mevzu olan işlemin yapılmasını isteyen kişi tarafından ödenmesidir. Ancak yargı yoluna başvurmak, başvuran kişiye bir harç yükümlülüğü yüklediği gibi, başvuranın haklı çıkması hâlinde bu yükümlülük yer değiştirmekte ve davada haksız çıkan tarafa yükletilmektedir. Bu nedenle nispi harca tabi davalarda, yargılama sonunda ödenecek harç miktarıyla birlikte, harcın gerçek sorumlusu da mahkeme kararıyla belirlenmektedir”.
    25. Yargı harçları; mahkeme harçları, icra ve iflas harçları, ticaret sicili harçları ve diğer harçlar olarak dört başlık altında toplanmıştır. Mahkemelerde ödenecek harçlar ise başvurma harcı, celse harcı, karar ve ilam harcı, temyiz, istinaf ve itiraz harçları ile keşif harcıdır.
    26. Gereksiz davaların açılmasının ve diğer tarafın haksız yere ızrar edilmesinin önlenmesi için ihdas edilen karar ve ilâm harcı, yargılama giderlerinin de önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
    27. Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 15, 21, (1) Sayılı Tarife (A)-III).
    28. Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tâbi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir.
    29. Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden Tarifedeki belli nispete göre alınan harçtır ( (1) Sayılı Tarife, (A)-III/1-a).
    30. Maktu harç ise konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır ( (1) Sayılı Tarife, (A)-III/2-a).
    31. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlığını taşıyan 28/1-a alt bendinin birinci cümlesi; “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir” şeklindedir.
    32. Kanunun 32. maddesinin birinci cümlesinde ise “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Bu hükmün, itiraz yoluyla Anayasaya aykırılığının yerel mahkemelerce ileri sürülmesi üzerine Anayasa Mahkemesi, 17.03.2010 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan 2009/27 E., 2010/9 K. sayılı kararı ile, 492 sayılı Kanunun 32. maddesinin birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın (iptal isteminin) reddine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde ise “...Yargılama sürecinde, yasayla harca tabi kılınmış bir hizmetten yararlanmak isteyen ilgili (davalı veya davacı), genel kurallar uyarınca harcını ödeyerek bu hizmetten yararlanabilir. Dava açan veya yargılama sırasında harca tabi bir işlemin yapılmasını isteyen tarafın, harç ödemeden devam eden işlemlerin yapılmasını isteyerek bireysel bir menfaat elde etmesi, harçların konuluş amaçlarına aykırılık oluşturur.
    Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağını belirten kural, bireylerin özel menfaatleriyle ilgili olarak yargı hizmetinden yararlanmalarını, bu hizmetin karşılığı olan harcın ödenmesi koşuluna bağladığından, hak arama özgürlüğünü sınırlandıran bir nitelik taşımamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa"nın 36’ncı maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir” ifadelerine yer verilmiştir.
    33. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 120. maddesine göre de “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır”.
    34. Hukuk Genel Kurulunun 04.12.2013 tarihli ve 2013/21-445 E., 2013/1625 K.; 06.06.2018 tarihli ve 2017/13-1984 E., 2018/1172 K.; 01.12.2020 tarihli ve 2015/(22)9-219 E., 2020/968 K. sayılı kararlarında da aynı hususlara işaret edilmiştir.
    35. Eldeki davada, ilk yargılama tüketici mahkemesinde yapılmış ve bu doğrultuda hiç harç alınmamış; görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği asliye hukuk mahkemesinde ise başvuru harcı ve nispi esas üzerinden harç ikmal edilmeden işin esası hakkında karar verilmiştir.
    36. Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler göz ardı edilerek, eksik harç tamamlatılmadan yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    37. Buna göre, mahkemece yapılacak iş; davacı tarafa genel hükümlere tâbi alacak istemine konu dava değeri üzerinden hesaplanacak peşin harcın ve başvuru harcının tamamlanması için bir sonraki celseye kadar usulünce ihtarat yapılarak süre verilmesi, bu sürede harç tamamlanırsa yargılamaya devam edilerek işin esasına girilmesi, tamamlanmazsa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılması, süresi içerisinde harç tamamlanarak dosya yenilenmez ise de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinden ibarettir.
    38. Hâl böyle olunca, direnme kararı yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmalıdır.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacının temyiz itirazının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun’un 440/III-1. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 29.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi