20. Hukuk Dairesi 2015/509 E. , 2015/6347 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
27.06.1985 ilâ 29.07.1985 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında .... köyü, 2812 parsel sayılı 2800,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, mera niteliğiyle sınırlandırılmıştır.
Davacı ... Yönetimi vekili, 02.06.2011 havale tarihli dilekçesiyle, ..... ilçesi, .... köyü 2812 parsel sayılı taşınmazın mera, yaylak, kışlak, otlak ve çayır niteliğiyle sınırlandırıldığı, ancak taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde bulunduğu iddiasıyla, 4342 sayılı Kanun uygulaması ile kesinleşmiş devlet ormanı üzerine ihdas edilen mera, yaylak, kışlak, otlak ve çayır tespitlerinin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla adına tapuya kayıt ve tescili istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu .... köyü, 2812 parsel sayılı taşınmazın mera kadastro tespit komisyonu tarafından 4342 sayılı Kanun kapsamında orman sınırları dışına çıkarılarak mera olarak tespit ve tescil işleminin iptali ile 2812 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 11/4 maddesi gereğince orman niteliğiyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20/05/2013 tarih 2012/10463 – 2013/5855 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca İl Mera Komisyonu tarafından mera tespit ve tahdit çalışmaları yapıldığı, dava, mera komisyonu tespit ve tahdit kararının iptali istemiyle 30 günlük askı ilânı süresi içinde açılmış ise de, mera komisyon kararının askı ilânından önce çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde genel arazi kadastrosu yapılıp çekişmeli taşınmaz hakkındaki kadastro tespit tutanağının kesinleştiği, İl Mera Komisyonunca yapılan bu işlemlere karşı yapılan itirazların inceleme ve sonuca bağlanması 4342 sayılı Mera Kanunun 13. maddesi gereğince genel mahkemelerin görevi içinde bulunduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesinin zorunlu bulunduğu, hal böyle olunca; mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu" gereğine değinilmiştir.
Kadastro mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilerek dosya asliye hukuk mahkemesine gönderildikten sonra mahkemece davanın kabulü ile .... ili, .... ilçesi, .... köyü 2812 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan mera vasıflı taşınmazın orman vasfıyla tapuya tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 19.06.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek davanın kabulü yönünde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; orman niteliği ile tesciline karar verilen 2812 sayılı parselin mera özel sicilinde kaydı bulunduğundan, kararda tapu kaydının iptaline karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 1. bendinin 2. paragrafında yer alan “davalı adına olan tapu kaydının” ibaresinin kaldırılarak, bunun yerine “mera tesbit ve tahdit kaydı ve özel sicilindeki kaydının” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 24/06/2015 günü oy birliği ile karar verildi.