10. Hukuk Dairesi 2020/10115 E. , 2021/4147 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
...
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesi"nin bozma kararına uyarak ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün fer-i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir.
09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar.
Mahkemece resen araştırma ilkesi doğrultusunda, tarafların gösterdiği tanıklar ile yetinilmeyerek, emniyet, muhtarlık, zabıta vasıtasıyla davalı siteye komşu apartmanlarda kapıcı olarak çalışan kişiler veya komşu sitelerin güvenlik görevlileri tespit edilerek ifadelerine başvurulmalı, sitede yaşayan villa sahipleri ile varsa bu evlerde çalışan sigortalılar, davalı sitede varsa güvenlik görevlisi olarak tespite konu dönemde çalışması bulunan kişiler ile davacının hizmetlerini bilebilecek durumdaki civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşular ya da siteye yakın yerde market,bakkal,berber gibi işyerlerinin sahipleri ile kayıtlara geçmiş çalışanları araştırılarak beyanları alınmalı, davalı sitenin gelir gider ve karar defteri getirtilerek ihtilaflı dönemde davacının çalışmaları ile ilgili karar alınıp alınmadığı, davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmalı,dava konusu dönemde site yönetiminde görev alan yönetici, denetçi gibi kişiler tespit edilerek dinlenmeli gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyulmalıdır.
Öte yandan,davacının eşi ... ’un davalı sitede bekçi olarak çalıştığı belirtildiğinden, ... ’un hizmet cetveli getirtilmeli,davalı sitede kaç konut bulunduğu, site sakinlerinin yaz-kış ikamet edip etmediği, sürekli kapıcıya ihtiyaç duyulup duyulmadığı, davacının kapıcı olarak yapması gereken işlerin kapsam ve niteliği belirlenmeli, davacının çöp alma,temizlik,site sakinlerinin ekmek vb. ihtiyaçlarının servisi ,bahçe bakımı hizmetlerini yerine getirip getirmediği araştırılmalı, buna göre davacının çalışmasının kısmi süreli çalışma olduğunun anlaşılması halinde; gerektiğinde uzman bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle, hükme konu dönem içinde bir günde kaç saat çalışmış olabileceği, haftalık ve aylık çalışma süreleri belirlenmeli ve 7,5 (yedi buçuk saat) çalışma 1(bir) günlük çalışma hesabı ile kaç iş gününe karşılık olduğu hususu saptanarak, sigortalılık süresinin tespitine karar verilmelidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.04.2011 gün, 21-130-256 sayılı kararı)
Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, fer-i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.