Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/11666
Karar No: 2007/255
Karar Tarihi: 18.01.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2006/11666 Esas 2007/255 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalıya teminat olarak tapuda kayıtlı iki taşınmazını satış yoluyla temlik ettiğini ancak borcunu ödeyemediği için davalının aşırı şekilde yüksek bir talepte bulunduğunu belirterek tapu iptali ve tescil istedi. Mahkeme inanç sözleşmesinin fesh edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak davacı temyiz etti ve Yargıtay, burada Borçlar Kanunu'nun 19. ve 20. maddelerine göre değerlendirme yapıldığını belirtti. Buna göre, akit serbestisi ilkesi çerçevesinde iki tarafın yaptığı sözleşmeler genelde geçerlidir. Ancak, emredici kurallara, ahlaka veya kişisel haklara aykırıysa ya da sosyal ve ekonomik ahlaka uygun değilse akit batıl olabilir. Burada sözleşme gereğince talep edilen bedelin aşırı ve ekonomik açıdan yıkıcı sonuçlar doğuracak şekilde arttığı, bu nedenle geçersiz sayılması gerektiği, temel borç olan 40.000 USD üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte saptanacak meblağın Mahkeme veznesine depo edilmesi gerektiği ve ardından bir karar verilmesi gerektiği belirtildi. Kararda Borçlar Kanunu'nun 19. ve 20. maddeleri detaylı bir şekilde açıklandı.
1. Hukuk Dairesi         2006/11666 E.  ,  2007/255 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GÖRELE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 07/07/2006
    NUMARASI : 2005/747-176

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalıdan aldığı 23.000 USD borca karşılık teminat amacıyla dava konusu  parselde bulunan . nolu daire ile .nolu dükkanını satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, imzalanan protokolde öngörülen zamanda borcunu davalıya ödeyemediğini, borcuna karşılık 40.000 USD ödemeyi kabul etmesine rağmen davalının 85.000 USD talep ettiğini, bunun aralarındaki inanç sözleşmesine aykırı olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davacının inanç sözleşmesinin gereklerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tarafların aralarındaki inanç sözleşmesini fesh ettikleri, davacının 40.000 USD karşılığı taşınmazların devrini talep etmeye hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteğinin tebliğ gederleri yatırılmadığından reddiyle gereği görüşülüp düşünüldü.

                                             -KARAR-

    Dava, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, 23.000 USD borcuna karşılık teminat amacıyla, dava konusu .parselde bulunan .numaralı daire ile .numaralı dükkanı satış biçiminde temlik ettiğini, borcunu ödemeye hazır olmasına karşın, davalının inanç sözleşmesinde öngörülen miktardan aşırı yüksek bir meblağ talep ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış; mahkeme, inanç sözleşmesinde kararlaştırılan vadade borcun ödenmediğinden söz edilerek dava reddedilmiştir. Buna göre, yanlar arasındaki uyuşmazlık, 28.11.2001 tarihli "satış protokolü" ve 27.7.2004 tarihli "özel anlaşma" da sözü edilen fiyat farkına ait hükmün geçerli olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; yasa koyucu borç doğuran akitlerin kapsamını belirlemede akit serbestisi ilkesini benimsemiştir. (B.K: 19/1) Aynı maddenin 2.fıkrasında "emredici kurallara, ahlaka (adaba) ya da kamu düzenine veya kişisel haklara aykırı bulunmadığı sürece iki tarafın yaptığı sözleşmelerin geçerli olacağı" vurgulanmıştır.

    Bunun yanı sıra Borçlar Kanununun 20.maddesinde "Bir akdin mevzuu gayri mümkün veya gayri muhik yahut ahlaka (adaba) muyagir olursa o akit batıldır.
    Akdin muhtevi olduğu şartlardan bir kısmının butlanı, akdi iptal etmeyip yalnız o şart lağvolur."denilmektedir.
    Gerçekten de, hükümsüz olup geçerli hale getirilemeyen işlemlerin batıl olacağı tartışmasız olup, bu hususunda res"en (kendiliğinden) nazara alınması zorunludur. Butlanı dermeyan eden kişi, davacının o konuda hakkının mevcut olduğunu kabul etmiyor demektir. Butlan niteliği itibariyle mutlak sonuç doğurur. Keza butlan, akdin bir bölümüne ilişkin de olabilir. Burada akdin yorumu değil, yanların varsayılan iradelerine dayalı olarak sözleşmenin yeniden oluşması söz konusudur. (... muteber kısım, gayri muteber kısım sebebiyle, gayri muteber olmaz. "utile per inutile non vitiatur"...) Belirtilen ilkenin doğal sonucu olarak geçerli olmayan kısım, zamanla geçerli hale gelmez. 14.1.1948 tarih 20/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararına göre "kanuna ve ahlaka aykırı akitlerin belli edilmesinde Borçlar Kanunu hükümleri yanında diğer mevzuatın da gözönünde bulundurulması gerekir.
    Emredici hukuk kuralları, uyulması zorunlu kurallardır. Yasaya aykırılık durumu, özellikle cezayı gerektiyorsa, borçlu tarafından taahhüt edilen hareket tarzı batıl olur. Ahlak ve adaba aykırılıktan amaçlanan, sosyal ve ekonomik ahlaktır. Dürüst ve doğru insanların ortalama görüşlerine göre, ahlak veya adaba aykırı sonuç doğuran ya da kolaylaştıran borçlandırıcı akitler de batıl sayılmalıdır. Ayrıca kişisel veya ekonomik özgürlüğü kabul edilemez derecede ya da olağanüstü biçimde sınırlayan sözleşmeler  de ahlak ve adaba aykırı düşer. Zira, sözleşmeye bağlanan sınırlamalar, borçlunun kişilik ve bekası için zorunlu olan koşulları olağanüstü şekilde tehlikeye düşürmemeli, onun için katlanılamaz ve çökertici bir düzeye gelmemelidir. Yoksa kişi, ekonomik özgürlüğünü yitirir ve alacaklının mutlak iradesine tabi olur. Onun için yasa koyucu birçok özel hükümle borçlunun borçlarını tenzil ve refedilmesine izin vermiştir.
    Açıklanan ilkeler doğrultusunda, somut olaya bakıldığında, yanlar arasında 28.11.2001 tarihli harici bir "satış protokolünün" düzenlendiği; içeriğinden çekişmeli bağımsız bölümlerin teminat olarak davalıya temlik edildiği; borcun 40.000 USD olarak kararlaştırıldığı, vade öngörülmediği, belgenin 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı anlamında inançlı işlemin belgesi olduğu, sonradan düzenlenen 27.7.2004 tarihli belgenin ise, yeni bir borcun belgesi olmayıp eski borcun artırılması amacını taşıdığı, aşırı artış ve vadenin ise , yukarıda açıklanan gerekçelerle ve ülkemizde enflasyonun artış oranına göre, bu hükümlerin davacı için ekonomik açıdan yıkıcı bir sonuç doğuracağı gözetildiğinde geçersiz sayılması gerektiği, buna ilişkin edimin geçerli olamayacağı ve butlan kapsamına gireceği kabul edilmelidir. Dosya içerisinde bulunan ve davalı tarafından yazıldığı sonucuna varılan mektupların içerikleri de belirtilen bu olguları doğrular mahiyettedir.
    Hal böyle olunca, asıl borç olan 40.000 USD üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte saptanacak meblağın Borçlar Kanununun 81.maddesi uyarınca mahkeme veznesine depo etmesi için davacıya önel verilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle davanın reddedilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  18.01.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi