14. Hukuk Dairesi 2019/2816 E. , 2020/4371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mirasın reddinin İcra ve İflas Kanununun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 15/04/2019 gün ve 2016/9007 Esas, 2019/3359 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı vekili, davacının, davalı ...’nin alacaklısı olduğunu, ... 16. İcra Müdürlüğünün 2015/676 Esas sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını ve takibin kesinleştiğini, davalının murisi olan babasından intikal eden bir kısım taşınmazlarına haciz konulduğunu, ancak davalının babası ..."nin mirasını ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/239 Esas, 2014/278 Karar sayılı dosyada reddettiğini, davalının murisinin terekesinin borca batık olmadığını, davalının alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla mirasın reddettiğini bu nedenle mirasın reddinin iptali ile, davacıya cebri icra ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçtiği, davalının murisin sağlığından miras payı aldığı gerekçesiyle mirası reddettiğinden bahisle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın hukuki niteliği bakımından TMK"nin 617. maddesine dayalı mirası reddin iptali isteği olduğu, iptali istenen ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/239 Esas sayılı dosyada davalının 28.03.2014 mirasın reddi talebinde bulunduğu, mirasın reddinin iptali davasının ise 20.05.2015 tarihinde açıldığı ve 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizin 15.04.2019 tarih 2016/9007 Esas 3359 Karar sayılı ilamında;
"Mirasın reddinin iptali davasının koşulları; davanın mirasın reddedildiği günden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde açılması, borçlu mirasçının alacaklıları zararlandırma kastı ile hareket ettiğinin alacaklı tarafından kanıtlanması, borçlunun alacaklıya teminat göstermemesi borçlunun mevcut mallarının borçlarına ödemeye yetmemesi ve borcunu ödemekten imtina etmesidir.
Somut olaya gelince; davacı vekili, dava dilekçesinde açıkça İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerine dayanmış olmakla, davacı vekilinin talebi doğrultusunda bir araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın TMK 617. maddesine göre mirasın reddinin iptali davası olarak nitelendirilerek karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına karşı davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ile uygulanacak kanun hükümlerini belirlemek HMK"nın 33. maddesi gereği hakimin görevidir.
Ayrıca tasarrufun iptali davalarının kimlere karşı açılabileceği İ.İ.K’nun 282. maddesinde gösterilmiş olup bunlar, borçlu, borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçılarıdır.
Somut olaya gelince; her ne kadar bozma ilamımızda davacının dava dilekçesinde açıkça İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerine dayanmış olmasından ve davacı vekilinin talebi doğrultusunda araştırma yapılması gerektiğinden bahsedilmiş ise de bir davada hakimin hukuki nitelendirme ile bağlı olmaması ilkesi gereği dosya kapsamda anlatılan olay örgüsünden davada tasarrufun iptalinin özel bir hali olan "Mirasın reddi" kurumunun uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
O halde; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekirken bu husus dikkate alınmadan kararın bozulduğu anlaşıldığından davacıların karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 15.04.2019 tarih 2016/9007 Esas, 2016/3359 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, dosyada yeniden yapılan inceleme sonucunda; yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan tarafların yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 15.04.2019 tarih 2016/9007 Esas, 2016/3359 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, yeniden yapılan temyiz incelemesi sonucunda tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 06.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.