MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık müdafinin temyiz talebinin, sanık hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1) Suç tarihlerinde Muş ilinde faaliyet gösteren Özel ... Özel Rehabilitasyon Merkezi müdürü olan sanığın, kuruma öğrenci olarak kayıtlı... isimli zihinsel engelli bireylerin rehabilitasyon merkezindeki eğitimlerine hiç katılmamalarına rağmen katılım sağlanmış gibi belgeler düzenleyerek İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ödeme yapmasına sebebiyet vermek suretiyle kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın aşamalarda, öğrencilerin kurumda eğitim aldıklarını, bu öğrencilerin kuruma getirildiğine çocukların yengesinin de şahit olduğunu, suçlamayı kabul etmediğini savunması; derslere katıldığı görünen bir kısım eğitimcilerin beyanlarının alınmamış olması; öğrencilerin babaları olan tanık ...’in duruşma tutanaklarına yansıyan çelişkili beyanlarının bulunması, öğrencilerin kardeşi olan ...’in ise kovuşturma aşamasında beyanına başvurulmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, aylık bireyselleştirilmiş eğitim, çalışma ve rehabilitasyon planlarında isimleri olan eğitmenler...nın CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, ... tanıyıp tanımadıklarının, bu kişilere eğitim verip vermediklerinin, bireyselleştirilmiş eğitim planlarındaki imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması; sanığın savunmasında geçen çocukların yengesinin kim olduğunun tespiti ile bu kişi ile ...’in tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması, bireyselleştirilmiş eğitim planlarındaki imzaların ...’e ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile mahkûmiyetine hükmedilmesi,
2) Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, mahkumiyet hükmünün konusunu teşkil eden suça konu belgeler celp edilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının gerekçeli kararda tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Suç tarihlerinin 2007 Aralık ve 2008 Ekim arası olduğu gözetilmeden, gerekçeli karar başlığına “2007-2008-2009” olarak yanlış yazılması yasaya aykırı,
4) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.