MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu sahte muayene işlemlerinin bulunduğu belge aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması ve denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesine göre “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, suça konu 30.12.2008, 29.12.2009 ve 29.12.2010 günlü sahte muayene işlemlerinin aynı tarihte mi, yoksa her bir muayene işleminin ayrı ayrı tarihlerde mi yaptırıldığı araştırılarak, aynı anda yaptırıldığının belirlenmesi halinde tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan, farklı zamanlarda yaptırıldığının tespiti halinde ise, muayene işlemleri arasında geçen süre ve suç kastının yenilenmesi sebepleriyle üç ayrı resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, yasaya aykırı,
b- T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 02.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.