8. Hukuk Dairesi 2020/189 E. , 2020/903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : (Asıl Dava) Elatmanın Önlenmesi, Yıkım Ve Tazminat (Birleşen Dava) Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün asıl ve birleşen dava davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
(Asıl davada) Davacı vekili, müvekkilinin paydaş olduğu 69 parsel sayılı taşınmaza (komşu 65 parsel maliki) davalılar tarafından haksız şekilde müdahale edildiği, yine 65, 66 ve 67 nolu taşınmazların sınırlarına ekilen ağaçların çekişmeli taşınmaza gölge yapmak suretiyle zarar verdiğini belirterek elatmanın önlenmesi, zarar verilmeyecek şekilde ağaçların kesilmesi ve son beş yıllık zarar toplamı olan (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile) 2.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
(Birleşen davada) Davacı vekili, vekil edeninin paydaş olduğu 69 parsel sayılı taşınmaz ile davalılara ait 65, 66 ve 67 nolu parseller arasında bulunan yola davalılar tarafından ağaç dikilmek suretiyle müdahale edildiği iddia edilerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
(Asıl ve birleşen davada) davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; birleşen 2011/469 Esas sayılı davanın kabulüne, 1-Fen bilirkişisi ... ve ... tarafından hazırlanan 24.07.2012 tarihli raporda A harfi ile gösterilen 114,84 m2; B harfi ile gösterilen 53.28 m2; D harfi ile gösterilen 238,35 m2; E harfi ile gösterilen 472,56 m2 kısma davalıların elatmasının önlenmesine, ağaçların kaldırılmasına, 2-Davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Hüküm, asıl ve birleşen dava davalılar vekili tarafından aleyhe verilen yönlerden temyiz edilmiştir.
Asıl dava elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat, birleşen dava ise elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu taşınmazların bulunduğu çalışma bölgesinde 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi uyarınca kadastro yenileme çalışmalarına başlanıldığı, uygulama kadastrosu sonucu parsellere yeni numaraların verildiği, asıl ve birleşen dosya davalıları tarafından açılan (köy boşluğuna yönelik) tescil davası hakkında, Terme Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.06.2019 tarihli ve 2019/309 Esas, 2019/476 Karar sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK"nin 165. maddesi; “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” hükmünü içermektedir.
O hâlde, dava konusu (ve fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen kısım ile) dava dışı diğer yerlere ilişkin olarak kadastro mahkemesinde görülmekte olan ve eldeki davanın esasına etkili olacağı açık olan dava dosyasının sonucunun beklenilmesi gerekeceği açıktır.
Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davanın HMK"nin 165. maddesi gereğince bekletici mesele yapılması, anılan davanın kesin olarak karara bağlanmasından sonra, yeniden keşif yapılıp, (yol ile eski 65, 66, 67 ve 69 nolu) parsel sınırlarında değişiklik olup olmadığı belirlendikten sonra, toplanmış ve/veya toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen dava davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca usul ve yasaya aykırı kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre asıl ve birleşen dava davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.