8. Hukuk Dairesi 2018/3106 E. , 2019/2820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, 288 ada 9 parsel sayılı taşınmazın maliklerinin gaip olması nedeniyle müvekkilinin kayyım olarak atandığını ve yapılan incelemede taşınmazın davalı tarafından kullanıldığının tespit edildiğini ve takdir edilen ecrimisil bedellerinin ödenmesi için davalıya ihbarname gönderilmesine rağmen sonuç alınamadığını belirterek ve fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak toplam 127.620-TL ecrimisilin tahakkuk tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve taşınmazın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ecrimisil yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine, el atmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ecrimisil ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince, davalı tarafından iş yeri olarak kullanılan, 1 nolu mesken niteliğindeki taşınmazın ilk dönem için getirebileceği kira bedeli belirlenmiş ve bu bedele endeks uygulanarak diğer dönemler için ecrimisil bedelleri belirlenerek, bu bedellerin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de; Mahkemece, yukarıdaki ilkeler uyarınca taraflara imkan ve süre verilerek, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmesi, emsaller dikkate alınarak ilk dönem ecrimisil bedelinin tespit edilmesi ve diğer dönem ecrimisil bedellerinin ise ilk dönem ecrimisil bedeline ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak değerden az olmamak üzere takdir edilmesi ve bu şekilde belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.