MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 13/12/2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, tarafların ortak murisi ..."den kendilerine intikal eden 3 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiş; 04.12.2012 tarihli dilekçesinde ise dava konusu taşınmazların numaralarını dava dilekçesinde yanlış bildirdiğini, bu hatanın isim benzerliğinden kaynaklandığını, zira tarafların ortak murisinin ... oğlu ... olup paydaşı olduğu taşınmazın ise ... Mahallesinde kain 177 No"lu parsel olduğunu, diğer taşınmazların ise ... oğlu ... adına kayıtlı olup taraflarla bir ilgisinin bulunmadığını belirterek dava konusunu 177 No"lu parsel olarak ıslah ettiğini bildirmiş; 15.01.2013 tarihli 11. celsede de ıslah talebini tekrar etmiştir.
Davalı ... Petrol Ltd. Şti. dışındaki tüm davalılar, dava konusu 177 No"lu parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini istemiş; davalı şirket ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından dava açılırken dava konusu edilmeyen 177 parsel sayılı taşınmaz yönünden usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığı ve ıslah suretiyle dahi dava dilekçesinde yer almayan bir taşınmazın davaya sonradan konu edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 176. maddesinde "Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir." hükmü düzenlenmiştir.
Anılan yasa hükmü uyarınca taraflar, ıslah yolu ile iddialarını ve savunmalarını genişletip değiştirebileceklerdir. Buna göre, davacı dava dilekçesinde belirttiği dava sebebini değiştirebileceği gibi dava dilekçesinde vakıaları eksik belirtmişse ıslah yolu ile bunları tamamlayabilir. Yine, davacının dava dilekçesinde belirttiği talebini ıslah yolu ile artırması mümkün olduğu gibi talebini de değiştirmesi mümkündür.
Somut olayda ise her ne kadar mahkemece, dava açılırken dava konusu edilmeyen bir talebin ıslah ile müddeabihe eklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dava dilekçesinde, ... Mahallesinde kain 23 No"lu parsel ile ... Mahallesinde kain 12 ada 5 ve 6 No"lu parseller üzerindeki ortaklığın giderilmesinin talep edildiği, ancak 04.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile ... Mahallesinde kain 23 No"lu parsel ile ... Mahallesinde kain 12 ada 5 ve 6 No"lu parsellerin yanlışlıkla yazıldığı, asıl dava konusunun ... Mahallesinde kain 177 parsel sayılı taşınmaz olduğunun bildirildiği göz önüne alındığında, davacının ortaklığın giderilmesi istenen taşınmazların değiştirilmesine yönelik isteminin talebe yeni bir talep eklemek şeklinde olmadığı, ıslah suretiyle talep ettiği taşınmazlardan başka bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, davacının yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca dava dilekçesinde belirttiği talebini ıslah suretiyle değiştirmesi mümkün olduğundan, davanın esasına girilerek inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 02.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.