9. Hukuk Dairesi 2021/6020 E. , 2021/10203 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin 12.06.2005 - 30.08.2013 tarihleri arasında sevkiyat sorumlusu olarak çalıştığını, 16.08.2013 tarihinde emeklilik gün ve prim koşullarını gerçekleştirdiği için emekli olmak amacıyla, tüm haklarının ödenmesini ve çıkış işlemlerinin yapılmasını talep ederek 30.08.2013 tarihinde davalı işyerinden ayrıldığını iddia ederek; kıdem tazminatı, genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar, Dairemizce özetle ve sonuç olarak;
“1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta; dava kısmi dava olarak açılmış olup, davacı vekilinin yargılamanın ilerleyen aşamasında belirsiz alacak davası açtıkları şeklindeki açıklamasının hukuki değeri bulunmamaktadır. Dava başlangıçta kısmi dava olarak açıldığından davalı vekilinin süresinde ileri sürdüğü ıslaha karşı zamanaşımı def’i değerlendirilmeden, dava belirsiz alacak davası kabul edilerek hüküm kurulması hatalıdır.
3-Kıdem tazminatına ilişkin hükümde, fesih tarihinin açıkça belirtilmemesinin infazda tereddüt yaratacağının düşünülmemesi de isabetsizdir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Somut uyuşmazlıkta; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği halde, (takdiri indirim tutarı hariç), reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 382,44 TL red vekalet ücretinin kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine takdir edilmesi gerekirken, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olup bozma sebebi ise de; belirtilen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın vekalet ücretine dair 7 numaralı bendine yeni bir bent eklenerek;
“-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 382,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” bendinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.