Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, geç ödenen aylıkların faiziyle birlikte tahsili ile yersiz alınan primlerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


Dosya kapsamı incelendiğinde, 1986-1991 yılları arasında 5434 sayılı Yasa kapsamında 1994 gün, 01.10.2008 tarihine kadar avukatlık hizmetinden kaynaklı topluluk sigortası olarak 506 sayılı Yasa kapsamında 6172 gün, 01.10.2008-02.03.2011 tarihine kadar 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında 872 gün hizmeti bulunan davacının, 05.02.1962 doğumlu olduğu ve 02.03.2011 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, davalı Kurum tarafından prim borcunun yatırıldığı tarih dikkate alınmak suretiyle 01.01.2012 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, 01.04.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinden bahisle 01.01.2012 tarihine kadar ödenmeyen yaşlılık aylıklarının tahsili ile bu tarihler arasında yersiz alınan primlerin iadesi için açılan iş bu davada, mahkemece, prim borcunun ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanmasına ilişkin kurum işleminin yerinde olduğu, 2880,00 TL yersiz prim ödemesi ve 120,04 TL dava tarihine kadar olan faizi olmak üzere toplam 3000,04 yersiz prim ödemesinin 20.02.2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki 2829 sayılı Kanunun amacı; hiçbir Kurumdaki hizmeti tek başına aylık bağlanmasına yeterli olmayan sigortalı ya da hak sahiplerine, değişik Kurumlardaki hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlanmasını sağlamak, bu suretle değişik Kurumlardaki hizmetlerin ziyan olmasını önlemek olup, bazı Sosyal Güvenlik Kurumlarında geçen hizmet süreleri toplamının tek başına aylık bağlanmasına yeterli
olması halinde; diğer Kurumlarda geçen hizmetlerin birleştirilmesinde; sigortalının, ya da, hak sahibinin iradesinin de bu yönde olması koşuluyla zorunluluk bulunmamaktadır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, her ne kadar, davacının tüm hizmetleri göz önüne alınmak suretiyle aylık bağlanması durumunda prim borcunun ödendiği tarihi takip eden aydan itibaren aylığın bağlanmasına dair kurum işlemini yerinde bulan mahkeme hükmü isabetli ise de, davacının 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamı dışındaki hizmetlerinin yaşlılık aylığına hak kazanmasına yeterli olduğu gözetilmek suretiyle, davacının yaşlılık aylığı talebinde hangi hizmetlerinin birleştirilmesini istediği yönündeki talebi açıklattırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gereklidir.
Kabule göre de, kısa kararda temerrüt tarihinin 20.02.2012 yazılması ile 2.880,00 TL yersiz prim ödemesi ve 120,04 TL dava tarihine kadar olan faizi olmak üzere toplam 3.000,04 yersiz prim ödemesinin 20.02.2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline dair hüküm kurulmak suretiyle faize faiz işletilmesi yerinde görülmemiştir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.