Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/372
Karar No: 2021/873
Karar Tarihi: 29.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/372 Esas 2021/873 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/372 E.  ,  2021/873 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Diyarbakır 2. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 3 yıl 24 gün çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı neden bulunmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı cevap dilekçesinde; noter çalışanı olmasına rağmen davacının 10.12.2010 tarihinde kendi adına araç satış işlemi yapılmasından dolayı iş sözleşmesinin feshedileceğini öğrenmesi üzerine kendisine üç sandalye ve mermer heykel fırlattığını, ayrıca “sana göstereceğim, kafana sıkacağım” şeklinde tehdit ettiğini, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Diyarbakır 2. İş Mahkemesinin 12.12.2012 tarihli ve 2011/246 E., 2012/772 K. sayılı kararı ile; iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından davacının işyerindeki saygısız tutumlarının bulunduğu, itaatsizliğinin olduğu ve yasak olmasına rağmen kendisine ait noterlik işlemini yaptığı gerekçeleriyle feshedildiği, davacının itaatsizlikte bulunduğuna veya saygısız tutum ve davranışları olduğuna dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, davalının ve eşinin de kendilerine ait işlemlerini bahsi geçen noterde yaptıkları, fesih bildiriminde belirtildiği gibi işlemin yapılmasının geçerli fesih sebebi olsa da haklı fesih nedeni sayılmayacağı, tanık beyanlarına göre davalının harç yatırma tarihlerinde sürekli paraya sıkıştığı, bu nedenle davacıdan kendisine harçları yatırabilmek için borç para bulmasını istediği, davacının da en son bulduğu paraların ödenmesini davalıdan istemesi üzerine davacı işçinin kendi adına yaptığı noterlik işlemini bahane ederek iş sözleşmesini feshettiği, iş sözleşmesinin haklı neden bulunmaksızın ve bildirim sürelerine uyulmaksızın feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Diyarbakır 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.03.2014 tarihli ve 2013/6095 E., 2014/4716 K. sayılı kararı ile; “…Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının yasak olduğu halde davalı işyeri noterde kendi adına araç satın işlemi gerçekleştirdiği ve iş sözleşmesinin bundan dolayı feshedileceğini öğrenmesi üzerine davalıya karşı sözlü ve fiili saldırıda bulunduğu anlaşılmakla, davalının iş sözleşmesinin feshi haklı sebebe dayandığından kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Diyarbakır 2. İş Mahkemesinin 26.06.2014 tarihli ve 2014/400 E., 2014/319 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten talep ve ıslah dilekçeleri ile bilirkişi raporu göz önüne alındığında kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı; buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanamadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. İş sözleşmesini sona erdiren en önemli sebeplerden biri fesihtir. Fesih, sürekli (belirli ya da belirsiz süreli) bir iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gerekli bozucu yenilik doğuran bir haktır. Dolayısıyla fesih karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuran, karşı tarafın kabulünü gerektirmeyen bir irade açıklamasıdır (Senyen Kaplan, E. Tuncay: Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Haksız Feshinin Hüküm ve Sonuçları, Sicil İş Hukuku Dergisi, 2016, Sayı: 36, s. 23).
    13. İş sözleşmesi işçi ile işveren arasında kurulan ve her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, işçi ile işveren arasında karşılıklı güvene dayanan kişisel ve sürekli bir ilişki yaratır. Bu nedenle işçi veya işveren taraflarından birinin davranışı ile bu güveni sarsması hâlinde güveni sarsılan tarafın objektif iyi niyet kurallarına göre artık bu ilişkiyi sürdürmesinin kendisinden beklenemeyeceği durumlarda iş sözleşmesi ile bağlı kalamayacağı gerçeğinden hareket eden kanun koyucu, yaptığı düzenleme ile taraflara iş sözleşmesini haklı nedenle tazminatsız fesih hakkı tanımıştır.
    14. Hukukumuzda "olağanüstü fesih", "bildirimsiz fesih", "süresiz fesih", önelsiz fesih", "derhal fesih", "muhik sebeple fesih" gibi terimlerle ifade edilen haklı nedenle fesih Türk Borçlar K. md. 435, İş K. md. 24 ve 25; Deniz İş K. md. 14, 16; Basın İş K. md. 11"de düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, haklı nedenle fesih kanunla tanınmış bir haktır. Bir tarafın işte bu haklı nedenle fesih hakkına dayanarak, karşı tarafa yöneltilmesi gereken irade beyanıyla iş sözleşmesine geçmişe etkili olmaksızın derhal son vermesi, haklı nedenle fesih olarak tanımlanmaktadır. Bu itibarla İş Kanunu, haklı nedenle fesih hakkını "Haklı nedenle derhal fesih" başlığı altında düzenlemektedir (Mollamahmutoğlu, H./ Astarlı, M. / Baysal, U.: İş Hukuku, 2014, s. 794).
    15. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24 ve 25. maddeleri, iş sözleşmesinin işçi ve işveren tarafından haklı nedenle derhal fesih hâllerini düzenlemekte olup, “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25. maddesi “Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hâllerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
    “…II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
    a)İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı hâlde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması,
    b)İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması,
    c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması,
    d)İşçinin işverene yahut onun aile üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması,
    e)İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması,
    f)İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi,
    g)İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi,
    h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı hâlde yapmamakta ısrar etmesi,
    ı)İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.

    İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21’inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir…” şeklinde düzenlenmiştir.
    16. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin (II) bendinin (d) alt bendinde, işçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşmasının işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir.
    17. Görüldüğü üzere Kanundaki hâller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Kanuna göre sataşma, sadakat borcuna aykırılığın özel bir hâli olarak kabul edilmektedir. Sataşma söz veya fiili tecavüz anlamına gelen bir harekettir. Diğer taraftan sataşmanın varlığı için söylenen söz ya da yapılan davranışın suç teşkil etmesine gerek bulunmamakla birlikte söz ve fiilin değerlendirilmesi ceza kanunları kapsamında değil, İş Kanunu ve iş hukukunun kendine özgü kural ve prensipleri çerçevesinde daha geniş bir perspektifte ele alınmalıdır.
    18. Sataşma niteliğindeki söz ve davranışlar neticesinde işverene haklı nedenle fesih imkânı tanıyan kanun koyucunun esasen işyerindeki çalışma düzeni ve iş disiplinini koruma amacı güttüğü ise kuşkusuzdur.
    19. Somut olayda; imza yetkisi bulunan noter kâtibi olan davacının çalıştığı noterde 02.12.2010 tarihinde kendi adına araç satış işlemi yapması üzerine, aynı tarihte davalı işverenin noter başkatibini telefonla arayarak şehir dışına çıktığını ve dönene kadar davacının işe gelmemesini söylediği, davacının kardeşi olan davacı tanığı Mehmet Emin Sever ve işyeri çalışanı Emrah Coşkun ve Osman Pulat tarafından imzalanan tutanakta açıkça ifade edildiği gibi davalı işverenin şehir dışından dönmesi üzerine 10.12.2010 tarihinde işyerine giden davacının, çalıştığı noterde kendi adına araç satış işlemi yapması sebebi ile iş sözleşmesinin feshedileceğini öğrenmesi üzerine davalıya üç koltuk sandalye ve mermer heykel fırlattığı, “seni yaşatmayacağım, sana göstereceğim, kafana sıkacağım” şeklinde beyanda bulunduğu, 14.12.2010 tarihinde de, saygısız tutum ve itaatsizliğinin bulunması, çalıştığı noterde kendi adına işlem yapması nedenleriyle iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedildiği anlaşılmaktadır.
    20. Görüldüğü üzere, davacının çalıştığı noterde araç satış işlemi yapması nedeniyle iş sözleşmesinin feshedileceğini öğrenmesi üzerine davalı işverene karşı sözlü ve fiili saldırıda bulunduğu açıktır.
    21. Bu nedenle, davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayandığı, dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
    22. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    23. O hâlde direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi