Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/1109
Karar No: 2019/569

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/1109 Esas 2019/569 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/1109 E.  ,  2019/569 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 95-173

    Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli kasten öldürme, sanık ... (...) hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince 19.10.2011 tarih ve 290-278 sayı ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili olduğu düşünülen Uşak Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, bu Mahkemenin de kendisini yetkisiz sayarak 02.12.2011 tarih ve 372-513 sayı ile yetkisizlik kararı vermesi üzerine ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının Yargıtay 5. Ceza Dairesince 09.04.2012 tarih ve 3240-3435 sayı ile İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin yetkisizlik kararının kaldırılmasıyla son bulduğu, yetkisizlik kararı kaldırılan İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince 04.09.2013 tarih ve 201-257 sayı ile sanık ... hakkındaki kamu davasının ayrılmasına, sanıklar ... ve ...’un eylemlerinin kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilerek ...’un TCK’nın 81/1 ve 29 maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanık ...’un aynı Kanun’un 81/1. maddesi uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanık ... ...’nın ise aynı Kanun’un 281/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; tüm sanıklar hakkında aynı Kanun’un 53 ve 63. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna ve mahsuba hükmedilmiştir.
    Kısmen re"sen temyize tabi olan hükümlerin sanıklar müdafileri, Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekilleri tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 02.02.2016 tarih ve 2036-348 sayı ile;
    "1) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 tarih ve 85-242 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığının kabulü gerektiğinden; kasten öldürme suçlarından yargılanan ve karı koca olan sanıklar ... ve ... arasında menfaat çatışması oluştuğu anlaşılmasına rağmen, sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine hüküm anına kadar aynı müdafiler tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 38/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
    2) Maktul ..."i kasten öldürme suçundan hakkında ayrıca kamu davası açılan ve hükümle birlikte dosyasının tefrikine karar verilen sanık ..."un makul bir süre daha aranmasına devam edilip yakalandığı takdirde bu sanıkla ilgili kamu davasının mevcut dava dosyası ile birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3) Maktul ..."in cesediyle ilgili olarak suç tarihinden bugüne kadar herhangi bir bilgi veya bulgu olup olmadığının araştırılması gerektiğinin düşünülmemesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi ise 25.04.2016 tarih ve 95-173 sayı ile; (1) ve (3) numaralı bozma nedenlerine uymuş, (2) numaralı bozma nedenine direnerek sanıklar ..., ... ve Dilek...’nın önceki hükümler gibi cezalandırılmalarına karar vermiştir.
    Direnme kararına konu kısmen resen temyize tabi bu hükümlerin sanıklar müdafileri ve katılanlar vekili tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.10.2016 tarih ve 337465 sayılı “onama - bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 25.09.2017 tarih ve 5598-2856 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık ... hakkında açılan kamu davasının ayrılmasına karar verilmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında kasten öldürme, sanık ... (...) hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar ... ve ... hakkında iştirak hâlinde işledikleri iddia edilen nitelikli kasten öldürme, sanık ... (...) hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından açılan kamu davalarında, nitelikli öldürme suçunu sanıklar ... ve ... ile iştirak hâlinde işlediği iddiasıyla açılan kamu davası ayrılan, hakkında yakalama kararı bulunan ve suç tarihinden inceleme tarihine kadar savunması alınamayan inceleme dışı sanık ...’un yakalanmasının beklenilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, hâkimin reddi talebinin geri çevrilmesine ilişkin karara vaki itirazla ilgili olarak itiraz incelemesinin yapılması sağlanmadan hüküm kurulmasının isabetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından,
    Sanıklar ... ve ... hakkında iştirak hâlinde nitelikli kasten öldürme, sanık ... (...) hakkında ise suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından açılan kamu davasında, İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamanın 18.04.2016 tarihli oturumunda, sanık ... müdafisince, “Heyetin ön yargılı ve tarafsızlığını yitirmiş olduğu” gerekçesiyle Heyet Başkanı ve Üyeleri hakkında hâkimin reddi talebinde bulunulduğu,
    İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince, "Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı kanaatine varılmakla CMK’nın 31. maddesi gereğince ret isteminin geri çevrilmesine", karar verildiği ve bu karara karşı itiraz süresi ve mercisinin ara kararda gösterildiği,
    Karara itiraz edilmesi üzerine itiraz mercisi olan İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesince 21.04.2016 tarih ve 325 değişik iş sayı ile itirazın reddine karar verildiği,
    Bu kez 25.04.2016 tarihli oturumda, sanık ... müdafisince 7. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Cengiz Çoban, Mahkeme Üyeleri Nuray Sayar ve Ali Küçükoğulları hakkında savunma ve taleplerini dikkate almadıkları, tarafsızlıklarını yitirdiklerinden bahisle Hâkimler ve Savcılar Kuruluna şikâyette bulunulduğu ifade edilerek, bu şekilde aralarında husumet oluştuğu ileri sürülmek suretiyle hâkimin reddi talebinde bulunulduğu; bu gerekçelere ilişkin başvuru evrakının da aynı oturumda ibraz edildiği,
    Bu talep üzerine İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince 25.04.2016 tarihli oturumda;
    “Sanık ... müdafisinin davayı uzatmak amacıyla reddi hâkim talebinde bulunduğu açıkça anlaşıldığından CMK"nın 31. maddesi gereğince ret isteminin geri çevrilmesine, bu karara karşı 7 gün içerisinde Mahkememize dilekçe ile başvurmak veya zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olduğuna oy birliğiyle karar verilip kararın açıklanması ile açık yargılanmaya devam olundu.”, şeklinde ara karar kurulduğu,
    Sanık ... müdafisinin bu karara itiraz ettiğini duruşmada beyan etmesi üzerine, İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince;
    “CMK"nın 31. maddesinde ret isteminin geri çevrilmesine ilişkin olarak verilen karara itiraz yoluna başvurulduğunda bu itirazın sonucunun bekleneceğine ve reddedilen heyetin ya da hâkimin sonraki işlemleri yapamayacağına dair hüküm bulunmadığından heyetimizce davaya devam edilmesine oy birliğiyle karar verilip, kararın açıklanması ile açık yargılanmaya devam olundu.” şeklinde ara karar kurulduğu, bu aşamadan sonra Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasının alındığı, sanıklar ve müdafilerinin esas hakkındaki savunmalarının tespit edildiği, hazır bulunan sanıklardan son sözlerinin sorulduğu ve hükümlerin tefhim edildiği,
    Hükümlerin tefhiminden sonra İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince sanık ... müdafisinin 25.04.2016 tarihli oturumdaki hâkimin reddi talebinin CMK’nın 31. maddesi gereğince geri çevrilmesine dair kararına yönelik itirazının incelenmesi için dosyanın İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, inceleme yapan İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesince 29.04.2016 tarih ve 2016/341 değişik iş sayı ile itirazın reddine karar verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Hâkimin reddi sebepleri ve ret isteminde bulunabilecekler" kenar başlıklı 24. maddesi;
    "(1) Hâkimin davaya bakamayacağı hâllerde reddi istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir.
    (2) Cumhuriyet savcısı; şüpheli, sanık veya bunların müdafii; katılan veya vekili, hâkimin reddi isteminde bulunabilirler.
    (3) Bunlardan herhangi biri istediği takdirde, karar veya hükme katılacak hâkimlerin isimleri kendisine bildirilir.”,
    Aynı Kanun’un "Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı hâkimin reddi isteminin süresi" kenar başlıklı 25. maddesi;
    "(1) Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı bir hâkimin reddi, ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayıncaya; duruşmalı işlerde bölge adliye mahkemelerinde inceleme raporu ve Yargıtayda görevlendirilen üye veya tetkik hâkimi tarafından yazılmış olan rapor üyelere açıklanıncaya kadar istenebilir. Diğer hâllerde, inceleme başlayıncaya kadar hâkimin reddi istenebilir.
    (2) Sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebeplerle duruşma veya inceleme bitinceye kadar da hâkimin reddi istenebilir. Ancak bu istemin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılması şarttır.",
    Kanun’un "Ret isteminin usulü" kenar başlıklı 26. maddesi;
    "(1) Hâkimin reddi, mensup olduğu mahkemeye verilecek dilekçeyle veya bu hususta zabıt kâtibine bir tutanak düzenlenmesi için başvurulması suretiyle yapılır.
    (2) Ret isteminde bulunan, öğrendiği ret sebeplerinin tümünü bir defada açıklamak ve süresi içinde olguları ile birlikte ortaya koymakla yükümlüdür.
    (3) Reddi istenen hâkim, ret sebepleri hakkındaki görüşlerini yazılı olarak bildirir.",
    Aynı Kanun’un “Ret istemi üzerine verilecek kararlar ve başvurulacak kanun yolları” kenar başlıklı 28. maddesi;
    “(1) Ret isteminin kabulüne ilişkin kararlar kesindir; kabul edilmemesine ilişkin kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz üzerine verilen ret kararı hükümle birlikte incelenir.”,
    Kanun’un “Ret isteminin geri çevrilmesi” kenar başlıklı 31. maddesi ise;
    “(1) Mahkeme, kovuşturma evresinde ileri sürülen hâkimin reddi istemini aşağıdaki durumlarda geri çevirir:
    a) Ret istemi süresinde yapılmamışsa.
    b) Ret sebebi ve delili gösterilmemişse.
    c) Ret isteminin duruşmayı uzatmak amacı ile yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa.
    (2) Bu hâllerde ret istemi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla, tek hâkimli mahkemelerde de reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir.
    (3) Bu konudaki kararlara karşı itiraz yoluna başvurulabilir." şeklinde düzenlemeler içermektedir.
    Kanun’un 31. maddesine ilişkin hükümet tasarısı gerekçesinde;
    “Madde, uygulamada gerçekleşmesini sağladığı olumlu sonuçlar gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’dan kelime değişiklikleri ile aynen alınmış ve kovuşturma evresine ulaşmış davaların, tarafların iyi niyete dayanmayan ret istemleriyle sürüncemede kalmasını önlemeyi amaçlamıştır. Bu maksatla ret isteminin mutlaka geri çevrileceği hâller: Kovuşturma evresinde ileri sürülen hâkimin reddi isteminin süresinde yapılmaması, ret nedeni veya inandırıcı delilin gösterilmemesi, duruşmayı uzatmak için ileri sürüldüğünün açıkça anlaşılmasıdır. Bu hâllerde istem reddedilen hâkim tarafından doğrudan doğruya veya onun katılımıyla mahkemece geri çevrilir.
    ‘Geri çevirme’ kararına karşı hükümle birlikte, ilk derece mahkemesince verilmişse istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesince verilmişse temyiz yoluna başvurulabilir.” şeklinde düzenlenmişken,
    Maddenin Komisyon Gerekçesinde ise;
    “Tasarının 32. maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde ‘inandırıcı’ ibaresi metinden çıkarılmıştır. Çünkü ya bir delil vardır ve inandırıcıdır ya da ortada delil yoktur. İnandırıcılık delilin özünde olan bir husustur. Delilin inandırıcı olup olmadığını takdir yetkisi ise, delili değerlendirme mevkiinde olan makam veya mercie aittir.
    Son fıkradaki kanun yolu değiştirilmiş ve istinaf veya temyiz yerine itiraz kanun yolu tercih edilmiştir. Böylece hâkimin tarafsız olup olmadığı sorunu bir an önce çözümlenerek esasa ilişkin yargılamaya devam edilecek ve yargılama bittikten sonra dahi tarafsızlık sorunu gündeme getirilir olmaktan çıkarılacaktır. Bu gerekçelerle değiştirilen madde yeniden düzenlenmiş ve 31’nci madde olarak kabul edilmiştir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.
    Hâkimin reddi kurumunun kötüye kullanılması nedeniyle Almanya Usul Kanunu"ndaki hükümler Türk Ceza Usulü Hukuku sistemince de benimsenmiş, düzenlemeyle yersiz, zamansız ve duruşmayı uzatmak maksadıyla, kötü niyetli olarak yapılan hâkimin reddi taleplerinin geri çevrilmesi suretiyle bu tür taleplerin sonuçsuz bırakılması amaçlanmıştır.
    Hâkimin görev yasağı bulunan davaya bakamayacağı ve yargılamaya katılamayacağı hâllerde ret istemi herhangi bir süreye bağlanmamış, yargılama bitene kadar ret talebinde bulunmak mümkün kılınmış ise de; tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı hâkimin reddinin, ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusunun başlanmasına, duruşmalı işlerde bölge adliye mahkemelerinde inceleme raporu ve Yargıtayda görevlendirilen üye veya tetkik hâkimi tarafından yazılmış olan rapor üyelere açıklanıncaya kadar istenebileceği hüküm altına alınmıştır. Diğer hâllerde, inceleme başlayıncaya kadar hâkimin reddi istenebilecektir. Sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebeplerle duruşma veya inceleme bitinceye kadar da hâkimin reddi istenebilir. Ancak bu istemin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılması Kanun’un 25. maddesinde şart koşulmuştur. Kanundaki düzenleme ile bu sürelere uyulmadığının belirlenmesi hâlinde ret isteminin geri çevrileceği hüküm altına alınmıştır.
    Kanun’da sayılan düzenlemelerle ret talebinde, ret sebebinin ve delillerinin gösterilmesi de şart koşulmuş, böylece soyut, gerekçesiz olan ret isteklerinin önüne geçilmek amaçlanmıştır. Hâkimin gösterilen delilleri inandırıcı bulmaması hâlinde de ret isteğini geri çevirebilmesi imkânı tanınmış, ret talebinde bulunanın, ret nedenlerini somut olarak ortaya koyması zorunlu tutulmuştur.
    Ret isteminin duruşmayı uzatmak amacıyla yapıldığının anlaşılması hâlinde de ret isteği geri çevrilecektir. Fakat burada ret isteyenin amacı açıkça anlaşılmalıdır. Açıkça anlaşılamıyor ya da bu konuda kuşku varsa, ret isteği bu nedenle geri çevrilmemelidir. Ancak ret talebinde bulunan, ret nedenlerinin tümünü bir defada açıklamak yerine, azar azar açıklamakta ise, duruşmayı uzatmak istediği söylenebilir.
    Ret isteği süresinde yapılmışsa, ret nedenine ilişkin inandırıcı kanıtlar gösterilmişse, yargılamayı uzatmak amacı yoksa CMK’nın 29. maddesinde belirtilen incelemenin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
    Kanun’un 29. maddesinde reddi istenilen hâkimin ret isteği karara bağlanıncaya kadar yapabileceği ve yapamayacağı işlemler ile yapabileceği işlemlerin geçerli olup olmadığı hususları düzenlenmiştir.
    Maddeye göre, reddi istenilen hâkimin ret hakkında bir karar verilinceye kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan işlemleri yapıp diğer işlemleri yapmaması gerekir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâl, derhâl işlem yapılmadığı takdirde suçun delillerinin ortadan kaybolması olasılığının ortaya çıkması durumudur. Gecikemez durumların varlığı hâlinde bir istem o anda yapılmadığında bir daha yapılması mümkün olmayabilir ya da yapılsa dahi ondan umulan faydaya ulaşamamak söz konusu olabilir. Bu nedenleri düşünen kanun koyucu tarafsızlığından şüphe edilen bir hâkim olsa bile gecikemez durumdaki bir işlemin o hâkim tarafından yapılmasını, hiç yapılmamasına üstün tutmuş ve hâkime bu alanda yetki vermiştir. Hâkim reddedildikten sonra henüz bu konuda bir karar verilmeden gecikmesinde sakınca bulunan hâl nedeniyle bir yargılama işlemi yapılmış ise tutanağa bu işlemin gecikmesinde sakınca olduğu kanaatine varılarak yapıldığı açıkça belirtilmelidir. CMK’nın 22. maddesinde öngörülen hâkimin yasaklılığı durumunda ise gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde dahi hiçbir yargılama işlemi yapılamaz. Fakat maddeye eklenen 2. fıkraya göre ret isteği oturum sırasında yapılmış ise; ret konusunda karar verilmesi için oturuma ara verilmesi gerekse bile, hâkim o oturumdaki duruşmayı sürdürmek durumundadır. Ancak bu durumda da; CMK’nın 216. maddesi uyarınca tarafların iddia ve sözlerinin dinlenmesine geçilemez ve ret konusunda karar verilmeden reddedilen hâkim tarafından yeni oturum başlatılamaz. CMK’nın 216. maddesindeki sözden amaç delillerin ortaya konulması ve tartışması bittikten sonra yargılama sonuçlandırılırken taraflara verilmesi gereken sözdür. Yargılama bu noktaya geldiğinde reddi istenen hâkimin duruşmaya ara vermesi zorunludur. Ret istemi konusunda verilen ret ya da kabul kararına göre eski ya da yeni hâkimle duruşmanın sürdürülmesi gerekir.
    Ret isteği kovuşturma evresinde ileri sürülmüşse, hâkim kendi reddi hakkında bir karar verilinceye kadar yalnızca gecikmesinde sakınca bulunan işlemleri yapması gerekir. Oturum sırasında hâkimin reddi durumunda ise oturumu sürdürüp gecikmesinde sakınca olsun veya olmasın tüm yargısal işlemleri yerine getirecektir. Ancak katılanın son iddiası, Cumhuriyet savcısının esas hakkında görüşü ve sanık ya da müdafisinin esas hakkındaki savunmasını soramayacaktır. (Osman Yaşar, Yeni İçtihatlarla Uygulamalı ve Yorumlu Ceza Muhakemesi Kanunu, Ankara, 2011, 5. baskı, 1. Cilt, sayfa 473 ve devamı.)
    Ön sorun bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde,
    Sanıklar ... ve ... hakkında iştirak hâlinde nitelikli kasten öldürme, sanık ... (...) hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlarından açılan kamu davasında, 25.04.2016 tarihli oturumda sanık ... müdafisince aynı tarihli dilekçe ile İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve Üyeleri hakkında savunma ve taleplerini dikkate almadıkları, tarafsızlıklarını yitirdikleri iddiasıyla Hâkimler ve Savcılar Kuruluna şikâyette bulunulduğu ifade edilerek, aralarında husumet oluştuğu gerekçesiyle hâkimin reddi talebinde bulunulduğu, bu gerekçelere ilişkin başvuru evrakının da aynı oturumda ibraz edildiği, İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince, talebin açıkça davayı uzatmak amacıyla yapıldığından bahisle ret isteminin geri çevrilmesine dair ara karar kurulduğu, sanık müdafisinin aynı oturumda bu karara itiraz ettiğini belirtmesine karşın, Mahkemece, Cumhuriyet savcısının esas hakkıdaki mütalaasının alındığı, sanıklar ve müdafilerinin esas hakkındaki savunmalarının tespit edildiği, hazır bulunan sanıklardan son sözlerinin sorulduğu ve mahkûmiyet hükümlerin tefhim edildiği, hükümlerin tefhiminden sonra İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince, sanık ... müdafisinin 25.04.2016 tarihli oturumdaki hâkimin reddi talebinin CMK’nın 31. maddesi gereğince geri çevrilmesine dair kararına yönelik itirazının incelenmesi için dosyanın İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, inceleme yapan İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesince 29.04.2016 tarih ve 2016/341 değişik iş sayı ile itirazın reddine karar verildiği dosyada:
    İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.04.2016 tarihli oturumda sanık ... müdafisinin hâkimin reddi talebini geri çevirdikten sonra reddi istenen hâkimin ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnız gecikmesinde sakınca olan işlemleri yapabileceğine ilişkin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 29/1. maddesinin açık hükmüne rağmen, yargılamaya devam ederek Cumhuriyet savcısının esas hakkıdaki mütalaasını alması, sanıklar ve müdafilerinin esas hakkındaki savunmalarını tespit etmesi ve hazır bulunan sanıklardan son sözlerini sormasında,
    Yine aynı Kanun’un 31. maddesinin 3. fıkrasında ret isteminin geri çevrilmesine ilişkin kararların itiraz kanun yoluna tabi olduğuna dair açık kanun hükmüne karşın ret kararının geri çevrilmesine ilişkin ara karar kurulduktan sonra, sanık ... müdafisinin bu karara yönelik itirazı ile ilgili olarak Kanun"da yöntemi bildirildiği şekilde itiraz incelemesi yapılması sağlanmadan yargılamaya devam edilerek, yargılama bittikten sonra dahi hâkimin tarafsızlık sorununu gündemde tutacak şekilde nihai hüküm kurulmasında,
    İsabet bulunmadığı, bu şekilde kurulan Yerel Mahkeme hükümlerinin usul ve kanuna aykırı olduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu her üç sanık hakkındaki hükümlerinin, saptanan bu usuli nedenlerden dolayı diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.04.2016 tarihli ve 95-173 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, hâkimin reddi talebinin geri çevrilmesine ilişkin karara yönelik sanık ... müdafisinin itirazı hakkkında, 5271 sayılı CMK"nın 31. maddesinin son fıkrasında düzenlenen itiraz sürecinin işletilmesi sağlanmadan ve aynı Kanun’un 29/1. maddesindeki açık düzenlemeye karşın yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden direnmeye konu her üç sanık yönünden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 01.10.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi