Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/10392
Karar No: 2008/12355
Karar Tarihi: 26.11.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/10392 Esas 2008/12355 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/10392 E.  ,  2008/12355 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : POLATLI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/07/2008
    NUMARASI : 2008/30-2008/587

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, kayden maliki bulundukları 173 ada 13 parsel sayılı taşınmaza komşu 173 ada 12 parsel sayılı taşınmaz maliklerince taşkın yapı nedeniyle müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, taşkın yapının imar uygulaması ile oluştuğunu, yapı bedelinin ödenmesi gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, tecavüzlü durumun imar uygulaması ile meydana geldiği, davalıların imardan sonra pay sahibi oldukları gerekçeleri ile elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminin kabulüne, asgari malzeme bedelinin davalılara ödenmesine karar verilmiştir
    Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi  raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.  Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğiyle açılmış olup, mahkemece davanın kabulüne  kara verilmiştir.
    Davacılar, maliki bulundukları l3 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel maliki olan davalıların taşkın ev yapmak suretiyle elattıklarını belirterek elatmanın önlenmesini ve binanın yıkılmasını istemişler, davalılar ise binanın imar uygulaması nedeniyle tecavüzlü hale geldiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Bilindiği üzere ;Yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 6l9. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Nevarki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 Sayılı Yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 Sayılı İmar Yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı,  üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı  sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 
    298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmişGerçekten bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Somut olaya gelince; yıkımı istenen binanın imar uygulamasından önce yapıldığı ve imar uygulaması sonucu tecavüzlü hale geldiği anlaşılmaktadır. Esasen bu olgu mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki, mahkemece kaim bedel depo ettirilmeden hüküm kurulmuştur.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler mevcut delillerle birlikte değerlendirildiğinde, yapı bedelinin davalı tarafa ödenmek üzere depo ettirilmesi için davacılara önel verilmesi ve depo edildiği takdirde davanın kabulüne aksi takdirde reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davanın niteliği başka bir ifadeyle kamusal tasarruf neticesinde el atma olgusu (taşkın inşaat durumu) meydana geldiğine göre davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet vermediği gözardı edilerek  yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılması da isabetli değildir.
    Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi