Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki bulunduğu 2 parsel sayılı taşınmaza komşu parseldeki binayı kullanan davalıların yaptırdığı yağmur ve klima suyu tahliye borularının tecavüzlü olduğu gibi duvar kırmak suretiyle binaya zarar verildiğini, yapılan elektrik tesisatının da tehlike oluşturduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının binasına bir müdahale ve zararın saptanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat isteklerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, davacı, kayden maliki olduğu çaplı taşınmazın bir kısım yerine davalı tarafından elatıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir. Mahkemece, dosyaya ibraz edilen uzman bilirkişinin raporu esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuş ise de hükme esas alınan raporda ölçümün hangi sabit noktalardan yararlanılarak yapıldığına ilişkin bir açıklık bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, kadastral bir planın (paftanın) uygulanmasında asıl olan, ölçümün kadastro sırasında konulan ve o haliyle yeri hiç değiştirilmeden korunan nirengi ve poligon noktalarından yararlanılmasıdır. Nirengi veya poligon taşlarının bulunmaması durumunda ise kadastro sırasında var olan sınır ve tesisler uygulamada dikkate alınmak ve bunlara poligon noktası niteliği verilerek ölçüm yerine getirilmelidir. O halde, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir uygulama yapılması, uzman bilirkişilerden gerekçeli rapor alınması, davalıya ait su borularının davacı parseli içinden geçip geçmediğinin açıklığa kavuşturulması, ayrıca elektrik tesisatına zarar verilip verilmediğinin de elektrik mühendisi marifetiyle belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerle, H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.