22. Hukuk Dairesi 2016/5266 E. , 2016/9133 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili müvekkilinin 01.02.2000 tarihinden itibaren davalı işverenin satış ve pazarlama kadrosunun çeşitli bölümlerinde ve bölgelerinde çalıştığını, müvekkilinin son olarak Ankara Bölge Müdürlüğü bünyesinde çalışmakta iken iş sözleşmesinin 25.09.2014 tarihinde işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu"nun 17. ve devamı maddeleri gerekçe gösterilerek fesh edildiğini ve ihbar süresine ait ücret ve kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin görevini gereği gibi yerine getirmediği gerekçesiyle geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesine son verme iradesinin fesih yazısında belirtilen irade olmayıp gerçek fesih sebebinin davalı işveren tanığının belirttiği gibi davacının şirketteki pozisyonunun kapatılarak işyerinde çalışan sayısının azaltılması yolu ile personel azaltılmasına gidilmesi olduğu, 4857 sayılı Kanun"un 19. maddesinde işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapması ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmesinin gerektiği, feshin son çare olma ilkesine de uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi 25.09.2014 tarihli fesih bildirimi ile ""...ziyaret programlarına, şirket prensiplerine uyması konularında müteaddit kereler yapılan yazılı uyarıların , verilen ihtarların bir yarar sağlamadığı,son olarak da 23 Eylül 2014 tarihinde kendisine daha önce verilen ziyaret programına uymayarak ve Bölge Müdürüne haber vermeden program değişikliği yaptığı, ziyaret programında değişikliği ancak Bölge Müdürüne haber vererek ve "plansız aktivite" giriş yaparak gerçekleştirebileceği, bu durumu gayet iyi bilmesine rağmen Bölge Müdürü yazılı savunma isteyene kadar bu hususu gizlemiş olduğu, yapılan tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen ısrarla görevini doğruluk ilkesi çerçevesinde gereği gibi yerine getirmediği... "" gerekçeleriyle feshedilmiştir. Bu bağlamda dosyaya sunulan davalı işveren tutanakları ve davacı savunmaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının bahse konu davranışlarının iş yerindeki iş akışını ve iş düzenini bozucu nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, işverence yapılan feshin geçerli sebebe dayandığının kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 01,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 410,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 22.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.