10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6633 Karar No: 2016/8567 Karar Tarihi: 26.05.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/6633 Esas 2016/8567 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/6633 E. , 2016/8567 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, dava dışı T... Hazır Beton San. ve Tic. AŞ. ile yapılan sözleşme gereği beton döküm hizmeti verildiğini, ancak davalı Kurum tarafından davacı ile dava dışı anılan şirket arasında asıl işveren - taşeron ilişkisi bulunduğundan bahisle idari para cezası tahakkuk ettirilerek takip başlatıldığı iddiası ile .../..., .../... ve .../... sayılı ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 5510 sayılı Kanunun 102’nci (506 sayılı Kanunun 140) maddesinde davalı Kurum tarafından verilen idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir. Anılan düzenleme uyarınca; idari para cezasını gerektiren şartlar oluştuğunda Kurum tarafından verilecek idari para cezası ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmaması halinde, idari para cezası kesinleşir ve Kurum alacağına dönüşür. Ne var ki; Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmayacaktır. 6183 sayılı Kanunun 55"inci maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda ise, 5510 sayılı Kanunun 102"nci maddesi uyarınca başlamış olan itiraz prosedürünün sonucu araştırılarak, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, kesinleşen idari para cezası miktarının tespitiyle, ancak bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Kanunun 58"inci maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı olarak inceleme yapılmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Somut olayda; öncelikle 5510 sayılı Kanunun 102"nci maddesi uyarınca başlatılmış prosedürün bulunup bulunmadığı usulünce araştırılmalı, varlığı saptandığında idari para cezasının kesinleşmesi olgusu bekletici sorun yapılarak idari para cezalarının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli, sonucuna göre eldeki ödeme emrinin iptali davasında 6183 sayılı Kanunun 58"inci maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yargılama yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeyle, idare mahkemesinin görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.