Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/14673
Karar No: 2017/8980
Karar Tarihi: 10.04.2017

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/14673 Esas 2017/8980 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2017/14673 E.  ,  2017/8980 K.

    "İçtihat Metni"


    Dolandırıcılık suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 157/1 (üç kez), 269/1 (iki kez), 43 (üç kez) ve 52/2. (üç kez) maddeleri uyarınca üç kez 1 yıl 3 ay hapis ve 120,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair, İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/12/2013 tarihli ve 2011/489 esas, 2013/439 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen gün 20/12/2016 ve 94660652-105-34-430-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası ... Cumhuriyet Başsavcılığının 03/01/2016 gün ve 2016/400872 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Dosya kapsamına göre, sanığın tüm katılanlara yönelik aynı anda hileli harekette bulunması eyleminin tek bir dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, paranın sonradan her bir katılandan ayrı ayrı alınmasının ancak zincirleme suç hükümleri bakımından değerlendirilebileceği, dolayısıyla eylemin zincirleme şekilde işlenmiş tek bir dolandırıcılık suçundan ibaret olduğu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 43. maddesinin (1) ve (2) numaraları bentlerinin ayrı ayrı tatbik edilmesi gerektiği gözetilmeyerek, fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Hükümlünün, işsiz olduğunu öğrendiği mağdurlara aynı anda ve tek bir fiille hileli hareketlerde bulunarak menfaat temin etmesi şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle, TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenen aynı neviden fikri içtima hükümleri gereğince cezalandırılması gerekirken, her bir şikâyetçi için ayrı ayrı ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğu belirlendiğinden kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle, İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 17.12.2013 tarih ve 2011/489-2013/439 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümlünün TCK’nın 157/1. maddesi uyarınca, 1 yıl hapis ve 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, dolandırıcılık suçunu birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlemesi nedeniyle cezası TCK’nın 43/2. maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında arttırılarak, 1 yıl 3 ay hapis ve 6 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükümlünün mağdurlardan farklı zamanlarda değişik bahanelerle menfaat temin etmiş olması nedeniyle TCK’nın 43/1. maddesi gereğince temel ceza üzerinden takdiren 1/4 oranında yapılan artırım sonucunda 1 yıl 6 ay hapis ve 7 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, mahkemenin takdirine bağlı kalınarak hükümlünün cezasından başkaca artırım ve indirim yapılmasına yer olmadığına, TCK"nın 52/1-2. maddesi uyarınca verilen adli para cezasının günlüğü takdiren 20 TL"den paraya çevrilerek hükümlünün 140,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sonuç olarak hükümlünün 1 yıl 6 ay hapis ve 140,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, 10.04.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY:
    Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün bozulması için ... Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebi üzerine sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerin bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
    5237 sayılı TCK.nun 157. maddesinde dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimsenin aldatılarak kendi veya başkası yararına haksız menfaat temini olarak düzenlenmiştir. Maddeden de anlaşılacağı üzere, suçun tamamlanması için hileli davranışların yapılması yeterli olmayıp haksız menfaatin de elde edilmesi gerekir. Haksız menfaatin elde edilememesi halinde suça teşebbüs söz konusu olacaktır. Mağdurun birden fazla olması halinde, suçun tamamlandığı an olan haksız menfaat aynı anda elde ediliyorsa bir kez TCK.nun 157 veya 158. maddesinden cezalandırıldıktan sonra 43. madde uyarınca ceza artırılmalıdır. Ancak suçun tamamlandığı haksız menfaatin farklı yer ve zamanlarda gerçekleşmesi halinde ise mağdur sayısınca ayrı cezaya hükmedilmelidir.
    Somut olaya; baktığımızda, hükümlü hileli davranışları aynı anda yapmış ancak haksız menfaati farklı yer ve zamanlarda elde etmiştir. Dolayısıyla farklı yer ve zamanlarda aleyhine haksız menfaat elde edilen mağdur sayısınca ayrı ayrı ceza veren yerel mahkemenin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Kaldı ki Dairemizin 03.05.2016 tarih ve 2013/31969 E, 2016/4304 K, 05.04.2012 tarih ve 2012/2307-33852 E-K, 04/07/2012 tarih ve 2012/3825-40574 E-K, 28.05.2013 tarih ve 2011/165848 E, 2013/9823 K, 02.06.2014 tarih ve 2012/17875 E, 2014/10783 K sayılı ilamları ile yerleşik birçok kararının da bu yönde olduğu dikkate alındığında, mağdurlar ... ve ...’un iş bulacağını söyleyen hükümlüye parayı farklı tarih ve yerlerde verdiklerinin anlaşılması nedeniyle TCK.nun 43/2. madde ve fıkrasında düzenlenen aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanma şartlarının hükümlü yönünden oluşmadığı anlaşılmakla, her bir mağdurdan farklı zamanlarda menfaat temin eden hükümlünün katılan sayısınca zincirleme şekilde dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkeme hükmünde isabetsizlik görülmediğinden ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi yerine, kabulüne karar verilmesi yerinde değildir.
    Ayrıca; daha önce yukarıda tarih ve sayıları belirtilen şekliyle ... ... tarafından birçok kez mağdurların parayı farklı tarih ve yerlerde verdiklerinin anlaşılması nedeniyle TCK.nun 43/2. madde ve fıkrasında düzenlenen aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine karar verilmesi karşısında, 2797 sayılı ... Kanunu’nun 15/2-c madde ve fıkrası uyarınca ... dairelerinden birisinin yerleşmiş içtihadından dönmek istemesi durumunda Ceza Genel Kurulu’ndan içtihadın birleştirilmesini talep etmesi gerekmektedir. Daire tarafından böyle bir yola da gidilmemiş olması nedeniyle de ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmemesi yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. (07.02.2017)








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi