17. Hukuk Dairesi 2015/519 E. , 2016/3303 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 05.02.2012 tarihinde davalı ... zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, müvekkilinin yolcu olduğu, müteveffa sürücü ... idaresindeki aracın tek taraflı trafik kazası yapması sonucu malul olacak şekilde yaralandığını, HMK 107. maddesine göre HMK"nin 107.maddesine göre belirsiz alacak davası olarak, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak geçici işgöremezlik için 500,00 TL, sürekli işgöremezlik için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 09.10.2014 havale tarihli dilekçesi ile istemini 225.000,00 TL’ye ıslah etmiştir.
Davalı vekili, kazaya karışan aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, poliçenin mevcudiyetinin teminat tutarının tamamen ve otomatik olarak ödeneceği anlamına gelmeyeceğini, davacı tarafın sigortalıya düşen kusur oranını ve eylem ile sonuç arasındaki illiyet bağını ispat etmesi gerektiğini, olayda hatır taşıması olup olmadığının araştırılması gerektiğini, hatır taşımacılığının varlığı halinde tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, davacının gelir durumunun net olarak kanıtlanması ile davacının maluliyet oranının belirlenmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde 1.000,00 TL talep edildiğini, bu miktarın kalem kalem açıklanması gerektiğini belirterek davanın redini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile 225.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.000,00 TL"lik kısmına dava tarihinden
itibaren, 224.000,00 TL’lik kısmına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, haksız eyleme dayalı trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle sürekli ve geçici işgöremezlik tazminat istemine ilişkindir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine; 2918 sayılı KTK’nin 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Somut olayda, davacı vekili, davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tazminat talep etmiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde talep edilen 1.000.00 TL’ye, dava tarihinden, ıslah ile artırılan 224.000,00 TL’ye ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira davalı sigorta şirketleri ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketline başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı sigorta şirketlerine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Bu durumda mahkemece, davalı sigorta şirketinin dava tarihinde temerrüde düştüklerinin kabulü ile tazminat alacağının tamamı için belirlenen temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine; davacı ... kaza tarihinde önce yurt dışında teknisyen olarak çalıştığı aylık asgari ücretin 5,29 katı gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacının hangi işi yaptığı teknisyen mi yoksa düz işçi mi olduğunun tespit edilerek, askerlik öncesi çalıştığı yurtdışındaki (...) şirketten kendisinin ve eşdeğer konumunda birlikte çalıştığı diğer işçilerin aylık maaş bordrolarının getirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde, kaza tarihinde davacın aylık maaşının meslek odaları ve kamu kurumlarından benzer durumdaki işçilerin mukayeseli aylık maaşları araştırılarak davacının gerçek gelirinin tespit ettikten sonra konusunda uzman bilirkişiden aktüerya raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.