11. Hukuk Dairesi 2017/5131 E. , 2019/1959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/05/2017 tarih ve 2016/211 E. - 2017/189 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 19/10/2017 tarih ve 2017/995-2017/914 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait "DOĞA" esas unsurlu, tanınmış markalarının bulunduğunu, davalı şirketce yapılan 2014/82984 sayılı, 29. 30 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerde geçerli, "Doğaevi" ibareli marka başvurusuna benzerlik ve tanınmışlık sebebine dayanılarak, müvekkili şirketçe yapılan itirazın nihai olarak TPMK ... tarafından reddedildiğini, taraf markalarının benzer olduğunu ileri sürerek, davalı TPMK ..."nın 2016-M-2814 sayılı kararının iptalini ve anılan marka tescil edilmiş ise markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Denfaır Gıda Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti., savunma yapmamıştır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu "Doğaevi" ibareli marka ile davacıya ait "DOĞA" esas unsurlu tescilli markaları arasında sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davacı tarafın önceye dayalı kullanım hakkı, sınai mülkiyet hakkı ve davalının marka başvurusu dolayısıyla davacının markasına zarar vereceği, onun itibarından yararlanacağı ya da ayırt edici karakterine zarar vereceği ile davalının marka başvurusunu kötü niyetli yaptığı yönündeki iddialarının kanıtlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar aleyhine, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
... BAM 20. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının "doğaevi" ibareli başvurusuyla davacının "DOĞA" esas ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle sescil ve anlamsal olarak ortalama
tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davalının marka başvurusu dolayısıyla davacının markasına zarar vereceği, onun itibarından yararlanacağı ya da ayırt edici karakterine zarar vereceğinin ve davalının marka başvurusunu kötü niyetli yaptığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Türk Patent ve Marka Kurumunun Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, taraf markaları arasında sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek seviyede benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davalıya ait marka ""Doğaevi"" ibaresinden oluşmaktadır. Davacıya ait itiraza dayanak markaların asli unsuruda ""Doğa"" kelimesinden oluşmaktadır. Dava konusu ""Doğaevi"" markası niteliği itibariyle ""doğa"" kelimesinden türetilen kelime markası olduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin 2013/15582 esas 2013/722186 karar sayılı ve 2013/5254 esas 2013/20793 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, türetme kelime markalarında, iltibas değerlendirilmesi yapılırken markaların bıraktıkları genel izlenim dikkate alınır. Bu sebeple taraf markaları arasında yazılış, okunuş ve anlamsal olarak davalıya ait ""Doğaevi"" markası ile davacıya ait ""Doğa"" esas unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu kabul edilerek, markaların aynı ve benzer olduğu sınıftaki mal ve hizmetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi, isabetli görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.