Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2004/50
Karar No: 2004/58

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2004/50 Esas 2004/58 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü 2004/50 E., 2004/58 K.

  • KAMU HİZMETİNİN YÜRÜTÜLMESİ SIRASINDA MEYDANA GELEN TRAFİK KAZASINDA ÖLEN KAMU GÖREVLİSİNİN MİRASÇILARININ TAZMİNAT TALEBİ
  • 2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 125 ]
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 47 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 85 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 106 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Davacıların eşi ve babası olan Milli Emlak Memuru Nejat Kara, Yalova Defterdarlığında yeterli şoför personel olmadığı gerekçesiyle Valilik oluru ile ihtiyaç halinde şoför olarak görevlendirilmesi nedeniyle, 17.11.1998 gününde sevk ve idare ettiği Milli Emlak Müdürlüğüne tahsisli görev aracı ile Armutlu İlçesi istikametinde seyir halinde iken karşı yönden gelen araçla çarpışması sonucunda yaralanmış ve hastaneye sevk edildiği sırada ölmüştür.

    Davacılar vekilince, müvekillerinin murisinin ölümü nedeniyle uğradıkları zarar karşılığı 9,000,000,000.- TL. maddi ve 1,000,000,000.- TL. manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmesi istemiyle Yalova Valiliği aleyhine idari yargı yerinde tam yargı davası açılmıştır.

    BURSA 1. İDARE MAHKEMESİ; 9.2.2000 gün ve E: 999/270, K: 2000/73 sayı ile, olayda tazminat istemi Yalova Defterdarlığına ait aracın başka bir araçla çarpışması sonucu N.K."nın ölmesine dayandığından, davanın 2918 sayılı karayolları Trafik Kanunu"nun 85.,90, ve 106. maddeleri uyarınca işletenin hukuki sorumluluğu çerçevesinde özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacılar vekilince, bu kez, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, destekten yoksunluk karşılığı toplam 400,000,000.- TL. maddi ve ayrıca 4,000,000,000.- TL. manevi tazminatın, Yalova Valiliği ve Maliye Hazinesinden müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 30.5.2000 gününde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

    YALOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 3.10.2001 gün ve E:2000/713, K:2001/1246 sayı ile, davanın Yalova Valiliği aleyhine açılan kısmının husumet yönünden; Hazine aleyhine açılan kısmının ise esas yönünden reddine karar vermiştir.

    Anılan karar, davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ"nin 9.5.2002 gün ve E: 2002/1263, K.2002/5580 sayılı ve "Davacılar Yalova Milli Emlak Müdürlüğünde memur olarak çalışan desteklerinin şoför olarak görevlendirdiği araç ile yaptığı kazada ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlar, yerel mahkemece davalı tarafından yapılan görevlendirmenin prosedüre uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    Davacılar dava dilekçesinde davanın dayanağının idarenin idari tasarrufta bulunurken kusurlu davrandığı şeklinde açıklamışlardır. Desteklerinin yetersiz sürücü eğitim ile ve şoförlük yapmaya hazır olmadığı halde görevlendirilmesi nedeniyle trafik kazası ve ölüm olayının meydana geldiği belirtildiğine göre hizmet kusuruna dayanılarak tazminat istendiği görülmektedir. Böyle bir uyuşmazlığın çözüm yeri adli yargı olmayıp idari yargıdır. Aynı olayla ilgili olarak idare aleyhine idari yargıda açılan davanın uyuşmazlığın 2918 sayılı yasa çerçevesinde çözümlenmek üzere adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle görev uyuşmazlığının ortaya çıktığını göstermektedir. Yerel mahkemece açıklanan husus gözetilerek görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi için gereken prosedürün izlenmesi gerekir. Açıklanan yönler gözetilmeden davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir." yolundaki kararıyla bozulmuştur.

    YALOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 24.4.2003 gün ve E: 2002/1619, K: 2003/285 sayı ile, Yargıtay bozma ilamına uymak suretiyle ve aynı gerekçeyle Mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Dava dosyası, sehven Yargıtay"a gönderilmiş ise de YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ"nin 16.3.2004 gün ve E: 2003/7189, K: 2004/2273 sayılı kararı ile Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün, Tülay, TUĞCU"nun Başkanlığında, Üyeler: Dr.Atalay ÖZDEMİR, M.Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z.Nurhan YÜCEL, Abdulah ARSLAN ve H.Hasan MUTLU"nun katılımlarıyla yapılan 04/10/2004 günü toplantısında;

    I- İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

    1- 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde yer alan, "Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

    Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir." hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

    2- 2247 sayılı Yasanın 19. maddesindeki "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler." hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki, başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

    Yasakoyucu, 14. maddeye göre olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesine başvurma olanağını tanımıştır.

    Olayda, adli yargı yerince, görevsizlik kararı verilerek işten el çekildiğine göre, adli ve idari yargı yerleri arasında 14. maddede öngörülen şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş bulunmaktadır.

    Bu durumda, hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde görevsizlik kararı vererek işten el çekmiş bulunan mahkemenin, bu uyuşmazlığın giderilmesi için resen başvurma yetkisi bulunmadığı gibi, bu yöndeki başvurusu 19. madde kapsamında da görülemez.

    Ancak, adli yargı kararının kesinleşmesi üzerine, davacı vekilince dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesi istemiyle dilekçe verildiği dikkate alınarak, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve dava dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderildiğinin kabulü ile usule ilişkin başkaca bir noksanlık görülmeyerek görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU"nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan;

    - İlgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR"ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dava, sevk ve idaresiyle görevlendirildiği kamu taşıtının karıştığı trafik kazası sonucunda ölen milli emlak memurunun mirasçıları tarafından, destekten yoksunluk karşılığı maddi ve ayrıca manevi tazminatın davalı idarece ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

    Anayasa"nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihll edilenler tarafından açılacak tam yargı davalarının görüm ve çözü- münün idari yargı yerlerinin görevine girdiği tartışmasızdır.

    Ancak, tazminatın konusunu oluşturan zararın kamu idaresine ait bir motorlu aracın karayolu üzerinde işletilmesi sırasında meydana gelmiş olması nedeniyle, görevli yargı yernin belirlenebilmesi için konuya ilişkin özel düzenleme içeren Karayolları Trafik Kanunu hükümlerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir.

    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun, trafik kazalarına ilişkin yedinci kısmını izleyen hukuki sorumluluk ve sigorta hakkındaki sekizinci kısmının, "İşleten ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu" başlıklı birinci bölümünde aynı başlıkla yer alan 85. maddesi, değişik birinci fıkrasında "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar."ve değişik beşinci fıkrasında" İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." hükümlerini taşımakta; aynı kısmın "Özel Durumlar" başlıklı üçüncü bölümünde Devlete ve kamu kuruluşlarına ait araçların durumunu düzenleyen değişik 106. maddesinde ise, "Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmektedir.

    Anılan 85. maddeden, işleten ve teşebbüs sahibinin, bir motorlu aracın işletilmesinden ve bu arada aracın sürücüsünün ve işletme yardımcılarının eylem ve davranışlarından dolayı üçüncü kişilerin uğradıkları zararlardan, kusurlu olup olmamalarına bakılmaksızın "tehlike esası" na göre sorumlu tutuldukları; 106. madde ile de, maddede sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının işleten gibi aynı hukuki sorumluluğa tabi kılındığı anlaşılmaktadır.

    Sözüedilen Yasa hükümlerinde, açıkça göreve ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği gibi, esasen 85. maddedeki işletenin hukuki sorumluluğunun zarar gören üçüncü kişiler bakımından ele alınmış olması karşısında, işleten veya teşebbüs sahibi ile hizmet ilişkisi içinde bulunan araç sürücüsü veya diğer görevlilerin uğradıkları zararlardan dolayı hukuki sorumluluğun genel hükümlere tabi olması doğaldır.

    Nitekim, Karayolları Trafik Kanunu"nun hukuki sorumluluğa ilişkin diğer hükümlerinde, 85. madde kapsamı dışında kalan hallerde genel hükümlerin uygulanacağına işaret edilmiştir.

    Belirtilen duruma göre, kamu kurumuna ait motorlu aracın kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla işletilmesi sırasında bir kamu görevlisinin yaralanması ya da ölmesi nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı, idarenin hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olup olmadığının yargısal denetiminin, idari işlem ve eylemden doğan zararların giderilmesi için 2577 sayılı İ.Y.U.K."nun 2/1-b. maddesine göre açılacak bir tam yargı davası kapsamında idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

    Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi"nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 1. İdare Mahkemesi"nin 9.2.2000 gün ve E: 1999/270, K: 2000/73 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 4.10.2004 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi