Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/6889
Karar No: 2008/12320

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/6889 Esas 2008/12320 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/6889 E.  ,  2008/12320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/12/2007
    NUMARASI : 2006/449-2007/759

    Taraflar arasında görülen davada;                                                                                                 
    Davacılar, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla 629 (imarla 8107 ada 3) ve 588 (imarla 8107 ada 6) parsel sayılı taşınmazlarını H.Ö.’a, satış yoluyla temlik ettiğini, H.’nın da davalıya devrettiğini, işlemlerin gerçek satış olmadığını  ileri sürüp, muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline  karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı,dava konusu taşınmazları H..Ö.dan bedelini ödeyerek satın aldığını,iddiaların doğru olmadığını,alım gücünün bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece,çekişme konusu taşınmazların davalıya temlikinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar,  davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.11.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat  A.A. ile  temyiz edilen vekili Avukat M. S.. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Çekişmeli 629 parsel sayılı taşınmazın tümü ile 588 sayılı parselin 4/8 payı 5.4.1992 tarihinde vefat eden tarafların miras bırakanı Y."a aitken, 9.3.1987 tarihinde dava dışı H."ya satış suretiyle temlik ettiği, H.nın da 10.6.1997 tarihinde davalıya devrettiği bilahare taşınmazların imara tabi tutulduğu ve 3-6 nolu parsellerin oluştuğu ve halen davalıya ait olduğu kayden sabittir.
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. 
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; miras bırakan Y.un ekonomik durumunun iyi olduğu, paraya ve mal satmaya ihtiyacının olmadığı, taşınmaz davalının eşinin yeğeni H.ya devredilmesine rağmen ölümüne kadar muris, murisin ölümünden sonra da satış tarihine kadar davalı tarafından tasarruf edildiği; miras bırakanın davacı kızları ile de dargın olduğu toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Bu olgular, yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, murisin aracı kullanmak suretiyle taşınmazlarını davalıya intikal ettirdiği ve işlemlerin muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır. Akitte gösterilen bedeller ile o tarih itibariyle saptanan gerçek bedeller arasındaki aşırı oransızlık da muvazaayı kanıtlayan diğer bir olgudur. Öte yandan, bu tür davaların hak düşürücü süreye ve zamanaşımına tabi olmadığı da kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar  verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 25.11.2008  tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi