Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı,kayden maliki bulunduğu 13742 ada 6 parsel sayılı taşınmaza komşu 7 parsel sayılı taşınmazdan davalının taşkın malzeme yığmak,açık hava deposu olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini,taşınmazı çevreleyen tel örgüyü söktüğünü, malzemelerini alarak zarar verdiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine,yıkıma,taşınmazın eski hale getirilmesine,71.904,00 YTL ecrimisil ile 3.500,00 YTL tazminatın ve eski hale getirme bedeli olarak 3.000,00 YTL.nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı,dava konusu taşınmaza bir müdahalesi olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,çekişme konusu taşınmaza davalının müdahale ettiğinin ve zarar verdiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.11.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat R. A. ile temyiz edilen vekili Avukat S.A. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava ve birleşen dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil, tazminat ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden,toplanan delillerden;çekişme konusu 6 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait bulunduğu,davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı,davalının taşınmaza hurda malzeme yığmak ve satış yeri olarak kullanmak suretiyle haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın müdahale ettiğini,taşınmazı çevreleyen tel örgüyü sökmek suretiyle zarar verdiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Gerçekten de,çekişme konusu taşınmazın etrafını çevreleyen tel örgünün söküldüğü, ayrıca davalının çekişmeli yere hurda malzeme deposu ve satış yeri olarak kullandığı tanık ve bilirkişi ifadeleri ve dosya kapsamı ile sabittir. Belirlenen bu olgu mahkemece göz ardı edilmek suretiyle davanın sübut bulmadığı kabul edilerek reddedilmiş olmasının dosya kapsamına uygun düştüğü söylenemez.
Ne var ki,hükümden sonra davalının çekişme konusu taşınmazda pay edinerek paydaş hale geldiği görülmektedir. O halde taraflar arasındaki çekişmenin paydaşın paydaş aleyhine açmış olduğu dava olarak değerlendirilmesinin gerekeceği açıktır.
Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " ahte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
Somut olaya gelince; taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasındaki istek bakımından yukarıda değinilen ilke ve olgular çerçevesinde bir araştırma yapılması diğer taraftan eldeki davanın açılış tarihinden önce davalının taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığından bu dönem için davalının taşınmazı kullandığı sabit görülerek ve taşınmazın ne kadarlık bölümünde tasarruf edildiği saptanarak buna göre dava ve birleşen dava yönünden ecrimisil miktarının tayin edilmesi ve hüküm altına alınması, öte yandan taşınmazı çevreleyen tel örgünün sökülmesinden kaynaklanan zararın da tespit edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın geri verilmesine, 25.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.