4. Hukuk Dairesi 2010/2883 E. , 2011/4313 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vd vekili Avukat ... tarafından, davalı... ve karşı davacı ... vekili Avukat ... tarafından, karşı davalı aleyhine 31/01/2002-01/10/2007 gününde verilen dilekçeler ile haksız eylem nedeniyle dava ve birleşen davalarla tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece dava ve birleşen davaların kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 07/10/2009 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı ve davalı karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 19/04/2011 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı-karşı davacılar vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı-karşı davalılar vekili Avukat ... ve Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı-karşı davacı ..."in diğer temyiz itirazlarına gelince; a)Asıl, birleştirilen ve karşılık dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararların ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, asıl ve birleştirilen davalardaki istemin bir bölümü kabul edilmiş; karşı davadaki istem ise reddedilmiş; karar, davalı-karşı davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Asıl ve birleştirilen dava ile davacılar, davalılar... ile ..."in kendilerine hakaret edip tehditte ve etkili eylemde bulunduklarını, davalı-karşı davacı ... de davacılardan ..."ın kendisini yaraladığını ve hakaret ettiğini belirterek, kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istemişlerdir.
Davacılar 31.01.2002 günlü dava dilekçesiyle kabul edilecek manevi tazminatlara faiz yürütülmesini istemişlerse de faiz başlangıç gününü açıkça belirtmemişlerdir.
Faiz başlangıç günü açıkça belirtilmeden istemde bulunulması durumunda kabul edilecek tazminat miktarlarına olay gününden itibaren değil, davanın açıldığı günden itibaren faiz yürütülmesi gerekir.
Yerel mahkemece açıklanan yön gözetilerek, kabul edilen tazminat tutarlarına dava gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 74. maddesine aykırı olarak, dava tarihi yerine olay tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
b)Davalı-karşı davacı ..., yaralanma ve hakaret nedeniyle manevi tazminat istemiş, yerel mahkemece hakaretin karşılıklı olduğu gerekçesiyle istem reddedilmiştir. Dosyadaki bilgi, belge ve tanık anlatımlarından; site toplantısının iptali nedeniyle taraflar arasında tartışma çıktığı, davacı-karşı davalılardan ..."ın davalı-karşı davacı ..."e saldırdığı, sol kol, sağ önkol ve bilekte çizik ve ekimoz meydana gelecek, olağan işine engel olmayacak ancak, bir günde iyileşecek biçimde yaraladığı anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece, davacı-karşı davalı ..."ın bu eylemi nedeniyle vücut bütünlüğü bozulan davalı-karşı davacı ..."in kişilik hakkına saldırı olgusunun gerçekleştiği gözetilerek uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, maddi olgu yanlış değerlendirilip buna ilişkin karşı davanın reddedilmiş olması doğru olmadığından, karar bu nedenle de bozulmalıdır.
3-Davalılar ... ve..."in diğer temyiz itirazına gelince; asıl birleşen dava, etkili eylem, hakaret ve tehdit nedeniyle uğranılan manevi zararların ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, karşılıklı olduğu gerekçesiyle hakaret eylemine ilişkin istemler reddedilmiş; davalılardan ..."in davacılardan ..."ı tehdit ettiği, ..."ı tehdit edip yaraladığı, diğer davalı..."in ..."ı tehdit ettiği, ..."ı tehdit edip yaraladığı gerekçesiyle, manevi tazminat istemlerinin birer bölümü kabul edilmiştir.
Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayın, karşılıklı hakaret ve kavga sırasında gerçekleşmesi, tarihi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarları fazladır. Davacılar yararına daha alt düzeyde manevi tazminatlar takdir olunmak üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a ve b) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle davalı-karşı davacı ... yararına; (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı... ve ... yararına BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden... ve ... yararına takdir olunan 825.00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacı karşı davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.