22. Hukuk Dairesi 2015/2358 E. , 2016/9119 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin ödenmeyen işçilik alacakları sebebi ile iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ...’nde servis personeli ve aşçı yardımcısı unvanlarıyla çalıştığını, müvekkili ...’nin davada pasif husumet ehliyeti olmadığını, davacının müvekkil şirket ile hiçbir hukuki bağının bulunmadığını beyanla zamanaşımı def"inde bulunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, husumet noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacı davasını ...ye karşı açmıştır. Davalı, davacının ...’nde çalıştığını, ...’nin davada pasif husumet ehliyeti olmadığını savunmuştur. Mahkemece davacının dava dışı ..."nde çalıştığı ancak davanın ... ne karşı açıldığı, bu durumun maddi hatadan kaynaklandığı ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı gerekçesi ile husumet itirazının reddine karar verilmiş ve karar başlığında davalı olarak ... gösterilmiştir.
Dosya içeriğinden, davacının sigorta primlerinin ... tarafından yatırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de bu husus kabul edilmiş, ancak dava dışı ..."ne dava dilekçesi tebliğ edilmeden aleyhinde hüküm verilmesi hatalı olmuştur. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, davacıya süre verilerek dava dilekçesini ..."ne usulüne uygun tebliğ ettirmesi sağlanmalı ve sonrasında usulü işlemler tamamlandıktan ve bildirilen deliller toplandıktan sonra sonuca gidilmelidir.
Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti alacağı konusunda hesap yapılırken davacı ile birlikte işten çıkan ve menfaat birliktelikleri olan tanık anlatımları dikkate alınmıştır. Davalı tanıklarınca davalı işveren iş yerinde haftanın altı günü 08:00-17:00 saatleri arasında çalışıldığı belirtilmiş olup, Dairemizce incelemesi yapılan 2014/... esas, 2015/... karar sayılı dosyasında da aynı iş yerinde çalışan işçi yönünden davacı tanıklarının davalı ile husumetli olmaları sebebi ile çalışma saatleri haftanın altı günü 08:00-17:00 saatleri arasında kabul edilerek haftada üç saatten fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmıştır. Çalışılan iş yeri ve çalışma şartlarının aynı olması ve davacı tanıklarının somut davada verilecek karardan menfaat elde edecek olmaları sebebi ile davacının fazla çalışma alacağı, haftanın altı günü 08:00-17:00 saatleri arasında çalıştığı ve haftada üç saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek, imzalı bordrolarda tahakkuk bulunan aylar dışlanmalı, imzasız bordrolarda bulunan tahakkukların ödendiği anlaşılıyorsa bu miktarlar da mahsup edilerek fazla mesai ücreti hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır.
Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı tarafça ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunulduğu halde mahkemece değerlendirilmeden karar verilmesi hatalıdır.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def"inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
6100 sayılı Kanun"a göre süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def"inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def"i dikkate alınmaz.
Somut olayda davacının ıslah dilekçesinin davalıya 09.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ıslaha karşı 17.07.2014 tarihi itibariyle süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmasına göre mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defi değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4- Dosya içeriğinden, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hafta tatili alacağı bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Bu halde, mahkemece hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, "hafta tatili, genel tatil" adı altında isteğin kabulüne karar verilmesi de hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.