11. Hukuk Dairesi 2018/7 E. , 2019/1957 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/04/2017 tarih ve 2015/422 E. - 2017/121 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 05/10/2017 tarih ve 2017/876-2017/858 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum ve davalı vakıf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "İLKADIM" esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalı vakıfça yapılan 2012/32815 sayılı, "GELECEĞE İLK ADIM" ibareli marka başvurusuna, müvekkili şirketçe yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca kısmen kabul edildiğini, bu karara karşı yapılan itirazın ise nihai olarak davalı kurum ... tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kurum ...’in 2015-M-9834 sayılı kararının 41. sınıfta yer alan "eğitim ve öğretim hizmetleri, sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri, spor, kültür ve eğlence hizmetleri" yönünden kısmen iptalini ve anılan marka tescil edilmiş ise markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vakıf vekili, taraf markaları arasında iltibasa sebep olabilecek düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının "GELECEĞE İLK ADIM" ibareli başvurusuyla, davacının "İLKADIM" esas unsurlu markaları arasında görsel ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, başvuru kapsamında yer alan “GELECEĞE” şeklindeki kelimenin markaya ayırt edicilik katarak slogan marka haline dönüştürdüğü ve davacının mesnet markasından uzaklaştırdığı, “İLKADIM” deyiminin yaygın olarak kullanımı sebebiyle ayırt ediciliğinin düşük seviyede olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu hizmetlerin ilgili tüketicisinin, makul derecede bilgili, dikkatli ve gözlemci olarak kabul edilen ortalama tüketici olup, geniş bir kitle olduğu, taraf markalarının kapsadıkları mal ve hizmetler benzer olduğu, dava konusu "GELECEĞE İLK ADIM" ibareli markada asıl unsur "İLK ADIM" ibaresi olup, "GELECEĞE" ibaresinin "İLK ADIM" ibaresinin baskın niteliğini ortadan kaldıracak nitelikte bulunmadığı, bu ibarenin markanın "İLK ADIM" kelimesine olan vurgusunu yok etmediği, aksine "İLK ADIM" ibaresini pekiştirip onu nitelediği ve "İLK ADIM" markasının serisi algısı yarattığı, buna göre, "GELECEĞE İLK ADIM" ibareli davalıya ait marka ile "İLK ADIM" esas unsurlu davacıya ait markalarda, işaretler ve benzerlikler ön plana çıktığından, genel izlenim yönünden benzer markalar oldukları, ilgili tüketicinin, aradaki farkı görse bile, markaların aynı işletmelere ait olduğu algısına kapılabileceği, taraf markaları kapsamındaki hizmetlerin ayniyeti de dikkate alındığında, markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali bulunduğu, bu nedenle, okunuş farklılığının somut olayda baskın bir niteliği bulunmamakta olup, "İLK ADIM" ibaresi iki tarafın marka ve işaretinde esas unsur olduğu, gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davanın kabulüne, ... kararının iptaline, başvuruya konu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum ve davalı vakıf vekilleri temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum ve davalı vakıf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istekleri halinde aşağıda yazılı 18,40 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 11/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.