Esas No: 2017/954
Karar No: 2019/566
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/954 Esas 2019/566 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 96-136
6136 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan sanık ..."nun aynı Kanun"un 13/1 ve TCK"nın 62, 50, 52/2-4 ve 54. maddeleri uyarınca hapis cezasından çevrilen 6.000 TL ve doğrudan verilen 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve müsadereye ilişkin Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 18.09.2012 tarihli ve 468-729 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 24.04.2013 tarih ve 96-12958 sayı ile;
“Ekspertiz raporunda suça konu gaz tabancasının namlusu içerisinde bulunan gaz ayırıcı parçasının daire şeklinde delikli bir yapıda olduğu, bu hâliyle özel şekil ve nitelikteki fişeklerin ucunda bulunan kurşun, küre veya saçma tanelerinin geçebileceği kadar bir boşluk sağladığının belirtildiği, silahın orijinal hâline göre değişiklik yapıldığını gösterir herhangi bir bulgu ve emarenin görülmediğinin belirtilmesi karşısında; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından marka, model ve üretim yılı itibarıyla bu silahın mevcut hâliyle üretilmesine izin verilip verilmediği sorulup, bu silahın üretim şeması getirtilip, üretim şemasının temin edilememesi hâlinde suça konu silahın gaz ayırıcı parçasının fotoğrafları varsa faturası ve dosyadaki polis kriminal raporu eklenip üretici firmadan gaz ayırıcı parçanın mevcut şekli ile imal edilip edilmediği, üretim iznine uygun imalattan sonra gaz ayırıcı parça üzerinde mermi çekirdeği geçişine imkân verecek şekilde tadilat yapılıp yapılmadığı sorulup dosya kül hâlinde Adli Tıp Kurumuna gönderilerek silahın üretim izni verilen orijinal hâline uygun şekilde bilye geçişine imkân verecek nitelikte gaz ayırıcı parçasının tadil edilip edilmediğine dair alınacak bir rapor ile 6136 sayılı Kanun kapsamında kalıp kalmadığı hususu kesin olarak saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile yazılı biçimde mahkûmiyet kararı verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesince 04.02.2014 tarih ve 325-53 sayı ile sanığın 6136 sayılı Kanun"un 13/1 ve TCK"nın 62, 50, 52/2-4 ve 54. maddeleri uyarınca hapis cezasından çevrilen 6.000 TL ve doğrudan verilen 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve müsadereye karar verildiği, bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 05.01.2015 tarih ve 24819-149 sayı ile;
"Sanığa ait kurusıkı tabancanın Kriminal Polis Laboratuvarının raporunda "mevcut hâliyle ateşli silah fişeklerini istimale elverişli olmayan dava konusu silahın uç kısımlarındaki plastik parçalar çıkartılarak yerlerine yerleştirilen mermi çekirdeği özelliği taşıyan kurşun küre ve saçma tanelerinin geçebileceği kadar namlusunda boşluk bulunduğunun belirtilmesi ve imal (fabrikasyon) niteliklerini koruyup korumadığının araştırılmasına yönelik" görüş belirtilip namlusunda tadilat yapıldığına ilişkin bir emare olduğuna dair bilgi bulunmadığı ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığının raporunda çapına uygun ses ya da gaz fişeği atmakla birlikte içine namlu içerisinde bulunan gaz ayırım parçasının iç çapına uygun saçma tanesi veya özel şekil ve nitelikteki benzeri maddelerin konulması suretiyle elde edilen fişekleri de atabilecek özellikte olduğunun belirtilmesi ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının söz konusu tabancayla ilgili ellerinde kayıt bulunmadığına dair yazısı ile sanıkta tadil edilmiş bilyeli mermi ele geçirilememiş olması karşısında, sanığın tüm aşamalarda suça konu silahın kurusıkı tabanca olduğunu bildiğine yönelik savunmasının aksine ele geçen tabancanın vasıflarını bilerek bulundurduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde, bizatihi suç teşkil eden 6136 sayılı Kanun kapsamındaki tabancanın müsaderesi ve sanığın beraati yerine yetersiz gerekçelerle mahkûmiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi ise 19.03.2015 tarih ve 96-136 sayı ile;
"Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğünün 11.10.2013 tarih ve 3937 sayılı cevap yazısına göre, söz konusu tabancanın 12.02.2008 tarih ve 26785 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5729 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 02.05.2008 tarihi öncesi üretildiğinin bildirildiğinin görüldüğü gibi,
Atılı eylemden dolayı sanığın mahkûmiyetine dayanak yapıldığı anlaşılan 26.03.2012 tarih ve 2012/3623 numaralı ekspertiz raporuna göre söz konusu tabancanın ses ve gaz fişeği istimal eden otomatik bir tabanca olmakla birlikte mevcut durumu itibarıyla bilinen ateşli silah fişeklerinin istimale elverişli olmadığı ancak namlusu içerisinde bulunan gaz ayırıcı parçasının dairesel (ortasında boşluk bulunan) yapıda olduğu bu hâli ile de özel şekil ve nitelikteki fişeklerin ucunda bulunan kurşun küre veya saçma tanelerinin geçebileceği kadar bir boşluk sağladığı, çapına uygun ses ve gaz fişeklerinden iken bu fişeklerin renkli plastik parçaları üzerine veya bu plastik parçalar çıkartılarak onların yerine saçma tanesi kurşun metal küre ve bunun gibiler yerleştirilmek suretiyle tadil edilerek özel nitelik kazandırılmış fişekleri istimale elverişli olduğu ve nitekim Ankara Kriminal Polis Labaratuvarı tarafından yapılan testlerde bu tür tabancalar ile ucunda kurşun küre bulunan çapına uygun özel şekil ve nitelikteki fişekler kullanılarak üzerine kod pantolon giydirilmiş insan vücuduna yakın özellikler taşıyan balistik jele yaklaşık olarak 5-10 metre mesafeden yapılan atışlarda mermi çekirdeği niteliği taşıyan kurşun kürenin kot pantolonu delerek balistik jele yaklaşık 11-12 cm kadar girdiği bu duruma göre de yakın mesafelerden yapılacak olan atışlar sonucunda isabet eden bölgenin hassasiyetine bağlı olarak yaralayıcı ve öldürücü bir etkiye sahip olduğunun tespit olunduğu, bu itibarla ses ve gaz fişeklerinden tadil özel şekil ve nitelikte fişekleri atabileceği görülen tabancanın 6136 sayılı Kanun"a göre yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olarak mütalaa edilmesi gerektiğinin bildirildiği,
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Balistik Şubesinden alınan 20.01.2014 tarih ve 104 numaralı olup iş bu ekspertiz raporunu destekleyen raporunda da yer aldığı üzere tabancanın yapılan incelemesinde namlusunun iç kısmında ortasında boşluk bulunan gaz ayırım parçasının bulunduğunu, ses ya da gaz fişeklerinin uç kısmına bu silahın ortası boşluk gaz ayırım parçasının içerisinden geçebilecek çapta saçma tanesi veya özel şekil ve nitelikteki benzeri maddenin konulması suretiyle elde edilen özel nitelikli fişekleri de atabilecek özellikte bulunduğuna ve atış poligonlarında, dairelerinde mevcut çap ve tipine uygun kurusıkı fişekler ve özel nitelikteki fişekler kullanılarak yapılan uygulamalı incelemesinde de tabancanın kullanılmaya elverişli olduğunun tespit edildiği ve sonuç olarak atış poligonunda dairelerinde mevcut çap ve tipine uygun kurusıkı fişekler ve özel nitelikteki fişekler kullanılarak yapılan uygulamalı incelemesinde kullanılmaya elverişli olduğunun tespit edildiği çapına uygun ses ya da gaz fişeği atmakla birlikte içine namlu içerisinde bulunan gaz ayırım parçasının iç çapına uygun saçma tanesi veya özel şekil ve nitelikteki benzeri maddelerin konulması suretiyle elde edilen fişekleri de atabilecek özellikte olduğuna,
Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkındaki Yönetmelik"in 4. maddesinin (c) fıkrasında yer alan ses ve gaz fişeği atabilen silah ile (ç) fıkrasında yer alan ses ve gaz fişeği atabilen tabanca tanımında yer alan ses ve gaz fişeği atabilen namlusu hiç bir şekilde katı cisim atamayacak şekilde imal edilmiş hükmünü karşılamadığına,
6136 sayılı Yönetmelik"in 2. maddesinin (e) fıkrasındaki ateşli silah mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilen silahlar ve (f) fıkrasındaki tabanca tanımından da tam otomatik olmamak şartı ile namlu uzunluğu fişek yatağı hariç otuz santimetreyi ve tüm uzunluğu elli santimetreyi geçmeyen dumanlı veya dumansız barut veya bu neviden bir patlayıcı ve itici güç ile gülle, mermi, saçma veya füze ile gaz ya da diğer nesneleri atabilen belli bir çapta namluya uygun imal edilmiş ateşli silahlar olarak tanımlandığı üzere mevcut hâli ile tabancanın 6136 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesinin uygun olduğuna ve vahim nitelikte bulunmadığına,
İlişkin görüşleri karşısında, söz konusu bu niteliklere haiz tabancayı sanığın bulundurduğu sabit olmakla birlikte ancak Yargıtay bozma ilamında da yer aldığı üzere sanıkta tadil edilmiş bilyeli mermi ele geçirilememiş olmasının atılı eylemin sübutu yönünden sonuca etkili olmayacağı," şeklindeki gerekçeyle bozma kararına direnerek sanığın önceki hüküm gibi mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.01.2016 tarihli ve 169366 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 148-596 sayı ile 5320 sayılı Kanun"un geçici 10. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 05.07.2017 tarih ve 451-8740 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık... hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen beraat kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay ve savcı görüşme tutanaklarına göre; 19.03.2012 tarihinde saat 12.10 sıralarında Bakırköy Adalet Sarayına gelen inceleme dışı sanık...’nun X-ray cihazından geçen çantasının içerisinde bir adet tabanca olduğunun görülmesi üzerine, 8 mm çapında, Voltran marka, T735225 numaralı bir adet ses ve gaz fişeği atabilen tabanca ile şarjöründe bulunan altı adet ses fişeğinin kolluk görevlileri tarafından muhafaza altına alındığı,
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 26.03.2012 tarihli ve 3623 sayılı ekspertiz raporunda; suça konu silahın 8 mm çaplı ses ve gaz fişeği istimal eden yarı otomatik bir tabanca olduğu, yapılan muayene ve incelemesinde 8 mm çaplı ses ve gaz fişeklerini istimal etmek üzere imal edilmiş olduğu, ateşleme sisteminde görev alan mekanik aksamının sağlam ve işler durumda olduğu, mevcut durumu itibarıyla bilinen ateşli silah fişeklerini istimale elverişli olmadığı, ancak namlusu içerisinde bulunan gaz ayırıcı parçasının dairesel (ortasında boşluk bulunan) yapıda olduğu, bu hâliyle de özel şekil ve nitelikteki fişeklerin ucunda bulunan kurşun küre veya saçma tanelerinin geçebileceği kadar bir boşluk sağladığı, çapına uygun ses ve gaz fişeklerinin renkli (yeşil, kırmızı, sarı, mavi) plastik parçalarının üzerine veya bu plastik parçalar çıkartılarak onların yerine saçma tanesi, kurşun, metal küre vb. yerleştirilmek suretiyle tadil edilerek özel nitelik kazandırılmış fişekleri istimale elverişli olduğu, bu anlamda inceleme konusu tabancanın 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olarak mütalaa edilmesi gerektiği, ancak aynı Kanun’un 12/4. maddesinde belirtilen vahim silahlardan olmadığı, her ne kadar mekanik aksamında, özellikle namlu içerisinde ve ortasında boşluk bulunan gaz ayırıcı parçası gibi teknik özelliklerinde sonradan değişiklik yapıldığını gösterir nitelikte herhangi bir bulgu ve emare (herhangi bir parçanın çıkartılması, değiştirilmesi, kısmen tadil edilmesi vb. şekilde) görülmemiş olsa da, mevcut yapısı itibarıyla söz konusu tabancanın 5729 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce mi yoksa sonra mı imal edildiği hususunun üretici firmadan sorulmasının uygun olacağı, altı adet fişeğin ise 8 mm çaplı ses fişeği olup, çaplarına uygun ses ve gaz fişeği istimal eden silahlarda kullanılmak üzere imal edildikleri, bu fişeklerin birlikte gönderilen tabanca ile yapılan deneme atışlarında patladıklarının görüldüğü, söz konusu fişeklerin 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz olmayan fişeklerden oldukları bilgilerine yer verildiği,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 11.10.2013 tarihli ve 3937 sayılı yazısında; 5729 sayılı Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun’un 12.02.2008 tarihli ve 26785 sayılı Resmî Gazete’de, anılan Kanun’a ilişkin yönetmeliğin ise 02.05.2008 tarihli ve 26864 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, bu doğrultuda ses ve gaz fişeği atabilen silahların üretimi için gereken yasal kriterlerin belirlendiği, bu dönem içinde Bakanlıklarından izin alınarak yapılan üretimlere ilişkin marka, model ve teknik çizim gibi genel bilgilerin kayıtlarında bulunduğu, benzer yargılama konuları kapsamındaki belgeler çerçevesinde edilenilen seri numarası ve kod yapısına göre inceleme konusu tabancanın 2007 yılında üretildiği dolayısıyla mevzuat öncesi üretimler hakkında Bakanlıklarında bilgi bulunmadığı hususlarının belirtildiği,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 20.01.2014 tarihli raporunda; suça konu tabancanın namlusunun iç kısmında ortasında boşluk bulunan gaz ayırım parçasının bulunduğu, ses ya da gaz fişeklerinin uç kısmına, bu silahın ortası boşluk gaz ayırım parçasının içerisinden geçebilecek çapta saçma tanesi veya özel şekil ve nitelikteki benzeri maddelerin konulması suretiyle elde edilen özel nitelikli fişekleri de atabilecek özellikte olduğu, mevcut hâliyle 6136 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği görüşüne yer verildiği,
Anlaşılmaktadır.
İnceleme dışı sanık... aşamalarda; olay tarihinde adli sicil kaydı almak amacıyla Bakırköy Adalet Sarayına geldiğini, girişte çocuğuna ait eşyaları taşımakta kullandığı çantasını X-ray cihazından geçirirken kolluk görevlilerinin içerisinde silah olduğunu söylediklerini, çantasını kontrol ettiğinde eşi ...’na ait olan kurusıkı tabancayı gördüğünü, yaklaşık dört gün önce, evlerini taşıdıkları esnada eşinin söz konusu silahı çantasının içerisine koymuş olabileceğini, bu durumu bilseydi kesinlikle adliyeye kurusıkı silah ile gelmeyeceğini ifade etmiştir.
Sanık ... aşamalarda; olay tarihinden önce yolda yürürken bulduğu suça konu tabancayı taşındıkları esnada eşi...’nun çantasına koyduğunu, ancak taşınma sırasındaki yoğunluk nedeniyle eşine bu durumu söyleyemediğini, kurusıkı olarak bildiği inceleme konusu tabancayı herhangi bir yerde kullanmadığını, söz konusu tabancanın 6136 sayılı Kanun kapsamında ateşli silah olduğunu bilmediğini savunmuştur.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle ateşli silahlar ile ses ve gaz fişeği atabilen silahlar hakkındaki mevzuat hükümlerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir.
6136 sayılı Kanun"un 1. maddesinde;
"Ateşli silahlarla mermilerinin ve bıçaklarla salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılmış bulunan diğer aletlerin memlekete sokulması, yapılması, satılması, satınalınması, taşınması veya bulundurulması bu kanun hükümlerine tabidir.",
Aynı Kanun"un13. maddesinin birinci fıkrasında;
"Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.",
Aynı maddenin beşinci fıkrasında ise;
"Kuru sıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen tabancayı, teknik özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline dönüştüren kişi, bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre cezalandırılır.",
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik"in “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde;
"Bu Yönetmelikte geçen;
b) Silah: Uzaktan veya yakından canlıları öldürebilen, yaralayan, etkisiz bırakan, canlı organizmaları hasta eden, cansızları parçalayan veya yok eden, ruhsata tabi araç ve aletlerin tümünü,
e) Ateşli silah: Mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki maddeleri, barut gazı veya bu neviden patlayıcı ve itici güç ile uzak mesafelere kadar atabilen silahları,
f) Tabanca: Tam otomatik olmamak şartıyla, namlu uzunluğu fişek yatağı hariç otuz santimetreyi ve tüm uzunluğu elli santimetreyi geçmeyen, dumanlı veya dumansız barut veya bu neviden bir patlayıcı ve itici güç ile gülle, mermi, saçma veya füze ile gaz ya da diğer nesneleri atabilen, belli bir çapta namluya uygun imal edilmiş ateşli silahları,
İfade eder. ",
12.02.2008 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 5729 sayılı Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun’un 1. maddesinde;
"Bu Kanunun amacı, ses ve gaz fişeği atabilen silahların nitelikleri, imali, ithali, ihracı, satışı, edinilmesi, bulundurulması ve taşınması hakkındaki usul ve esaslar ile bunlarla ilgili izin, kayıt ve tescil işlemlerini düzenlemektir.
Bu Kanunda geçen ses ve gaz fişeği atan silah; kurusıkı silah olarak da tabir edilen ses ve gaz fişeği atabilen silahları ifade eder.",
Aynı Kanun"un 2. maddesinin ikinci fıkrasında;
“Bu Kanun kapsamındaki silahların 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülemeyecek ve üzerinde 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silahlardan rengi ve şekli belirtilerek açıkça ayırt edilmesini sağlayan bir işaret taşıyacak şekilde üretilmesi zorunludur. Bu zorunluluklar ithalatta da aranır.",
Yine aynı Kanun"un 4. maddesinin birinci fıkrasında ise;
"Bu Kanun kapsamındaki silahları yetkili mercilerden izin almadan veya 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülecek şekilde imal edenler veya satanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden beşyüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.",
Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Yönetmelik"in “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde;
"Ses ve gaz fişeği atabilen silâh: Ses ve gaz fişeği atabilen, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümlerine tabi silâh vasfında olmayan, kurusıkı silah olarak da tabir edilen silâhları ifade eder.",
Aynı Yönetmelik"in “Üretim esasları” başlıklı 5. maddesinde ise;
"(1) İmal edilecek ses ve gaz fişeği atabilen silâhların çalışma sistemleri, mekanik yapıları ve görünümleri aşağıdaki şekilde olmalıdır:
a) Sadece ses ve gaz fişeği atabilen silâhlarda kullanılmak üzere imal edilmiş nitelikteki fişekleri kullanabilecek yapıda olmalıdır.
b) Birden fazla fişeği seri olarak atamayacak nitelikte; yarı otomatik, tek tek veya toplu tabanca çalışma sisteminde imal edilmiş olmalıdır.
c) Gaz çıkışı;
1) Namlu ucundan olacak silahlarda namlu içerisinde; fişek yatağı hariç olmak üzere namlu uzunluğunun en az yarısı uzunlukta çelikten imal edilmiş “namlu emniyet sacı” ve bu sac ile namlu ucu arasında kalan kısımda olacak şekilde sacın geniş yüzeyine dik olarak konumlandırılmış çelikten imal edilmiş “namlu emniyet pimi” olmalıdır. Emniyet pimi yerine, namlu emniyet sacının olduğu kısım fişek yatağı ile aynı eksende olmayacak şekilde en az 1,5 mm eksen kaçıklığına sahip olarak da imal edilebilir. Emniyet sacı fişek yatağı tarafında olmalıdır. Belirtilen sac ve pim, namlu içerisine kolayca çıkartılamayacak şekilde yerleştirilmelidir.
2) Fişek yatağı bitiminde olacak silahlarda namlu içerisine, namlu çapını tam kapatacak şekilde sertleştirilmiş çelikten imal edilmiş “namlu emniyet çelikleri” yerleştirilmelidir. Bu çeliklerin fişek yatağı ve namlu ucuna dönük kısımları delinmeyi engellemeye yönelik geometrik şekillere sahip olmalıdır ve aynı zamanda bu çelikler sökülmeye elverişsiz şekilde namlu içerisine yerleştirilmelidir. Namlu emniyet çelikleri fişek yatağı bitimine olabilecek en yakın konumda olmalıdır.
ç) Namlu ile gövde, sökülmek sureti ile birbirinden ayrılamayacak yapıda imal edilmelidir.
d) Namlu ağzının çevresi karşıdan bakıldığında görülecek şekilde ve kolayca çıkmayacak turuncu renkli boya ile boyalı olmalıdır.
e) Namlu uzunluğu fişek yatağı hariç 300 milimetreyi ve tüm uzunluğu 500 milimetreyi geçmeyecek şekilde imal edilmiş olmalıdır.
f) Görünümü toplu veya yarı otomatik tabanca şeklinde olmalıdır. Güvenlik kuvvetlerince kullanılan tam otomatik silâh şeklinde veya görünümünde olmamalıdır.
g) İmal edilen silâhlar üzerine marka, model, çap, imal yılı ve seri numaraları silinmeyecek şekilde vurulmalı, üretimde seri numarası atlaması yapılmamalıdır.
ğ) Bu silâhların ambalaj ve kutularına Ek-1"de yer alan yasal uyarının ve silâhın kullanım kılavuzunun konulması zorunludur.
(2) Yalnızca film yapımı, tiyatro, şenlik, kutlama, tören gibi etkinliklerde kullanılmak üzere yapılacak imalatlarda; birinci fıkranın (b), (d), (e) ve (f) bentlerinde belirtilen üretim esasları aranmaz. Bu amaçla yapılacak üretimde, üretici firma ile etkinliği gerçekleştirecek gerçek veya tüzel kişiler arasında üretime ilişkin düzenlenecek bir sözleşme ibraz edilmek sureti ile İçişleri Bakanlığından alınacak uygun görüş yazısı ve sözleşmenin bir suretinin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına sunulmasını takiben Üretim İzin Belgesi için gereken işlemler başlatılır. İmalatçı firma; üretimi tamamladıktan sonra sözleşmeyi yaptığı gerçek veya tüzel kişiye silahları teslim ettiğine dair bir belge ile birlikte bu silahlara ilişkin Üretim İzin Belgesini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına teslim eder.
(3) İhraç edilmek üzere imal edilecek silahlarda; birinci fıkranın (b), (c), (d), (e), (f) ve (ğ) bentlerinde belirtilen üretim esasları aranmaz.",
Hükümleri yer almaktadır.
Görüldüğü üzere Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun ve ilgili Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile birlikte ses ve gaz fişeği atabilen silahların nitelikleri ve imali hakkındaki usul ve esaslar düzenlenmiş olup söz konusu mevzuat hükümleri doğrultusunda bu silahların 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülemeyecek ve aynı Kanun hükümlerine tabi silahlardan açıkça ayırt edilmesini sağlayan bir işaret taşıyacak şekilde üretilmeleri zorunludur. Bu tip silahları 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülecek şekilde imal edenler veya satanlar 5729 sayılı Kanun"un 4/1, ticaret kastı taşımadan teknik özelliklerinde değişiklik yaparak öldürmeye elverişli silah haline dönüştürenler ise 6136 sayılı Kanun"un 13/5. maddesi delaletiyle 13/1. maddesi uyarınca cezalandırılacaktır. Usulüne uygun imal edilmemesi ya da sonradan teknik özelliklerinde değişiklik yapılması nedeniyle yalnızca ses ve gaz fişeği değil, ayrıca mermi çekirdeği veya saçma tabir edilen özel şekil ve nitelikteki cisimleri de atabilen silahlar yasak niteliği haiz ateşli silahlardan olup memlekete sokulması, yapılması, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulması 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaktır.
Ceza Genel Kurulunun istikrar bulan ve süregelen kararlarında da belirtildiği üzere, ses ve gaz fişeği atabilen bir silahın 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz ateşli silah olduğu iddiasıyla açılan kamu davasında öncelikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından silahın üretim tarihi, marka ve modeline göre mevcut şekilde üretilmesine ve ithaline izin verilip verilmediği sorulup doğrudan mevzuatta öngörülen usul ve esaslara aykırı olarak 6136 sayılı Kanun hükümlerine tabi silah vasfında mı üretildiği, yoksa anılan Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülebilecek şekilde üretilip sonradan teknik özelliklerinde değişiklik yapmak suretiyle bu Kanun hükümlerine tabi yasak niteliği haiz silah vasfına mı dönüştürüldüğü konusunda tereddüte yer bırakmayacak biçimde tespit yaptırılıp, suça konu silahın üretim tarihi, bu tarih itibarıyla üretim ve ithalinin tabi olduğu usul ve esaslar, mekanik yapısı, görünümü, silahla birlikte çapına uygun ateşli silah fişeği ele geçip geçmediği gibi hususlar üzerinde durularak, silahın niteliğinin 6136 sayılı Kanun kapsamında olduğunun sanık tarafından bilinip bilinmediği belirlenmeli, sonucuna göre sanığın hukuki durumu takdir ve tayin edilmelidir.
Öte yandan amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
19.03.2012 tarihinde saat 12.10 sıralarında Bakırköy Adalet Sarayına gelen inceleme dışı sanık...’nun X-ray cihazından geçen çantasının içerisinden sanığa ait 8 mm çapında, Voltran marka, T735225 numaralı ses ve gaz fişeği atabilen tabanca ile altı adet ses fişeğinin ele geçirildiği olayda; İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 26.03.2012 tarihli ve 3623 sayılı raporda; suça konu tabancanın mevcut durumu itibarıyla bilinen ateşli silah fişeklerini istimale elverişli olmadığı ancak namlusu içerisinde bulunan gaz ayırıcı parçasının dairesel (ortasında boşluk bulunan) yapıda olduğu, bu haliyle de çapına uygun ses ve gaz fişeklerinin renkli plastik parçalarının üzerine veya bu parçalar çıkartılarak onların yerine saçma tanesi, kurşun, metal küre vb. yerleştirilmek suretiyle tadil edilerek özel nitelik kazandırılmış fişekleri istimale elverişli olduğu belirtilmiş ise de aynı raporda söz konusu tabancanın mekanik aksamında, özellikle namlu içerisinde ve ortasında boşluk bulunan gaz ayırıcı parçası gibi teknik özelliklerinde sonradan değişiklik yapıldığını gösterir nitelikte herhangi bir emarenin görülmediğinin açıklanması, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 11.10.2013 tarihli ve 3937 sayılı yazısında inceleme konusu tabacanın ses ve gaz fişeği atabilen silahların nitelikleri ve imaline ilişkin kriterlerin düzenlendiği 5729 sayılı Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Hakkında Kanun ve ilgili Yönetmelik"in yürürlük tarihinden önce üretildiğinin belirtilmesi, sanıktan özel nitelikli fişek elde edilmemiş olması ve sanığın tüm aşamalarda söz konusu tabancayı kurusıkı olarak bildiğini savunması karşısında; sanığın suça konu silahın, özel nitelikli fişekleri de atabilme özelliği nedeniyle 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliği haiz ateşli silah kapsamında olduğunu bilerek satın aldığına, taşıdığına veya bulundurduğuna yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilip beraati yerine hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verildiği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığa atılı 6136 sayılı Kanun"a aykırılık suçunun kast unsurunun oluştuğuna dair yeterli delil elde edilemediği gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2015 tarihli ve 96-136 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığa atılı 6136 sayılı Kanun"a aykırılık suçunun kast unsurunun oluştuğuna dair yeterli delil elde edilemediği gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 26.09.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.