Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5703
Karar No: 2016/8540
Karar Tarihi: 26.05.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/5703 Esas 2016/8540 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/5703 E.  ,  2016/8540 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Davacı ... süresi ile bağlanan yaşlılık aylığının geçerli olduğunun ve ödenen aylıklar ile yapılan sağlık yardımları nedeniyle Kuruma borçlu olmadığının tespitine; birleşen dava davacısı Kurum ise, ödenen yaşlılık aylıkları ve yapılan sağlık yardımlarının istirdadına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak asıl davanın kabulüne, Kurumca açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, asıl davanın davalısı, birleşen davanın davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    ... 27.01.1983–31.03.2000 tarihleri arasındaki kaydı esas alınarak, 2000 yılının Nisan ve Mayıs aylarındaki prim ödemeleri ile 01.06.2000 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmış olan davacı sigortalının oda kaydı geçersiz sayılıp sigortalılığı iptal edilerek ödenen aylıklar ve yapılan sağlık yardımlarının borç çıkarılması üzerine eldeki asıl dava ve birleşen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında; “...Eşinin sigortalılığı nedeniyle de sağlık yardımına müstehak olan davacı sigortalı, yapılan sağlık yardımları nedeniyle Kuruma borçlu olmayacağından; Mahkemenin buna ilişkin Kurum talebini reddetmesi yerinde olduğu gibi; ayrıca, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması bulunmadığından davacının yaşlılık aylığı bağlanırken gözetilen 22.03.1985–31.03.2000 tarihleri arasında zorunlu sigortalı olmayacağına ilişkin kabulü de yerindedir.
    Ne ki, ödenen primler nedeniyle davacı sigortalının isteğe bağlı sigortalı olup-olmayacağı üzerinde durulup, sigortalılık süresi ve bunun sonucunda yaşlılık
    aylığı şartları irdelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...” denilmiştir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında asıl davanın kabulüne, Kurumca açılan davanın ise reddine karar verilmiş ise de, 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasanın 58. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Geçici 54. maddesinde; “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22.03.1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.
    4"üncü ve 7"nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2"nci, 5"inci ve 9"uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31.12.2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.
    Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra birinci ve ikinci fıkralar uyarınca hizmet iptali yapılmaz.
    Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Mahkemece, anılan yasal düzenlemenin davaya konu uyuşmazlıklar yönünden uygulanıp uygulanmadığı, anılan düzenleme kapsamında Kurumca uyuşmazlıkların sürdürülüp sürdürülmediği hususları araştırılmalı ve konusuz kalan istemler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmeli, yapılan sağlık yardımları yönünden uyuşmazlığın sürdürüldüğünün belirlenmesi halinde, eşinin sigortalılığı nedeniyle de sağlık yardımına müstehak olan sigortalı, yapılan sağlık yardımları nedeniyle Kuruma borçlu olmayacağından, asıl davanın davacısı sigortalının yapılan sağlık yardımları nedeniyle Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemi ile birleşen davanın davacı Kurumun sağlık yardımlarının istirdadı istemi yönünden şimdiki gibi karar verilmeli, ödenen yaşlılık aylıkları ile yaşlılık aylığının bağlandığı tarihten itibaren geçerli olduğu istemleri yönünden uyuşmazlığın sürdürüldüğünün belirlenmesi
    halinde ise, uyuşmazlık konusu dönemde kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunmadığı belirgin olan asıl davanın davacısı sigortalı yönünden zorunlu sigortalılık şartlarının mevcut olmadığı sabit olduğundan, Kurumun başlangıçtan itibaren yaşlılık aylığının iptali işleminin yerinde olduğu gözetilerek, asıl davanın davacısı sigortalının bağlanan yaşlılık aylığının geçerli olduğunun ve ödenen aylıklar nedeniyle Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemlerinin reddine, birleşen davanın davacı Kurumun ödenen yaşlılık aylıklarının istirdadı isteminin ise kabulüne karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, asıl davanın davalısı, birleşen davanın davacısı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi