10. Hukuk Dairesi 2016/2914 E. , 2016/8535 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, primi ödenen süredeki Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
02.02.2009-31.08.2012 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında 1287 gün primi ödenmiş zorunlu sigortalılığı bulunan, 01.01.1986-30.12.1988, 25.02.1993-11.04.1994 tarihleri arasında vergiye kayıtlı olup, başkaca meslek kuruluşuna veya sicile kaydı bulunmayan, 18.11.1994 tarihli bildirgeye istinaden vergi kaydına dayalı olarak 01.01.1986 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edilen, 1997 yılı 6. ay ila 1998 yılı 3. ayları arasında prim ödemesinde bulunan, 01.01.1986 -15.08.2005 tarihleri arasında 19 yıl 7 ay 14 günlük sigortalı sayılıp hesaplanan prim borcundan kalanını 5510 sayılı Kanunun Geçici 24. maddesinden yararlanarak 25.06.2008 tarihinde ödediği belirgin bulunan davacının, hizmet birleştirmesi ile 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi gözetilerek yaşlılık aylığına ilişkin 05.09.2012 tarihli talebinin, kuruluş kaydı bulunmayan dönemlerdeki Esnaf Bağ-Kur sigortalılık süreleri iptal edilerek reddedilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Dairemizin 17.10.2014 günlü ...... E. ve .......... K. sayılı ilamı ile ""... Mahkemece, davacı tarafından 1997 ve 1998 yıllarında ödenen primlerin karşıladığı süre Kurumdan sorulmalı; 1997 ve 1998 yıllarında, vergi kaydı nedeniyle zorunlu Esnaf Bağ-Kur sigortalısı sayılan döneme ilişkin primlerden fazlasının ödendiğinin anlaşılması durumunda, fazladan yapılan ödemeler uzun süre kullanılmış olacağından Medeni Kanunun 2. maddesi gereği ödeme tarihlerinden öncesi için fazla primin karşıladığı süreye 1479 sayılı Kanunun 79. maddesi gereği isteğe bağlı sigortalılık verilmelidir.
Ne ki, davacının sonraki prim ödemesi 25.06.2008 tarihinde yapılmış olup, bu primlerin Kurum tarafından uzun süre kullanıldığından bahsedilemeyeceğinden, anılan ödemeler nedeniyle Medeni Kanunun 2. maddesinden hareketle geçmişe yönelik sigortalılık verilmesi mümkün bulunmayıp, sigortalıların amacının uzun vadeli sigorta kollarından sağlanacak haklara ulaşmak olduğu değerlendirildiğinde, talebin varlığı halinde ödenen primlerin ödeme tarihinden itibaren karşıladığı süreye isteğe bağlı sigortalılık verilmelidir. Davacının 02.02.2009 – 31.12.2012 tarihleri arasında zorunlu sigortalılığı bulunmakta olup, 25.06.2008 tarihli toplu prim ödemesinin 25.06.2008 – 01.02.2009 tarihleri arası süre için ödenmesi gereken primden daha fazla olması durumunda, zorunlu sigortalılık sonrası için de 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında olmak üzere isteğe bağlı sigortalılık verilmesi gerekir. Yaşlılık aylığı talebiyle ilgili olarak da, sigortalılık süresi yukarıda belirtilen şekilde belirlenip, sonucuna göre karar verilmelidir."" görüş ve düşüncesiyle bozulmuş, mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara ve usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, ..... E., ....... sayılı kararı).
Eldeki davada, Mahkemece verilen hüküm eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu gibi, Dairemizin bozma kararının gereği de tam olarak yerine getirilmemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından yapılan prim ödemelerinin karşıladığı sürenin bildirilmesi yönüyle Kuruma yazılan müzekkereye verilen 10.11.2015 tarihli cevabi yazının Kurumca bildirilmesi istenilen hususları kapsamadığı gözetilip, davacı tarafından 1997 ve 1998 yıllarında ödenen primler ile 25.06.2008 tarihli toplu prim ödemesinin karşıladığı süreler tekrar Kurumdan sorularak, 1997 ve 1998 yıllarında, vergi kaydı nedeniyle zorunlu Esnaf Bağ-Kur sigortalısı sayılan döneme ilişkin primlerden fazlasının ödendiğinin anlaşılması durumunda, ödeme tarihlerinden öncesi için fazla primin karşıladığı süreye 1479 sayılı Kanunun 79. maddesi gereği isteğe bağlı sigortalılık verilerek; 25.06.2008 tarihli toplu prim ödemesinin de 25.06.2008-01.02.2009 tarihleri arası süre için ödenmesi gereken primden daha fazla olması durumunda, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamındaki 02.02.2009-31.08.2012 tarihleri arasındaki dönemin sonrası yönünden, 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında olmak üzere isteğe bağlı sigortalılık verilerek ve sigortalılık süresi yukarıda belirtilen şekilde belirlenip, yaşlılık aylığı talebiyle ilgili olarak da sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 26.05.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.