8. Ceza Dairesi 2015/8405 E. , 2016/6051 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Suça konu kredi kartını değişik zamanlarda ve yerlerde kullanan sanık hakkında TCK.nun 245/3. madde ve fıkrası ile birlikte aynı yasanın 43. maddesinin de uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamış; hükümden sonra, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile bir kısım ibareleri iptal edilerek, 24.11.2015 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanıp yürürlüğe giren, 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, dolandırıcılık ve sahte üretilen kartı kullanmak suçlarının oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık ..."nın, sübuta yönelik temyiz itirazı yerinde görül- mediğinden reddiyle hükümlerin oybirliğiyle (ONANMASINA),
2- Sanığın, dolandırıcılık suçunda esas alınan sahte belgeler bakımından özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenme- sinde:
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine, ancak:
5237 sayılı TCK.nun 43. maddesi uyarınca aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükmün uygulama olanağı bulunmayacağının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu
hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden TCK.nun 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılıp sanık hakkında TCK.nun 207/1. maddesi uyarınca tayin olunan sonuç hapis cezasının 1 yıl olarak belirlenmesi suretiyle hükmün oyçokluğuyla (DÜZELTİLEREK ONANMASINA),
3- Sanığın, sahte kart üretiminde kullanılan belgeler yönünden özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince:
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak:
Şikayetçi adına sahte olarak düzenlenmiş, aslı ele geçirilemeyen, bankaca onaysız fotokopiden ibaret kimlik ile bankaya müracaat ederek gerçeğe aykırı kredi kartı başvuru formları-sözleşme imzalayıp sahte isimle düzenlenen kredi kartını teslim alan sanığın eyleminin TCK.nun 245/2, 43. maddelerine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 ve 326. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.05.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(K.D)
Karşı Oy Gerekçesi
Daire çoğunluğu ile aramızdaki görüş farklılığı, sanık ..."nın, sahte kredi kartı ve kredi almak için aynı bankaya karşı bir ay arayla (08.09.2010 ve 07.010.2010 tarihlerinde) gerçekleştirdiği sahtecilik eylemlerinin, sahte kredi kartı ve kredi almak için aynı bankaya karşı aynı suç işleme kararı ile zincirleme biçimde işlenmiş bir özel belgede sahtecilik suçunu mu, yoksa dolandırıcılık suçu işlenirken gerçekleştirilen sahtecilik eyleminin TCK"nun 207/1. maddesi kapsamında, sahte kredi kartı almak için gerçekleştirilen sahtecilik eyleminin ise sahte kredi kartı üretmek suçunun zincirleme biçimde (TCK m. 245/2, 43/1) işlenmiş suçun bir halkası olarak mı kabul edileceğine ilişkindir. Bir başka ifade ile dolandırıcılık suçu işlenirken gerçekleştirilen sahtecilik eyleminin TCK"nun 212. maddesi uyarınca TCK"nun 207/1.
maddesi kapsamında ayrı bir suç kabul edilmesine karşın, sahte kredi kartı almak için gerçekleştirilen sahtecilik eyleminin ayrı bir suç kabul edilmeyip, sahte kredi kartı üretmek suçunun zincirleme biçimde (TCK m. 245/2, 43/1) işlenmiş suçun bir halkası olarak kabul edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
1- Teorik ayrıntılara girmeden kısaca belirtmek gerekirse, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (TCK m. 245), dolandırıcılık (TCK m. 157, 158) ve sahtecilik (TCK m. 204 vd.) suçları birbirinden ayrı, bağımsız suçlar olup, anılan her bir suçun unsurları ve suçla korunan hukuki yararlar farklıdır. Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ile dolandırıcılık suçlarında korunan hukuki yarar banka veya kişilerin malvarlığı iken, sahtecilik suçlarında korunmak istenen hukuksal yararın, belgelerin gerçekliğine ilişkin toplumda oluşan kamu güveni olduğu öğreti ve uygulamada kabul edilmektedir.
2- Gerek öğreti, gerekse Yargıtay CGK ile Özel Daire Kararlarında belirtildiği gibi, TCK’na hakim olan ilke gerçek içtima olduğundan, kural olarak "kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza" söz konusudur. Bunun istisnaları, suçların içtimaı bölümünde belirlenmiştir. Bu istisnalar dışında, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Bu kuralın istisnalarına ise, TCK’nun "suçların içtimaı" bölümünde, 42 (bileşik suç), 43 (zincirleme suç) ve 44. (fikri içtima) maddelerinde yer verilmiştir.
765 sayılı TCK"nda karşılığı bulunmayan 5237 sayılı TCK"nun 212. maddesinde de “Sahte resmi veya özel belgelerin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” kuralı ile sahtecilik suçları bakımından özel bir içtima hükmü getirilmiş, resmi veya özel belge kullanılarak TCK kapsamındaki başka bir suçun işlenmesi halinde failin iki suçtan da ayrı ayrı cezalandırılacağı belirtilerek, gerçek içtima kuralı benimsenmiştir. Örneğin, sahte belge kullanılarak; dolandırıcılık, zimmet, güveni kötüye kullanma, sahte kredi kartı üretme suçlarından biri veya birkaçı işlenmişse fail, anılan suçlarla birlikte ayrıca sahtecilik suçundan da cezalandırılacaktır. Yargıtay CGK ve Özel Daire uygulamaları istikrarlı olarak bu yöndedir (CGK., 11.07.2006, 2006/182 E., 2006/182 K., CGK., 08.10.2013, 2012/15-1355 E., 2013/408 K.)
3- Yargıtay CGK"nun Kararında açıklandığı gibi, “TCK"nun 43/1. maddesinde; "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” biçiminde ... zincirleme suç düzenlemesine yer verilmiştir. ... TCK"nun 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.” (CGK, 22.04.2014, 2013/11-397 E., 2014/202 K.)
4- Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince;
İddianamede, sanık ... hakkında, “şikayetçi ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı ibraz ederek ... Şubesi"nden 08/09/2010 tarihinde kredi kartı aldığı ve aynı tarihte ... Şubesi gişesi aracılığı ile 3.000 TL nakit avans çekimi yaptığı ve ayrıca alışveriş yapmak suretiyle faizleri ile birlikte toplam 14.893 TL"lik menfaat sağladığı,” ayrıca, ..."ın ... kredi ... şubesi"ne şikayetçi ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı ve gelir belgesi ile 07/10/2010 tarihinde ihtiyaç kredisi başvurusu sonucunda şüpheli ..."ın, şikayetçi ... adına çıkan 15.000 TL"lik ihtiyaç kredisinin onaylanmasına müteakip söz konusu kredi miktarını alarak menfaat sağladığı,” belirtililerek, “Özel Belgede Sahtecilik, Resmi Belgede Sahtecilik, Banka veya Kredi Kurumlarınca Tahsis Edilmemesi Gereken Krediyi Sağlamak Amacıyla Dolandırıcılık, Başkalarına Ait Banka Hesaplarıyla İlişkilendirilerek Sahte Banka veya Kredi Kartı Üretme, Satma...” suçlarından, TCK 207/1, 245/2-3, 43, 204/1(iki kez), 158/1-j maddelerinin tatbiki istemiyle kamu davası açılmıştır.
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda, suç fiilleri sabit görülmüş ancak, gerekçeli kararda; sanık tarafından bankaya ibraz edilerek kullanılan nüfus cüzdanının aslı temin edilemediğinden, diğer belgelerin de özel belgede sahtecilik suçu kapsamında kaldığı değerlendirilerek, sanığın;
... B - ... şubesinden 08/09/2010 tarihinde kredi kartı almak amacıyla yakınıcı ..." e ait sahte nüfus cüzdanı tanzim edip ibraz ettiği, beraberinde sunduğu belgeler ile, kredi kartı sözleşmesi imzalanıp aslı ele geçirilemediğinden nüfus cüzdanının dahi özel evrak kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden eylemine uyan TCK 207/1 maddesi uyarınca,
... D - 07/10/2010 tarihinde ... Kredi ... şubesine sunduğu yakınıcı ..." in kimlik bilgileri ile oluşturulmuş sahte nüfus cüzdanı ve beraberinde aynı amaca yönelik hazırlanmış gelir belgesi ile birlikte 15.000,00 TL ihtiyaç kredisi verilmesini sağlayan eylemde kullandığı yakınıcıya ait nüfus cüzdanının aslı temin edilemediğinden, nüfus cüzdanının da özel evrak kapsamında değerlendirilmesi gerekeceğinden, eylemine uyan TCK 207/1 maddesi uyarınca, ayrı ayrı CEZALANDIRILMASINA karar verilmiştir.
5- Daire çoğunluğunun, sanığın, ... şubesinden 08/09/2010 tarihinde kredi kartı almak amacıyla sahte belgeler ibraz ederek, kredi kartı sözleşmesi imzalaması ve düzenlenen kredi kartını teslim alması eylemlerini bir bütün halinde
TCK"nun 245/2, 43/1. maddelerine uyan suçu oluşturduğuna ilişkin kararına katılmak mümkün değildir. Böyle bir kabul için, aynı suç işleme kararı ile değişik zamanda işlenen suçların AYNI SUÇ OLMASI GEREKİR. Yukarıda belirtildiği gibi, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu (TCK m. 245) ile özel belgede sahtecilik suçunun (TCK m. 207) unsurları ve korudukları hukuki yararlar farklı olup, birbirinden ayrı, bağımsız suçlar olduklarından; aynı suçlar olduğunu kabul etmek hukuken mümkün değildir.
Yerel mahkeme, sanığın özel belgede sahtecilik fiillerini doğru vasıflandırmakla birlikte, aynı bankaya karşı bir ay arayla (08.09.2010 ve 07.010.2010 tarihlerinde) gerçekleştirilen suça konu eylemlerin işlenme biçimi, aradaki zaman aralığı ve sanığın amacı dikkate alındığında; farklı suçları işleme kararı ile değil, aynı suç işleme kararı ile hareket ettiğinin kabulü ile zincirleme biçimde işlenmiş bir özel belgede sahtecilik suçundan (TCK m. 207/1, 43/1) sanığın cezalandırılması gerekirken, aynı suçtan iki kez cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup, sanık ..."nın TCK"nun 207/1. maddesi uyarınca iki kez cezalandırılmasına ilişkin kararın bu gerekçeyle bozulması gerektiğini düşündüğümden, çoğunluğun, bu konuya ilişkin 2 ve 3 no"lu düzelterek onama ve bozma kararlarına katılamıyorum.