(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2020/10194 E. , 2021/5272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi çalışma alanında bulunan 90 parsel sayılı 35.700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz toprak tevzi çalışmaları sonucu Hazine adına oluşan tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonunda reddedilen davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Aynı çalışma alanında bulunan 104 ve 112 parsel sayılı, 21.700, 42.200 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Öte yandan davacının 89 parsel sayılı taşınmaza yönelik aynı nedenle açtığı dava sonucunda verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay bozma ilamında özetle; "Hazinenin tapu kaydının dayanağını oluşturan belirtmelik tutanağı ve dayanağı belgelerinin getirtilmesi, Hazine adına tapu kaydı oluşmasının nedeni üzerinde durulması, taşınmaza kimin zilyet olduğu, kimden kime kaldığı, Hazine adına oluşan tapu kaydı tarihine kadar davacı yararına edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı ...’ın vefatı sebebiyle mirasçıları davaya devam etmişler, aktarılan dava dosyası ve 90 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava dosyası birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 89 ve 90 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, çekişmeli 104 ve 112 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazların kadastro tespiti sırasında, toprak tevzi komisyonunca oluşturulan tapu kayıtları dayanak gösterilmiştir. Davacı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. maddesi; "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar, bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur." hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Mahkemece, komşu taşınmazlara uygulanan tapu kayıtlarında çekişmeli taşınmazların ... ve mera olarak gösterildiği, çekişmeli taşınmazın ... olduğu, davacılar lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları gerçekleşmediği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Mahkemenin kabulünün aksine, dosya arasına getirtilen komşu taşınmazlara dayanak kayıtlarda çekişmeli taşınmazları mera okuyan kaydın bulunmadığı, çekişmeli 89 parsel sayılı taşınmaza doğu yönünde komşu olan 84 parsel sayılı taşınmazın kuzey yönünü “...” okuduğu, ...’un ise hali arazi olduğu bilindiğinden Mahkemenin bu kabulü yerinde bulunmamaktadır. Mahkemece 1988, 1990, 1992 tarihli keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişiler beyanlarında davacıların zilyetliğinin yıllar öncesine dayandığı, 1947 tarihinden itibaren zilyetliklerinin olduğu, 1947 tarihinden önce de bayiilerinin zilyetliğinde olduğunu belirtmişler, 16.5.2014 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ise çekişmeli taşınmazların tevzi tarihinden önce ve sonra kullanılmadığını ifade etmiş olduğu halde Mahkemece beyanlar arasında oluşan çelişki giderilmemiştir. Öte yandan, Mahkemece Köy Hizmetlerini, İl Özel İdarelerinin devralması nedeniyle belirtmelik tutanakları İl Özel İdaresinden sorularak dosya arasına getirtilmemiş, bu doğrultuda belirtmelik tutanağındaki çekişmeli taşınmazlara ilişkin kayıtlar ilgili kurumdan getirtilerek uygulanmamış, belirtmelik tutanaklarında çekişmeli taşınmazlar ile komşu taşınmazlarda mera kaydının olup olmadığı araştırılmamış, toprak tevzii neticesi oluşan tapu kaydının iktisap sebebinin doğru olup olmadığının belirlenmesi amacıyla hayatta olmaları halinde belirtmelik tutanağı bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenmeleri gerektiği düşünülmemiş ve çekişmeli taşınmazların öncesinin zilyetlikle iktisap edilecek yerlerden olması halinde, tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davacı lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen diğer koşulların da gerçekleşip gerçekleşmediği hususu üzerinde durulmamıştır. Öte taraftan, bir taşınmazın niteliğinin ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihinin ve sürdürülüş biçiminin kesin olarak belirlenmesinde en önemli unsur hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yararlanılmamış, yerel bilirkişi ve tanıkların birbiriyle çelişir beyanlarındaki çelişki giderilmemiş ve tek ziraat mühendisi tarafından hazırlanan yetersiz ve soyut içerikli ziraatçi bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmaza ve komşu taşınmazlara ait belirtmelik tutanakları ile ilgili tüm evrak getirtilerek, toprak tevzi çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmazın ne şekilde belirtildiği, mera kaydının olup olmadığı, belirtmelik tutanağında herhangi bir kayıt ya da belgenin esas alınıp alınmadığı belirlenmeli, esas alınan kayıtların bulunması halinde, bu kayıtlar tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmeli ve çekişmeli tüm parseller yönünden Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava konusu taşınmazlara ilişkin tevzi tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilen stereoskopik hava fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edilmelidir. Bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ile hayatta iseler belirtmelik tutanağında imzaları bulunan bilirkişiler, teknik bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşif sırasında belirtmelikte gösterilen kayıtlar uygulanmalı, buna göre taşınmazın öncesinin zilyetlik yolu ile iktisaba elverişli yerlerden olup olmadığının belirlenmesine çalışılmalı ve bu kapsamda bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli parselin öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığı hususları maddi olaylara dayalı olarak sorulup açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, bilirkişi ve tanıkların beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraat mühendisleri kurulundan, taşınmazı değişik yönlerden gösteren fotoğrafları da eklenmek suretiyle taşınmazın niteliğini, toprak yapısını, zirai durumunu üzerinde sürdürülen zilyetliğini şeklini ve süresini, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, tapu kaydını, belirtmelik tutanağını, varsa mera tahsis haritasını ve dava dosyası kapsamını belirtir şekilde keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi suretiyle, çekişmeli taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazın üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, çekişmeli taşınmazın tevzi tapusu kapsamında kalması halinde tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği, yine tapu kaydı kapsamında kalmayan bölümler yönünden de Kadastro Kanunu’nun 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde belirtilen miktar sınırlamaları da dikkate alınmak suretiyle sonucana göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.