8. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/20632 Karar No: 2014/12834 Karar Tarihi: 19.06.2014
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/20632 Esas 2014/12834 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2013/20632 E. , 2014/12834 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/06/2013 NUMARASI : 2011/1010-2013/407
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ile davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR
Mahkemece verilen kısa kararda "Davacının İzmir 26. İcra Müdürlüğü"nün 2011/9045 sayılı takip dosyasında dava konusu taşınmaz ile ilgili yapmış olduğu haczedilmezlik şikayetinin kaldırılmasına, dava konusu İzmir İli, Karabağlar İlçesi, 9114 sok.N: K: D:"de bulunan ve tapuda Karabağlar Tapu Sicil Müdürlüğü"nün 13189 ada parselde kayıtlı 6/180 arsa paylı no"lu bağımsız bölüm taşınmazın belirlenen kıymeti 125.000 TL olduğundan taşınmazın bu miktardan aşağı olmamak üzere İcra Müdürlüğü"nce satışa çıkarılmasına, satış bedelinden davacının haline münasip bir konutu alabileceği tutar olan 70.000 TL"nin davacıya ödenmesine, kalan bakiyesinin icra dosyasına yatırılmasına" karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda; "Davacının İzmir 26. İcra Müdürlüğü"nün 2011/9045 sayılı takip dosyasında dava konusu taşınmaz ile ilgili yapmış olduğu haczedilmezlik şikayetinin kaldırılmasına, dava konusu İzmir İli, Karabağlar İlçesi, 9114 sok.N: K: D:"de bulunan ve tapuda Karabağlar Tapu Sicil Müdürlüğü"nün 13189 ada parselde kayıtlı 6/180 arsa paylı no"lu bağımsız bölüm taşınmazın 70.000 TL"sinden aşağı olmamak üzere satışa çıkarılarak satıştan elde edilecek paranın 70.000 TL"sinin davacıya haline münasip konut alması için ödenmesine, satıştan artan bakiyenin icra dosyasına yatırılmasına” şeklinde hüküm kurulmak suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirilmiştir. T.C. Anayasası, yargılamada aleniyet ilkesini benimsemiştir. Buna göre, yargılama açık olarak yapılacak ve HMK"nun 297/2. maddesi hükmü gereğince de yargılama sonunda verilen kararda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilecektir. Aynı Kanun"un 298/2. maddesi hükmü ise sonradan yazılacak gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağını amirdir. Bu nedenle Mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Nitekim Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun 10.04.1992 tarih ve 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı belirtilmiş olup, Mahkemece yapılacak iş; önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilmek suretiyle yeni bir karar vermekten ibarettir. SONUÇ: Alacaklı ve borçlu vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.